TBMM Genel Kurulu'nda MHP'nin Kıbrıs müzakerelerinin seyri konusunda bir araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önerilerinin gündeme alınması AK Parti'nin oyları ile reddedildi. Görüşmelerde ise Kıbrıs müzakere süreci ve Hükümetin izlediği politika tartışma konusu oldu.
MHP'Lİ ÖZDAĞ: TÜRKLERİN AZINLIK KONUMUNA KAYABİLECEĞİ BİR POLİTİKA
Görüşülen başlıklara yönelik bazı itirazlarda bulunan MHP'li Özdağ, "KKTC heyeti ne yazık ki bir numaralı başlık olan federal devlet meselesi görüşülürken 'kurucu devlet' yerine 'oluşturucu eyalet' kavramını kabul ederek daha şimdiden anlaşmanın ve yeniden kurulması tasarlanan devletin içerisinde KKTC vatandaşı olan Türklerin azınlık konumuna doğru kayabileceği bir politik ve hukuki zeminin oluşmasına müsaade etmiş görünmektedir" dedi.
'AKINCI HEYETİ OLUŞTURURKEN KADROCU YAKLAŞIM SERGİLEDİ'
KKTC halkı adına müzakereleri sürdüren heyetin bazı yapısal zaaflara sahip olduğunu savunan MHP'li Özdağ, heyetin uluslararası müzakereler konusunda deneyimsizliği ve belirli konularda yetkin olmamasıyla ön plana çıktığını, bunun devletler hukuku ve AB hukuku konularında belirginleştiğini söyledi. KKTC heyetinin bu açığının giderilmesi için Türk Dışişleri Bakanlığı'nın olumlu katkılar yaptığını ifade eden Özdağ, böyle bir açığa da KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın KKTC'nin sahip olduğu geniş kaynakları kullanmak yerine dar, kadrocu bir yaklaşımla heyetini oluşturmasının neden olduğunu öne sürdü.
MHP'li Özdağ, görüşmelerde şeffaflığın önemine de vurgu yaparken, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın bu konuda Denktaş, Talat ve Erdoğlu'nu örnek alması gerektiğini söyledi. Özdağ, "Görüşmeler şeffaf olmayınca Rum kesimi, Kıbrıs Türk halkına yönelik olarak bilgilendirmede bulunmakta ve Türk halkına yönelik psikolojik operasyon yapabilmektedir" diye konuştu.
‘KKTC TÜRKİYE'NİN AB'YE TAM ÜYELİĞİ FEDA EDİLEMEZ'
Müzakerelerin bir boyutunun da hiç olmaması gereken Türkiye'nin AB'ye tam üyelik süreci arasındaki irtibatın oluşturduğunu belirten Ümit Özdağ, "Bir Türk devletinin varlığı Türkiye Cumhuriyeti'nin AB tam üyeliğine feda edilemez. Geçmişte Annan Planı'na 'Evet.' demek gibi bir hata yapılmıştı, Allah'tan, Rumlar da 'Hayır' demek gibi bir hata yaptılar da Kıbrıs'tan şehitliklerimizi dahi söküp Anadolu'ya geri getirmek zorunda kalmadık" dedi.
‘KAFASI KARIŞIK ANKARA MÜZAKERELERİ ZOR DURUMA SOKUYOR'
MHP'li Ümit Özdağ, Ankara'nın kafasının karışık olması, hükümetin yaklaşımının net olmamasının müzakereleri daha da zor bir duruma soktuğunu savundu. Özdağ, "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın garantörlükten vazgeçeceğini açıklaması üzerine, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki garantörlüğünün de en son görüşülecek husus olduğunu açıklamıştır. Bu, yapılmaması gereken bir açıklamaydı. Türkiye için garantörlük ne ilk ne de son görüşülecek husustur. Türkiye'nin garantörlüğünün dahi tartışılmaması gerekir" diye konuştu. Özdağ, MHP olarak, KKTC ile Rum kesimi arasında devam eden müzakerelerin her an hızlanabileceği ve çok olumsuz bir şekilde neticelenme ihtimalini de göz önünde tutarak bu konun görüşülmesinin TBMM'nin bir görevi olduğunu düşündüklerini söyledi.
CHP'nin diplomat kökenli isimlerinden Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, son dönemlerde gerek Türkiye gerekse Kıbrıs tarafından yapılan açıklamaların Kıbrıs'ta çözümün çık kısa bir süre içerisinde olacağına işaret edildiğini kaydetti. Çok iyi niyetli bir tablo sergilenip umut vadeden açıklamalar geldiğini kaydeden CHP'li Yılmaz, müzakerelerle ilgili bazı endişelerini ise şöyle dile getirdi:
"İki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayanan, Kıbrıs Türk kurucu devleti ile Kıbrıs Rum kurucu devletinin oluşturacağı 'Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti' deniyor. Yani iki kesim var, 'halk' denmiyor, 'toplum' deniyor. İki toplumlu ve birleşik. Burada bir federasyon söz konusu olan ama merkezi güçlendirilmiş bir federasyon, gevşek bir federasyon değil. Dolayısıyla, bir taraftan 'kurucu devletler' deniyor, sanki devletler varmış, hak ve yetkileri gerçek manada güçlendirilmiş şeklinde sunuluyor ama diğer taraftan, güçlendirilmiş bir merkezî federasyon var. Dolayısıyla merkezî federasyon kurucu devletlerin yetkilerini yutuyor. 'Siyasi eşitlik' deniyor. Ancak özellikle nüfus oranları bu siyasi eşitliğe fiiliyatta, pratikte izin vermeyen bir sonucu doğurabiliyor."
‘ANNAN PLANI'NIN GERESİNDE ŞU ANDA TARTIŞILAN'
"Rum kesimini tanımıyoruz ama tanımamanın gereğini yapmıyoruz" diyen Öztürk Yılmaz, "Bu çözümün olacağına inanan var mı?" diye sordu. Çözümün zor olduğunu kaydeden Yılmaz, "Çünkü en zor konular, özellikle toprak, mülkiyet ve garantilerle ilgili başlıklar, şu anda mülkiyet, bir kısmın konuşulduğu söyleniyor ama Rum tarafının istediği toprak konusu, Annan Planı'nın da ötesine geçen bir toprak" dedi. Harita üzerinde Rumların istediği yerleri gösteren Yılmaz, "Annan Planı'nın da gerisinde bir şey şu anda tartışılan" diye konuştu.
‘AB'DEKİ OLUMLU HAVANIN GEREKÇESİ SIĞINMACILAR'
Kıbrıs konusunda özellikle AB'de olumlu hava yaratıldığına işaret eden CHP'li Yılmaz, konunun Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de tutulmasından çıktığını savundu. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 milyondan fazla buraya sığınmacı gelince ve bunlar Avrupa'ya gidince bunları Türkiye'de tutma konusu gündeme geldi ve o konu üzerinde bu defa 'Türkiye'ye ne tür bir şey sunabiliriz?' dendi. Buldukları, tekrar Türkiye'nin AB sürecini canlandırmak oldu. İstedikleri için değil ama şartlar onları bu noktaya getirdi. Dolayısıyla ne oldu? Kıbrıs konusu gündeme geldi çünkü bu sürecin canlanabilmesi için Kıbrıs'la ilgili bir adım atılması gerekiyordu. Bakınız, 8 tane müzakere başlığı limanlar nedeniyle donmuş, 6 tane fasıl ise Rum tarafının tek taraflı blokajıyla karşı karşıya; dolayısıyla 14 tane faslı dondurmuşlar. Bu fasılların açılabilmesi için ona ilişkin alınacak kararların altında da Rum tarafının imzası olması gerekiyor. Böyle bir karmaşık, girift ilişkilerden bahsediyoruz; dolayısıyla bu kolay değil.
‘ÇÖZÜM, BİZ NE ZAMAN FAZLA TAVİZ VERİRSEK OLABİLİR'
Çözüm ne zaman olabilir? Biz ne kadar fazla taviz vermeye razı olursak o zaman belki çözüm olabilir ama şunu unutmayalım: Nasıl olsa Annan Planı'nı biz kabul ettik, KKTC de kabul etti, Rum tarafı reddetti biz yüksek moral zemini elde ettik; bu defa da biz yapalım, bazı tavizleri verelim, nasıl olsa Rum tarafı yine reddeder anlayışıyla giderseniz bu defa Rumlar onu yutmaz, kabul eder. Çünkü bu zamana kadar bu müzakere süreci akılla, mantıkla alakalı olmayan bir zemine çekiliyor, Türkiye'nin AB süreciyle zaten iç içe geçmiş bir konu. "
"Siz Kıbrıs konusunu çözseniz de AB konusunu halledemeyeceksiniz" diyen Yılmaz, Türkiye'nin AB süreciyle ilgili başka bir yol bulması, başka bir kanal açması gerektiğini söyledi. CHP'li Yılmaz, "Bütün yumurtaları Kıbrıs sepetine koymuşlar ve bunu bizim elimize vermişler taşlı yoldan yürütüyorlar bizi. Bu kadar saçma bir süreç olamaz" dedi.
‘İKİ KURUCU DEVLET ÇIKMIYOR ORTAYA'
Müzakerelerde ele alınan mülkiyet konusundaki kaygılarını da anlatan Öztürk Yılmaz, "Kurucu devletlerin hem mülkiyette hem de nüfus olarak çoğunlukta olması gerekiyor, iki kurucu devletin de kendi alanlarında. Ama olan o mu? Öyle bir şey mi çıkıyor? Ben size söyleyeyim ne oluyor? Eğer bu çözüm olursa, aşağıda, Rum kesiminde homojen Rum devleti çıkıyor, kuzeyde ise, aşağıdan gelen Rumlarla birlikte oluşturulmuş suni, sulandırılmış bir KKTC çıkıyor. Yani Kıbrıs kurucu Türk devletinin içerisinde Rumlarla yetki paylaşacak, egemenlik paylaşacak bir unsur çıkıyor, dolayısıyla iki kurucu devlet çıkmıyor ortaya. Bir tanesi hakikaten kurucu devlet, Rum kesimi, kuzeyde ise Rumlarla egemenliğin paylaşıldığı bir kurucu devlet çıkıyor, nüfusun paylaşıldığı bir kurucu devlet çıkıyor. Alt parlamentolara seçilecek insanlar, siz zannediyor musunuz sadece KKTC'den olacak? Belki de yüzde 40'ı Rumlardan olacak kuzey kesimindeki parlamentonun. Dolayısıyla böyle bir çözümden bahsediyoruz" diye konuştu.
Yılmaz, AB sürecini de Kıbrıs sorunun çözümünü de sonuna kadar desteklediklerini vurgularken, "Ama ikisinin birbirine bağlantılı şekilde götürülmesinden rahatsızız. Eğer böyle bir bağlantı devam ettirilirse her ikisini de kaybediyoruz" dedi.
AK PARTİ: KIBRIS ÇIKARLARINI DÜŞÜNEN POLİTİKAMIZ SÖZ KONUSU
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ise, Kıbrıs konusundaki hassasiyetlerinin ortada olduğunu ifade ederek, "Kıbrıs, bizim için millî bir davadır. Avrupa Birliği sürecindeki bir Türkiye'nin nihai hedefi tam üyeliktir. Tam üye olmuş bir Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Kıbrıs çıkarlarını düşünen bir dış politikamız söz konusudur" diye konuştu.