Türkiye’nin de aralarında bulunduğu üçüncü ülkelerle görüşmelerin sürdüğünü kaydeden Altmaier ayrıca, Cezayir, Tunus ve Faslıların Almanya'ya doğru yola bile çıkmamaları için ‘yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek açıklıkta sinyaller‘ de verilmesini talep ettmişti.
Öte yandan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, müzakereler yürütülüyor olmasının büyük hızla çalışıldığı anlamına gelmediğini kaydetti.
SPD'li eyalet başbakanlarının aylardır geri kabul anlaşmaları için çağrı yaptığını, ancak Kuzey Afrika ülkeleri örneğinde görüldüğü gibi henüz ortada işleyen bir anlaşma bulunmadığını söyleyen Gabriel, “Bu ülkelerden gelen neredeyse hiç kimseye Almanya'da iltica hakkı tanınmıyor. Buna karşın suç vakalarının sayısı ürkütücü derecede yüksek ve kimse sınır dışı edilmiyor“ diye konuştu.
Yeşiller partisi ise bu planın gerçekçi olmadığı görüşünde. Yeşiller'in sığınmacı politikaları sözcüsü Luise Amtsberg, sığınmacıların nasıl sınırdışı edileceği ve bu sığınmacıları kabul eden ülkelere karşılığında ne verileceğine dair açıklama talep etti.
Alman hükümetinin, Libya gibi ülkelerle insan hakları açısından ne koşullar altında anlaşma yapacağını da açıklığa kavuşturmasını isteyen Amstberg, iltica başvurularının başarı şansıyla ilgili açık olmanın doğru ve olumlu olduğunu, ancak siyasi takibat altındakilere kapının açık kalmasının sağlanması gerektiğini belirtti.
Yeşiller Eş Başkanı Simone Peter de Berlin’in yeni planının, ‘hoşgeldin kültürü'nden uzaklaşma yönünde işaretler verdiğini vurguladı.
Cezayir, Fas ve Tunus'un şimdiye dek Almanya'dan sınırdışı edilen vatandaşlarını geri kabul etmediğini ve kalkınma yardımlarından fazlasını istediklerini kaydeden Peter, ikili anlaşmaların bu uygulama için yeterli olmayacağını savundu. Peter, Almanya'nın sığınmacıları sınırdışı etmek yerine entegrasyon altyapısına yatırım yapması, kaçış nedenlerine karşı mücadele etmesi ve sığınmacıları kabul eden üçüncü ülkelere destek olması gerektiğini ifade etti.
Koalisyon hükümetini oluşturan partilerin meclis grup başkanları, Cezayir, Tunus ve Fas'ın ‘güvenli ülke‘ ilan edilmesini kararlaştırmıştı. 2014 yılında Sırbistan, Makedonya, Bosna-Hersek; 2015 yılında da Karadağ, Arnavutluk ve Kosova ‘güvenli ülkeler‘ listesine dahil edilmişti. ‘Güvenli ülke'lerden gelen ilticacılar doğrudan ülkelerine geri gönderilebiliyor.