Demirtaş, "AK Parti hükümetinin PYD'ye karşı göstermiş olduğu tutum kabul edilebilir değil, çok yanlış bir tutum. PYD, IŞİD'e karşı en etkili mücadeleyi yürütmüş örgütün ismidir, partinin ismidir ve IŞİD'e karşı başarılı olabilmiş dünyadaki tek harekettir" dedi.
"Türkiye'ye karşı tek bir kurşun atmamış bir örgütü, sırf AKP hükümetini memnun etmek için masaya oturtmayacaklarsa o konferans başından itibaren çökmüş demektir. Oradan bir sonuç çıkmayacak demektir" ifadelerini kullanan Demirtaş, şunları söyledi:
Suriye'de en etkili yerel gücünü dışlayarak Suriye'de barış aranır mı? Dolayısıyla 'PYD masada olmasın' diyenler, Suriye'de barış istemeyenler, çözüm istemeyenlerdir, kesin net olarak böyledir. Suriye halkını temsil eden, PYD ve diğer güçler de masada olursa oradan bir sonuç çıkabilir. Aksi halde tıpkı Cenevre bir, Cenevre iki gibi sonuçsuz boş anlamsız bir konferans olur. Bu konuda AKP hükümetinin de artık bu anlamsız tavrından vazgeçmesi gerekir. Davutoğlu bunu yaparak Suriye'de çözüm değil sorun yaratan ülke olduklarını, sorunun tarafı olduklarını ortaya koyuyor. Davutoğlu'nun politikaları Suriye çözümünü zorlaştırıyor, imkânsız hale getiriyor. Biz bu konuda kesinlikle AKP ile aynı şeyi düşünmüyoruz, düşünmek zorunda da değiliz.
Hükümet bunu yaparak aslında iç barışı da giderek tehlikeye atıyor, çatışmayı derinleştiren bir politika izlemiş oluyor, Suriye'deki barış görüşmelerini ve barış ihtimalini de engellemiş oluyor ve Suriye'de dökülen her damla kandan AKP de daha fazla sorumlu hale geliyor. Birileri IŞID'i Cenevre'ye davet etmiş olsaydı Davutoğlu bu kadar bağırıp çağırmayacaktı. IŞİD halifesi Bağdadi gelip Cenevre'de sandalyeye oturmuş olsaydı Davutoğlu herhalde Bu burada oturamaz terörist örgüttür demezdi. Eminim ki ‘onlar da öfkeli çocuklardır, bu masada olsunlar' derdi. Kürtlerden niye bu kadar nefret ediyorlar anlamak da zorlanıyoruz. Türkler, Kürtlerin kardeşidir, Suriye'deki Irak'takiler de öyledir. Siz IŞİD'e göstermiş olduğunuz sevginin, saygının binde birini Kürtlere göstermiyorsunuz sonra da Kürtlerle etle tırnağız, bin yıldır kardeşiz gibi hikâyeler anlatıyorsunuz. Sonra da kimse inanmaz bunlara tabii ki.