ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmelerin perde arkasını Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek ve Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan yazdı.
Deniz Zeyrek'in ‘Başika'ya ara formül' başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye ziyaretinin en somut sonucu Irak ile Türkiye arasında kriz olan Başika'da yaşanacak. Başika'nın tabelası uluslararası güç olduğunu gösterecek, ancak yapısında hiçbir değişikliğe gidilmeyecek. Söz konusu uluslararası gücün Irak ordusu unsurlarını da içermesi bekleniyor.
Bu kasabanın tabelası uluslararası güç olduğunu gösterecek, ancak yapısında hiçbir değişikliğe gidilmeyecek. ABD yönetiminin de desteklediği projeye göre Başika'daki eğitim üssünde ABD, NATO ve IŞİD karşıtı koalisyon ortak hareket edecek.
ÜÇ KRİTİK BAŞLIK
Joe Biden'ın Türkiye temaslarında üç kritik başlık vardı. İlk başlık Suriye oldu. Suriye başlığı altında önce Cerablus-Mare hattındaki sınır bölgesinin tamamen kapatılması konuşuldu. İki ülke silahlı kuvvetleri önümüzdeki günlerde masaya oturarak sınırı kapatma konusundaki işbirliğinin şeklini belirleyecekler.
Suriye konusundaki ikinci başlık ise PYD oldu. Biden, PYD ile işbirliği yaptıklarını ve terör örgütü olarak görmediklerini vurguladı. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Başbakan Ahmet Davutoğlu ise PYD'nin PKK'nın ta kendisi olduğunu, bu nedenle de Türkiye açısından tehdit olmayı sürdürdüğünü savundular. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Biden'a "Bunlar kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. Bugün müttefikiniz olarak görünmekle birlikte Rusya ve Esad'la da işbirliği yapıyorlar. ABD için de tehdide dönüşecekler" uyarısında bulunduğu öğrenildi. Biden ve ABD heyetinin de PYD'nin Ruslarla ilişkisinden rahatsız olduklarını ifade ettikleri, ancak buna karşın karada bölgesel güç olarak IŞİD'le mücadelede işbirliğine devam edeceklerini vurguladıkları belirtildi.
İkinci kritik konu, Irak oldu. Türk tarafı, Başika'daki eğitim üssü nedeniyle Irak'ta yaşanan krize dikkat çekerek, ABD'nin bu konuda Türkiye'nin yanında olması gerektiğini ifade etti. Görüşmelerde Irak'ın ikna edilmesi için Başika'nın kapsamının genişletilmesi formülü ele alındı. ABD yönetiminin de desteklediği projeye göre Başika'daki eğitim üssünde ABD, NATO ve IŞİD karşıtı koalisyon ortak hareket edecek. Ancak kampın tabelası dışında hiçbir şeyine dokunulmayacak. Irak ordusunun da bu uluslararası koalisyonda temsilci bulundurmasına izin verilecek. Askeri yetkililerin önümüzdeki günlerde bir araya gelerek projeyi uygulaması hedefleniyor.
Edinilen bilgiye göre Erdoğan-Biden görüşmesinde ifade özgürlüğü ve aydınlar bildirisi de gündeme geldi. Erdoğan, Biden'a Türkiye'de görüştüğü gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'nin tamamını yansıtmadığına işaret etti ve "Türkiye'nin fotoğrafı bu değil" yorumunu yaptı. Erdoğan, PKK ile mücadelede gelinen noktayla ilgili bilgi verdikten sonra bu mücadeleyi olumsuz etkileyecek gelişmelere karşı ABD'nin de Türkiye'nin yanında yer alması gerektiğini vurguladı. Biden'ın şu mesajı verdiği öğrenildi: "ABD olarak PKK ile mücadelenizin sonuna kadar yanındayız. Ancak basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ABD'nin vazgeçilmez değerleridir. Aydınlar konusunda yaptığımız eleştirinin gerekçesi de ifade özgürlüğüdür. Bildirinin içeriği konusunda PKK'nın yeterince eleştirilmediği görüşüne katılıyorum. Bunu bildiriyi destekleyen aydınlara ve gazetecilere de ifade ettik."
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan'ın 'YPG'ye verdiğiniz silahlar Türkiye'ye doğruluyor' başlıklı yazısı ise şöyle:
‘BIDEN SÜRPRİZ BİR GÖRÜŞME TRAFİĞİ GERÇEKLEŞTİRDİ'
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye ziyareti, örneğine az rastlanır bir hareketlilikte geçti. Perşembe gecesi Türkiye'ye gelen Biden önce sürpriz bir görüşme trafiği gerçekleştirdi.
Biden, CHP ve HDP'li vekillerle, bazı gazeteci ve akademisyenlerle, tutuklu gazetecilerin yakınlarıyla görüştü.
Bu görüşmelerden kamuoyuna yansıyan bilgiler, Biden'ın gazetecilerin tutuklu yargılanmasını, bildiri yayımlayan akademisyenlere yönelik tutumu, operasyonların sürdüğü bölgelerdeki sivil ölümlerini sert biçimde eleştirdiği yönündeydi.
Kamuoyuna yansıyan bu haberlerin ardından Biden'ın önce Başbakan Ahmet Davutoğlu sonra da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yapacağı görüşmelerin gergin bir atmosferde geçeceği beklentisi oluştu.
Ancak hemen aktaralım, aldığımız bilgiler, beklenenin aksine her iki görüşmenin yapıcı bir atmosferde geçtiği yönünde. Görüşmelerin perde arkasına gelince.
‘DAVUTOĞLU HARİTALARI AÇTI'
Elbette her iki görüşmede de ana gündem Suriye'ydi.
Suriye'deki iç savaşın bitirilmesine yönelik bugün başlayacak görüşmeler öncesi Biden'la yüz yüze sorunların görüşülebilmesi, ABD Başkan Yardımcısı'nın Türkiye ziyaretini bu tarihe denk getirmesi ayrıca önemliydi.
Biden'ın Davutoğlu ile yaptığı görüşmede, alışılmış resmiyetin dışına da çıkıldığını öğrendik.
Aldığım bilgilere göre, Suriye'yi ve Irak'ı neredeyse köylerine kadar bilen Davutoğlu, Dolmabahçe'deki makam odasına görüşme sürerken bir sehpa getirtti ve bu sehpanın üzerine iki ülkenin haritaları yayıldı.
İki isim bu haritalar üzerinden sorunları konuştu.
Davutoğlu, hangi bölgede ne sorun olduğunu, hangi örgütün nereye hakim olduğunu, kimin hangi bölgeyi almayı amaçladığını, nerelerde demografik yapının değiştirilmesinin hedeflendiğini, etnik çatışma alanlarını, Türkiye'nin kırmızı çizgilerini ve nedenlerini haritalar üzerinden detaylı olarak anlattı. Bu analizleri dikkatle dinleyen Biden da kendi görüşlerini aktardı. Davutoğlu ve Biden, hem çalışma ofisinin hem de konuların sıcaklığından ceketlerini çıkartıp çalışmayı sürdürdü.
İki ismin ceketlerini bile çıkartarak alışılmışın dışında bir yoğunlukla görüştükleri ise ancak görüşmenin sonunda öğrenilebildi. Bu yüzden görüşmeden yansıyan bir fotoğraf kamuoyuna yansıtılamadı.
DAVUTOĞLU DA BIDEN GÖRÜŞMELERİNİ ELEŞTİRDİ
Görüşmede elbette Biden'ın yaptığı görüşmeler ve açıklamaları da masaya geldi.
"Türkiye özgür bir ülke, istediğinizle görüşebilirsiniz ancak görüşmeleriniz tek açılı bir yaklaşımla ayarlanmış. Türkiye'de yaşanmakta olan sorunları bütün boyutlarıyla anlayabilmek, bizim çabalarımızı kavrayabilmek için görüşme yelpazenizi daha geniş tutmalıydınız" demiş.
Başbakan, akademisyenler konusunda, bir bölümü kamuoyuna da yansıyan görüşlerini de Biden'a aktardı.
‘SİZ BUNA İZİN VERİR MİSİNİZ?'
Davutoğlu, bu konuda, "Akademisyenlerle tartışmayı akademik boyutta götürmek isterdim. Ancak sizin ülkenizde hendekler kazılsa, barikatlar kurulsa siz buna izin verir misiniz? Birileri bize, 'Bunlar bu bölgelerde hendek kazdı, buraları onlara bırakıp gidin' diyor. Siz buna izin verir misiniz? ABD'de orayı hendek kazanlara bırakıp gidin dese bırakır mısınız?" ifadelerini kullandı.
Biden görüşmede özellikle PKK konusundaki net tutumunu sürdürdü.
Muhalefet vekilleriyle yaptığı görüşmede ve basın toplantısında da söylediği, "PKK buraları bir an önce terk etmelidir. Bu bir trajedidir. Türkiye bizim müttefikimiz. PKK ise bir terör örgütüdür. Uluslararası camia da bunu böyle kabul etmektedir. PKK derhal çekilmeli, Türkiye'yi terk etmeli" şeklindeki görüşlerini aktardı.
‘BIDEN TUTUMUNU DEĞİŞTİRMEDİ'
Ancak Biden'ın, Davutoğlu'nun, "PKK ile PYD'nin aynı olduğu, PYD'nin ve silahlı kolu olan YPG'nin Kandil tarafından yönetildiği" sözlerine karşılık, ülkesinin YPG ile PKK'nın aynı olmadığı yönündeki yaklaşımını sürdürdüğünü öğrendik.
Davutoğlu ise "YPG'ye verdiğiniz silahlar PKK'ya gidiyor. Bu silahlar sonra Türkiye'ye doğruluyor" ifadesini kullandı.
Hatta Başbakan, bunların belge ve bilgilerinin ellerinde olduğunu, ABD yönetimine bunları verebileceklerini açıkça söyledi.
Biden ise bu konuda açık bir tartışmaya girmemeye özen gösterdi.
Buna karşılık, "IŞİD ne kadar terör örgütüyse PKK da terör örgütüdür" ifadeleriyle PKK'yla mücadele konusundaki desteğini ortaya koydu.