Hükümete yakın medya, Doğan grubunda terör propogandası yapıldığını iddia etti ve hem grubu hem Beyazıt Öztürk'ü çok sert eleştirdi. Bunun üzerine Beyazıt Öztürk canlı yayında, Doğan grubu ise yazılı bir açıklama ile özür diledi.
'KONUŞMA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ÇERÇEVESİNİ AŞMIYOR'
RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle' programında tabloyu değerlendiren hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen, önce Türkiye'nin çok hassas bir dönemden geçtiğini söyledi. Terörle, olağanüstü gelişmelere karşı olağan hukuk kurallarıyla mücadele edildiğini anlatan Şen, Ayşe Çelik'in açıklamalarıyla ilgili şöyle konuştu:
"Açıklamayı yapan kişi, devlet sivilleri, çocukları öldürüyor şeklinde bir ithamda bulunmuyor. Konunun bütünlüğü itibariyle bir eleştiri var. Rahatsız edici olabilir. Kimin ne yaptığı konusunda bir nitelendirme yok. Biri çıkmış insanların ölmemesini, duyarsız kalınmamasını söylemiş ve kimin yaptığı, ne şekilde yaptığı gibi nitelendirmelerde de bulunmamış. Olayı takip edemeyen sunucu olaya müdahil olamamış konu da istenmeyen boyuta gitmiştir."
'HER KONUŞMA CEZA KONUNLARININ İŞİ DEĞİLDİR'
Tartışmanın büyümesini Türkiye'deki kutuplaşmaya bağlayan Prof. Ersan Şen, propoganda ile eleştiri arasındaki ince çizgiyi de anlattı.
'75 YAŞINDAYIM BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİM'
Geçen hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla görüşen barış grubundaki gazeteci Oya Baydar, tartışmaları dehşet içinde izlediğini söyleyerek, "Aynı mesajı biz de paylaştık, hatta onu da aştık, çözüm bulmaya çalıştık. 75 yaşımdayım böyle bir şey ile ilk defa karşılaştım" dedi.
'KİMDEN ÖZÜR DİLENİYOR, ÖLÜLERDEN Mİ?'
Oya Baydar Beyazıt Öztürk'ün olaydan sonra dilediği özrü de gündeme getirdi, niye diye sordu. Bu durumu yaratılan korku ortamına bağlayan Baydar, Beyazıt Öztürk'ü eleştirmeyelim, onu yüreklendirelim, 'korkma' diyelim dedi.
"Benden beklenebilir mi diye soruyor Beyazıt Öztürk; barışı savunmak, insanları savunmak tabii ki senden beklenebilir. Ama şunu demek istiyor: Öyle bir baskı altındayım ki beni terörist ilan ediyorlar, terörist olabilr miyim ben? Bunu da babasının polisliğiyle açıklamaya çalışıyor. Benim asıl ağrıma giden bu. İnsanlar öyle bir korkutuldu ki benimsemeleri gereken ve övünmeleri gereken şeyi yaptıklarında özür diliyorlar. Özür kimden dileniyor? Ölülerden mi? Benim utancım ve tepkim ne o kanala, ne Beyazıt Öztürk'e. Onları bu zavallı duruma düşürenlere. Herkes korkuyor. Söylediklerim Beyazıt'ın şahsında değil. Zaten yeterince linç ediliyor. Tam tersine arkasında durup korkma demek lazım. Bizim gibi insanlar o suça iştirak etmesi lazım."
'CESARET YOKSA ESARET VARDIR'
Gazeteci Tayfun Atay da yaşananları otoriterleşmenin bir parçası olarak değerlendirdi.
Olay Doğan grubuna ait bir kurumda olmasa bu kadar fırtına kopmazdı diyen Atay, hem Beyazıt Öztürk'ün hem de Doğan grubunun açıklamalarını korku atmosferine bağladı ve "Cesaret yokse esaret vardır" diye konuştu.