"Bir partinin, vatan haini, terörist, şiddet yanlısı olarak gösterilebilmesinin en büyük nedeni Türkiye'deki basın, medyadır. Bunun bir örneğini 2 gün önce bir şov programında yaşanan durumda gördük. Bir kadın telefonla şov programına bağlanıyor. İnsanlar ölüyor, sessiz kalmayın, anneler ağlamasın, çocuklar ölmesin, barış olsun bu ülkede diyerek barış mesajı veriyor. Konsept o kadar sert ki. Bir merkez medya canlı yayınından barış mesajının verilmesi, devletin bütün mekanizmalarını harekete geçiriyor. O program yapımcısını linç ediyorlar. O konuşmayı yapan kadını arıyorlar. Buna terör örgütü propagandası diyorlar. Bu kadar yoğun bir şekilde saldırmalarının nedeni denir. 'Ülkemde barış istiyorum' derken neden bu kadar yoğun saldırıya uğruyorlar. Geri kalanları korkutmak istiyorlar Ayşe öğretmeni değil. Televizyon programcıları ürkmeli, korkmalı. Saldırının bu kadar yoğun ve orantısız olmasının nedeni bu. İnsan anlam veremiyor. Kadın ne yaptı ki bu kadar saldırıya uğradı. Bu televizyon ne yapıyor? Pişmanlık beyannamesi yayınlıyor. Medyanın hali budur."
KANAL D: İLK GÜNDEN BUGÜNE DEVLETİN YANINDAYIZ
Tartışmalar nedeniyle açıklama yayınlayan Kanal D, yaşananları ‘provokasyon’ olarak niteledi. Kanal D'nin “Bir provokasyonun perde arkası” spotuyla paylaştığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Beyazıt Öztürk, 20 yıldır Kanal D ekranında herkesin çok yakından bildiği, eğlence içerikli show programı yapmaktadır. Dün gece yayından sonra, yaptığımız araştırma sonucunda elde ettiğimiz bilgiler aşağıdaki gibidir;
Kendisini Ayşe Çelik Öğretmen olarak tanıtan kişi, konuklara “ünlü olmadan önce yaptığınız ve şimdi özlediğiniz neler var”, “hayranlarınızla başınıza gelen en tuhaf şey nedir”, “kendinizi eleştirirseniz neyinizi eleştirirsiniz” sorularını sormak istediğini aktarmıştır. Ardından cep telefonundan yayına bağlanmıştır. Yayında bambaşka konuları dile getirmiş ve sonrasında da sosyal medyada gündem oluşturmuştur.
Beyazıt Öztürk, istisnasız bu ülkede herkesin sevdiği, programında asla siyasete yer vermeyen, toplumun her kesimini kucaklayan tarzına rağmen böylesi bir provokasyonun içine çekilmeye çalışılmıştır. 23 yıllık yayın tarihinde ülkemizin değerlerine ve menfaatlerine bakışı çok belirgin olup, terörün her türlüsüne karşı Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü ilke edinmiş Kanal D olarak hem böylesi bir provokasyonun hedefi olmanın hem de akla hayale gelmeyecek senaryolarla yıpratılma gayretinin üzülerek farkındayız. Doğan TV ve Kanal D ilk günden bugüne devletin yanında yer almıştır.
Altını çizerek bir kez daha belirtmek isteriz ki hiçbir suistimal ve iftira çizgimizi ve duruşumuzu değiştirmeyecektir. İyi niyetle bakan gözlerin hemen farkedebileceği bu provokasyona karşı Kanal D Yönetimi söz konusu kişiye dair tüm hukuki süreçleri işletecektir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
MEB: ÖĞRETMEN DEĞİL
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkilileri de söz konusu kişinin öğretmen olmadığını açıkladı.
MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği yetkilileri, öğretmen olduğunu söyleyen Ayşe Çelik adlı kişinin araştırıldığını, bu isimde MEB’de görevli 3 öğretmen bulunduğunun tespit edildiği belirtti. Bu 3 öğretmenle de birebir görüşüldüğünü ifade eden yetkililer, 3 öğretmenin de durumdan rahatsızlık duyduklarını belirterek böyle bir programa bağlanmadıklarını söylediklerini aktardı.