Düzgün, Sputnik’e yaptığı açıklamada “Normalde bu tür eylemleri siyasi akıl yapar, bizim gibi inanç örgütleri de onlara destek verir, katkı sunar. Ama bu ülkede böyle bir siyasi iradenin ortaya çıkmayışından kaynaklı, zorunlu olarak biraz da mecburiyetten bu ülkenin sorunlarına parmak basmak için böyle bir eylem başlattık” dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu ve birçok Alevi derneği, 30 Aralık’ta Güneydoğu’da yaşanan çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle halkın temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiğini, aralarında çocukların da bulunduğu birçok sivilin çatışmalarda yaşamını yitirdiğini belirterek “Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin” sloganıyla üç günlük açlık grevi başlatmıştı. Federasyon, 2 Ocak’ta açlık grevine süresiz ve dönüşümlü olarak devam edileceğini duyurmuştu.
‘BU ALEVİYİ DE SÜNNİYİ DE YAKACAK BİR ATEŞ’
Eylemlerinin bir dayanışmadan ibaret olmadığını belirten Düzgün, “Bu eylem tam da bu katliamların durması için, bu ülkede yaşayan halkların birbirini boğazlamaması için, —bir iç savaşa doğru giden bir gidişat var- bunu durdurmak amacıyla kendimiz için, tüm Türkiye’de yaşayan insanlar için yaptığımız bir eylem. Birçok insan bu dayanışma eylemi mi diyor, ama değil. Tam tersine, biz bu ülkede yaşıyoruz ve bu ateş hepimizi yakacak. Aleviyi de Sünniyi de yakacak bir ateştir. Bu nedenle açlık grevine başladık” diye konuştu.
Başlangıçta üç gün öngörmelerine karşın eyleme neden devam ettiklerini de anlatan Düzgün, “Bir anlamda bütün toplum kesimleri bir kıvılcım bekliyormuş. Bir anda bütün Türkiye’ye yayıldı, 23 şehirde açlık grevleri yapılıyor, Avrupa’nın da dokuz ülkesinde açlık grevleri başladı. Avrupa Parlamentosu önünde çadır kurulacak, oradaki vekillere Türkiye’de yaşanan sorunla ilgili bildirimde bulunulacak. Şu an süresiz dönüşümlü açlık grevi yürüyor” dedi.
'MUHALEFETTE BÖYLE BİR İRADE ORTAYA ÇIKMADIĞI İÇİN BU EYLEMİ BAŞLATTIK'
“Normalde bu tür eylemleri siyasi akıl yapar, bizim gibi inanç örgütleri de onlara destek verir, katkı sunar. Ama bu ülkede böyle bir siyasi iradenin ortaya çıkmayışından kaynaklı, zorunlu olarak biraz da mecburiyetten bu ülkenin sorunlarına parmak basmak için böyle bir eylem başlattık.”
“Esas beklenen doğrudan siyasi partilerin merkezi anlamda bu savaşa karşı tutum takınmaları” diyen Düzgün, HDP’nin bölgedeki gelişmeleri yakından izlediğini ancak CHP’nin bu tür bir eyleme hazırlıklı olmadığını gördüklerini ifade etti. “Her gün insanların öldüğü bir ülkede siz anlık politika üretmek zorundasınız eğer bir siyasi partiyseniz. Orada bir eksiklik gördük” diyen Düzgün, milletvekilleri düzeyinde ise birçok CHP’li milletvekilinden destek gördüklerini ifade ederek bunun da sevindirici olduğunu kaydetti.
‘ÖLÜMLERE ALIŞTIRMA POLİTİKASINA KARŞI ÇIKMALIYIZ’
Düzgün, açlık grevini bir üst eylem boyutuna taşıyarak demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerle ortak farklı bir barışçıl eyleme dönüştürmeyi amaçladıklarını, eylemlerinin önümüzdeki günlerde çeşitleneceğini söyledi.
Düzgün, “Bugün baktığımızda onlarca insan ölüyor, bebekler ölüyor. Ama bir suskunluk, kabulleniş var, ölümlere alıştırma politikasından kaynaklı alışkanlık var. Bunu bizim kırmamız lazım. Alevi inancının merkezinde insan vardır. Bu kadar insana kutsallık addeden bir inancın insan ölümüne sessiz kalması kendi inancına ihanettir. Biz bunu kabul edemeyiz” diye konuştu.
‘BU VAHŞETE TÜRKİYE’NİN BATISINDA DA KARŞI DURULMALI’
Açlık grevine katılan Ankara Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Songül Çelik, Sputnik'e yaptığı açıklamada, Alevilerin ülkenin güneydoğusunda yaşananlara karşı durduğunu ifade ederek “Bu ülkede kadim halklar birer birer yok oldu. Herkesin bir hikayesi var, ‘Benim Ermeni, Yahudi, Rum komşum vardı’ diye anlatıyor. Şimdi gitti onlar, bu sistem, devletler, hükümetler kendilerini sürdürmek için halkları yok ettiler birer birer bu ülkede. Şimdi sıra Kürtlerde. Eğer bu ülkede batı yakasında bu vahşete karşı durulmazsa yarın o hikayelere yeni bir hikaye eklenir, ‘Benim bir Kürt komşum vardı’ denir” dedi.
Çelik, “Bugün oradaki kardeşimize elimizi uzatıp katliama karşı durmak hepimizin boynunun borcudur. Bu ülkede bütün halklar şu anda bir sınav veriyor. Bu sınavı geçerlerse özgürlükler bu ülkeye gelecektir. Sınavı vermezlerse bir karanlık devam edecektir” diye konuştu.
Açlık grevine katılan Cebrail Aslan ise Alevilerin böyle bir eylem yapmasının tarihi bir önemi olduğunu ifade ederek “Türkiye’deki mevcut demokrasi cephesini, sol sosyalist cepheyi de birleştirir ve burada bir irade oluşturabilirsek bu katliamın önüne geçebilir ve AKP’nin saray sultasını yenebilir ve bu ülkede barışı egemen kılabiliriz” dedi.
‘ARTIK BATIDAKİ İNSANLARI KANDIRAMAYACAKLAR’
‘TARİFİ OLMAYAN BİR SAVAŞ ORTAMINDAYIZ’
Alevilerin başlattığı eyleme bir Sünni olarak destek verdiğini belirten Bedriye Irmak ise, “Bizler, insan olan, Kürt mü Türk mü Alevi mi Sünni mi o kimliğe takılmadan biz batıdan, Türkiye metropollerinden 7 Haziran’ın ruhunu nasıl yakaladıysak, başkan yaptırılmadıysa, bu halklar tekrar bir araya gelip bu zalime karşı direnmeye çağırıyoruz. Buradan bütün halklara, özelinde de kadınlara çağrımızdır” dedi.