Yunanistan Parlamentosu 22 Aralık günü, bağlayıcı olmayan bir karar alarak Filistin devletini tanıdı. Tavsiye niteliğindeki karar öncesi açıklama yapan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail ile iyi ilişkilerin bozulmaması için kararı devlet düzeyinde değil, parlamento düzeyinde alacaklarını açıklamıştı. Parlamento düzeyindeki karar kamuoyunda ‘Türkiye, İsrail ile ilişkilerini geliştirirken Yunanistan’ın Filistin halkının yanında yer aldığı’ şeklinde yorumlandı.
SYRIZA (Radikal Sol Koalisyon) hükümetinin hem İsrail hem de Filistin ile kurduğu ilişkileri ve ‘Filistin devletinin tanınmasını’ Sputnik’e değerlendiren Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komite üyesi ve Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Elisseos Vagenas, kararın bağlayıcı bir karakterinin olmadığının altını çizdi.
Vagenas, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, kendisine İsrail devletini tanıyıp tanımayacağına dair yöneltilen soruya, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın önünde alaycı bir cevap vererek “Zamanı geldiğinde Yunanistan gerekli adımları atacaktır. O zamana kadar, Yunanistan’ın Filistin meselesinin çözümünde yapıcı bir rol oynayacağını düşünüyoruz” dediğini anımsattı.
YKP’nin durumun farkında olmakla birlikte karar lehine oy kullandığını söyleyen Vagenas “Çünkü YKP, Filistin sorununa bakışıyla ilgili herhangi bir kafa karışıklığına neden olmak istemiyordu. Bununla birlikte YKP, kendi ayakları üzerinde durabilen bağımsız, egemen, BM’nin eşit bir üyesi olan ve 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olacak bir Filistin devleti için mücadele ettiğini vurguladı” dedi.
Vagenas, Çipras’ın İsrail’i ziyaret ettiğinde Filistin’i ‘Yahudilerin tarihsel yurdu’, Kudüs’ü ise ‘Yahudilerin tarihsel başkenti’ olarak tanımlamasına değinerek, İsrail ile başta askeri alanda olmak üzere işbirliğini geliştirdiği dönemde neden Filistin devletini ‘tanıdığı’ sorusuna ilişkin ise şunları söyledi:
“Öncelikle YKP’nin İsrail ile özellikle de askeri alandaki işbirliğine karşı tutum aldığını ve bununla ilgili yoğun şekilde mücadele ettiğini belirtmeliyim. Bu işbirlikleri, diğer halkların aleyhine olarak ve İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamlarının sürdüğü bir dönemde yapıldı. Bunun nedeni ‘solcu’ SYRIZA hükümetinin kendinden önce aynı politikaları güden, İsrail ve ABD ile stratejik işbirliğini geliştirmeye çalışan sağcı ve sosyal demokrat Yunan hükümetlerinden bayrağı devralmış olması. Yunan burjuvazisinin, Türkiye burjuvazisiyle yalnızca İsrail ile işbirliği konusunda değil aynı zamanda Arap sermayesiyle yakınlaşma konusunda da rekabet ettiği sır değil. Dolayısıyla Çipras hükümeti, tıpkı Erdoğan’ın yakın geçmişte yaptığı gibi, Filistin halkının çıkarlarından ziyade Filistin sorununu sömürmekle ilgileniyor.”
‘FİLİSTİN HALKININ ÇIKARIYLA İLGİSİ YOK’
Filistin devletinin tanınması konusunun burjuvazi içi rekabete sıkıştığı ve ülkenin sermayedarlarının çıkarları için kullanıldığı değerlendirmesinde bulunan Vagenas, “İsrail ile işbirliği de bundan farklı değil. Bunlar, aynı halk karşıtı siyasi çizginin iki farklı taktiği ve YKP’nin yanında yer aldığı halk sınıfları ile mücadele eden Filistin halkının çıkarıyla hiçbir ilgisi yok” dedi.