Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’taki 20. Tarafsızlık Konferansı’ndan dönerken, uçakta bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Musul’a asker göndermesi sonrası artan tartışmaları değerlendiren Erdoğan, Rus Su-24 uçağının 24 Kasım sabahı düşürülmesinin ardından yaşanan gerginlikle ilgili olarak da yeni açıklamalarda bulundu. Başkanlık sistemini de gündemine alan Erdoğan, bu sistemin Türkiye'ye iki açıdan büyük faydası olacağını savunup yeni anayasa ile birlikte referanduma sunulmasını teklif etti.
Başka bir açıdan da Türkiye’nin egemenlik alanı üzerinde yanlış yapıldığını söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yanlışı kim yapıyor? Tabii ki yönetici yapmıyor. Uyarılara kulak asmayan, uyarıları duymayan oradaki pilotlardır. Bu durumda bizim pilotlarımız da elbette görevlerini yapmak durumunda. O da angajman kurallarının çalıştırılmasıdır. Ama netice itibarıyla, uyarılara aldırmayan ya da uyarıları duymayan bir pilotun yanlışı sebebiyle meydana gelen bir hadisenin, iki ülkenin stratejik ilişkilerine fatura edilmemesi gerekir. Hadiseyi ikili ilişkilere fatura etme eğilimleri, gerçekten bizleri de üzmüştür.”
'PUTİN BENİ İYİ TANIYOR'
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in olay sonrasında yaptığı açıklamaların duygusal olduğunu savunan Erdoğan, “Sayın Putin aslında beni iyi tanıyor. Gerek Türkiye ziyaretinde, gerek daha önceleri bir araya gelişlerimizde olsun şahsıma yönelik meth-ü senaları var. Yapmamız gereken, herhangi bir gerilime fırsat vermeden diplomatik yollarla bu hadiseyi aşmaktır” dedi.
Diğer taraftan Irak Başbakanı Haydar El İbadi’nin Türkiye’nin Musul’a gönderdiği askerlerle ilgili yaptığı açıklamayı da değerlendiren Erdoğan, bu adımın işgal değil eğitim hareketi olduğunu yineledi: “Abadi’nin 2014’teki eğitim talebi üzerine bizimkiler orada konuşlandı. DAİŞ’in oraya girmesiyle eğitimi verenlerin korunması durumu oluştu. Bir işgal hareketi söz konusu değil. Gerek Dışişleri Müsteşarımız gerekse MİT Müsteşarımız oradaki görüşmelerde çok olumlu tepkiler aldılar. Fakat hemen ardından BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kapısının aralanması düşündürücüdür. Başika denilen yer, merkezi yönetimin kontrolünde. Bir de Kuzey Irak yerel yönetimi kontrolünde olan yer var; şu anda eğitim veren heyetlerimiz, askerlerimiz orada. DAİŞ’le ve diğer terör örgütleri ile olan mücadelede de heyetimizin zaten orada kalmaları gerekir.”
'İSRAİL'LE İLGİLİ 3 BAŞLIK VAR'
Bunların yanı sıra Erdoğan İsrail’le ilişkilerin durumunu değerlendirdi. ‘Özür, tazminat ve Filistin’e ambargonun kalkması’ olmak üzere İsrail’le ilgili 3 başlık olduğunu söyleyen Erdoğan, son iki maddenin de yerine getirilmesi halinde normalleşme sürecine girilebileceğini kaydetti. Erdoğan yıllarca konuşulan ‘iki devletli çözüm’ önerisinin de şimdi unutturulmaya çalışıldığını vurguladı.
Bu arada Müslümanların ABD’den içeri sokulmaması gerektiğini savunan Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump’a da değinen Erdoğan, “Bir defa başarılı değil bu kişi, başarılı siyasetçi öyle açıklama yapmaz. Çünkü Amerika’da milyonlarca Müslüman var. Kazanır kazanmaz onu bilemem ama kazandı diyelim, ne olacak? Müslüman ülkelerle ilişkilerini bir kenara mı koyacak? Siyasetçi böyle konuşmamalı” dedi.
Erdoğan, uçak röportajında başkanlık sisteminin 2 faydasının olacağını da sözlerine ekledi. Başkanlık sisteminin kararların hızlı alınmasını sağlayacağını, bunun en faydalı yanının da ülke ekonomisine artı değer katılması olacağını belirten Erdoğan, ikinci olarak da çift başlılığı ortadan kaldıracağını savundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla arasının kötü olduğuna dair haberlere tepki gösteren Erdoğan, "Hâlbuki ben bu partinin kurucusuyum ve hamdolsun buraya kadar gayet iyi bir şekilde geldik. Benim partide danışmanım olmuş, Dışişleri Bakanım olmuş, şimdi de Başbakan olan bir arkadaşımla neden sorun yaşayayım? Ben sorun yaşadığım zaman bir kere ülkem kaybedecek, neden böyle bir tavır içine gireyim? Ülkemin kaybetmesi her şeyden önce benim değerlerime ters düşer" ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN'IN KİŞİSEL MESELESİ DEĞİL, ÜLKE İÇİN GEREKLİ'
Erdoğan bununla birlikte yeni anayasa ve başkanlık sisteminin referanduma götürülmesi önerisinde bulundu: "Şu anda eğer anayasa değişikliğinde ana muhalefet-iktidar el ele verirse sadece o 61 madde değil, ki gerekirse o 61 maddeyi tekrar gözden geçirirler, diğerlerini de ele almak suretiyle gayet güzel, bu vatan için gerekli olduğuna inandığımız yepyeni bir anayasayı milletimiz için yapalım. 'Bunu millete götürmek istiyoruz' mu dediler, buyursunlar bir de millete götürsünler. Ve inanıyorum ki millet çok büyük bir kahir ekseriyetle böyle bir yeni anayasaya 'evet' diyecektir. Bunun içinde muhalefet başkanlık sistemini istemiyor mu, tamam o halde o da ayrıca oylamaya sunulsun. Eğer vatandaş başkanlık sistemi ile ilgili bir hazırlığa 'evet' diyorsa 'evet' der, demiyorsa demez. Bu Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değil, ülke için gereken bir durum."