Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İklim Zirvesi için gittiği Fransa’dan Katar’a hareket ederken, uçakta bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Hürriyet’ten Verda Özer’in haberine göre, Erdoğan’a ‘Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı olurdu’ şeklindeki sözüyle ne demek istediği soruldu. “Uyarının şekli değişebilir, süresi uzatılabilirdi anlamında söyledim” diyen Erdoğan, bölgede yaşananlardan sonra angajman kurallarına hassasiyetin arttığını, Rusya’nınsa olaya duygusal yaklaştığını söyledi.
Hayatını kaybeden Rus pilotun naaşının Rusya’ya teslim edilmesinden de bahseden Erdoğan, “Naaşı kendi uçağımızla götürüp kendilerine Rusya’da teslim etmeyi de teklif ettik. Ama bunu kabul etmediler. Kendi uçaklarını göndererek almak istediklerini belirttiler. Silahlı Kuvvetlerimiz karşı tarafın bu arzusunu da tabii ki yerine getirdi. Naaşla ilgili olarak bir Ortodoks din adamı çağırılarak, dini kurullara da riayet edildi. Bu üzücü olayla ilgili olarak her hususta azami düzeyde hassasiyet gösterildi” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yaptığı görüşme davetine yanıt verilmediğini hatırlatıp sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan, Rusya’nın yaptırımları karşısında vatandaşın doğalgazda sıkıntı yaşamaktan korktuğu yönündeki bir soruya da şu yanıtı verdi: “Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz. Doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir. Kaldı ki Rus doğalgazı olmazsa biz yandık bittik diye bir durum yok. Rusya dışında birçok ülkeden doğalgaz aldığımızı zaten dile getirdim.”
Erdoğan Rusya’nın Türk vatandaşlarını ihraç etmesi halinde Türkiye’nin karşılık verip vermeyeceği şeklindeki soruyu da şöyle cevapladı: “Mütekabiliyet, hukuk sınırları dahilinde olabilecek bir şeydir. Biz Rusya’nın halihazırda duygusal bir tavırla yaptıklarına teenni içinde yaklaşıyoruz. Bizim Türkiye’de yaşayan Rusların hukukuna riayet etmememiz söz konusu olamaz. Türkiye, Rusya’dan ülkemize gelip daire almış, yerleşmiş olanları hissi tavırlarla yurtdışı etmek gibi davranışlar içerisine giremez. Böyle bir şeye evet demem söz konusu olmaz. Bu bize yakışmaz.”
Öte yandan Paris’te yaptığı ikili görüşmelerde Fransa, Almanya ve Ukrayna ve ABD liderlerinin de bu konuda Türkiye’yi haklı bulduğunu söyleyen Erdoğan, “Rus yetkililer eteklerindeki taşları dökmekle meşgul. Tabii böyle bir konuda, hemen kara propagandaya başvurmaları üzücü. Ciddi bir iftira kampanyası yapıyorlar. Ancak bu iftiralara dünya liderleri tabii ki inanmıyor. Görüştüğüm liderlerden edindiğim izlenim bu. Tam tersine Rusya bu tür iftira kampanyaları ile kendi inandırıcılığını yitiriyor. Mesela Sayın Putin’in, Türkiye’nin DAİŞ’ten petrol aldığından söz etmesinin hiçbir inandırıcılığı yok” ifadelerini kullandı.
“Rusya’ya herkesin yaptırım uyguladığı tarihlerde Türkiye yaptırım uygulamamıştır” diyen Erdoğan, “Şu anda ise onların yaptığına bir bakın. Bunlar devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Türkiye bu hususta asilliğini koruyor. Biz onlarla aynı dili kullanmıyoruz” dedi.
Bu arada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendisiyle alakalı düşüncelerinin de değiştiğini belirten Erdoğan, “Yani 11 ay önce değil, daha öncesinde de benimle ilgili Putin’in beyanları hep mert ve cesurluğum üzerinedir. Dürüst devlet adamlığım üzerine de birçok sözü vardır. Hele hele bizim Berlusconi, Schroder ve kendisi ile üçlü- dörtlü bir araya geldiğimizde benimle ilgili söyledikleri hep bu istikamettedir” diye konuştu.
Hava sahası ihlallerinin Rusya’yla daha önce her düzeyde ele alındığını vurgulayan Erdoğan, “Hava sahası ihlali ilk kez olmuş değil. Bunun belgeleri de var. 3-5 değil, yüzlerce ihlal var. Karadeniz’de geçen sene yaptığı hava sahası ihlali 15 dakika. Uyardığımızda “Pilotlar, İngilizce tam bilmiyorlar, yanlış anlaşılma var” gibi ifadeler kullandılar. Suriye’de ilk yapılan ihlalde de aynı sıkıntılar yaşandı. G- 20’de (Putin) bana ‘Şunu bir misafirlik gibi düşünseniz’ dedi. Ben de ‘Davetsiz misafirlik olmaz dedim. Bunlar bizi stratejik ortak olarak üzüyor’ dedim” değerlendirmesi yaptı. Erdoğan, “Bununla da kalınmadı. Örneğin Akdeniz’de Moskova adlı kruvazörleri gemilerimizi taciz etmeye başladı, bunu söyleyince ‘Haberim yok gerekli uyarıyı yapacağım’ dedi” diye devam etti.
Bunların yanı sıra Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’yla dün yaptığı görüşmede Cerablus-Azez hattına dönük başlaması beklenen yoğun hava harekatı konusunun görüşülüp görüşülmediği sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Bu tür operasyonların tarihleri konuşulmaz. Ama bu konularda olumsuz bir yaklaşım yok. Koalisyon güçleri gerekli operasyonları yapacaktır. Şu anda güvenlik güçleri irtibat halindeler. Bizim en hassas olduğumuz konu sınır boylarımızdaki tedbirlerdir. Bu tedbirlerimiz artarak devam ediyor. İşin üç boyutu var. Birincisi hava boyutu, uçuşa yasak bölge konusu. Şu anda koalisyon güçleri havadan karaya lojistik destek sağlıyor. Yapılan budur. İkinci adım kara harekatı meseledir. Karada daha çok ÖSO merkezli bir çalışma söz konusudur ve koalisyon güçlerinin ÖSO'ya hava harekatıyla verdiği destek var. Buna devam edeceğiz. Bir diğer husus da eğit/donat hususu var. Aktif olarak eğit-donatı da yapıyoruz.”