İngiliz Financial Times gazetesinde 14 Ekim 2015 tarihinde yayımlanan makaleye dikkat çeken Pamir, bu yazıda IŞİD petrolünün Türkiye’deki iki sınır kapısı, Hacıpaşa ve Beşaslan’dan geçtiği bilgisinin yer aldığını anımsattı.
Pamir, petrolün bir kısmının Irak’ta ele geçirilen rafinerilerde işlemden geçirildiğini, bir takım aracılar üzerinden pazarlandığını, Türkiye üstünden Ceyhan’dan İsrail’e de gittiğini kaydetti. Kerkük – Yumurtalık boru hattından gelen petrolün menşeinin çok tartışmalı olduğunu söyleyen Pamir, bu petrolün Irak Anayasası’na aykırı şekilde Türkiye’ye aktarıldığını ve zaten kaçak olduğunu ifade etti. Pamir, “Dolayısıyla o petrolün kimin kontörlünde olduğu da belli değil. İhtimal o ki, IŞİD’in elindeki petrolü de Barzani bu tarafa yolluyordur. Bu iddialar, çok kuvvetli iddialar” ifadelerini kullandı.
IŞİD petrolünün nasıl rafine edildiğine ilişkin soruyu yanıtlayan Pamir, “Irak’ın içinde ele geçirilmiş Beyci gibi bir takım rafineriler ya da ilkel rafinerilerde ürüne dönüştürülüyor. Bazıları olabildiğince hafif petrol olduğu için doğrudan kullanmaya çok müsait durumda. Normalde Türkiye’nin rafinerileri TÜPRAŞ’ın elindedir. Birisi Batman’da, o coğrafyaya yakın. Bu yönde de iddialar var. O coğrafyaya en yakın olan 1,1 milyon tonluk ağır petrolü proses etmeye yönelik, teknolojisi çok fazla yenilenmemiş bir rafineridir bu” dedi.
Pamir, getirilen petrolün işlenebilmesi için lisans alınması gerektiğinin altını çizerek “Böyle bir petrolün alınmasına ve işlenmesine yönelik lisansınız olması lazım. Rafinaj lisansı ayrıdır, petrol ithalat lisansı ayrıdır. Bunların Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınması gerekir” ifadelerini kullandı.
‘MERDİVEN ALTI ATÖLYELERİ VAR’
Petrol – İş Sendikası Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Mustafa Tekik ise, Rakka ve Rimelan bölgesinden çıkarılan petrolün Kilis, Gaziantep’in ve Şanlıurfa’nın bazı ilçelerinden geçirildiğini söyledi. Bu bölgelerde muhafaza edilen petrolün Mersin ve İskenderun’daki limanlara aktarıldığını kaydeden Tekik, ham petrolün limanlara aktarılamayan bölümünün ise merdiven altı ve küçük rafinerilerde işlendiğini aktardı. Tekik, araştırmalarında IŞİD petrolünün TÜPRAŞ’ta işlemden geçirildiğine dair herhangi bir bulguya rastlamadıklarını belirtti.
‘TÜRKİYE’DE İŞLENİYOR YA DA DEPOLANIYOR’
Merdiven altı gibi küçük atölyelerde 100 – 150 bin varil büyüklüğündeki petrolün işlenmesinin mümkün olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Tekik, şunları söyledi:
“Hayır, o zikrettiğim varil tonajının küçük bir bölümü bu şekilde işleniyor. Hatırı sayılır bir bölümünün de özellikle İskenderun ve Mersin’de depolandığını düşünüyoruz. Bir bölümünün de yine komisyoncu tüccarlar vasıtasıyla İngiltere’den belki İtalya’ya kadar birçok ülkeye götürüldüğünü düşünüyoruz. Petrol sektöründen gelen biri olarak bunu ifade edebilirim. ‘Sınırdan kuş uçsa haberimiz olur’ diyen bir anlayışın bunu görmemesi, bilmemesi mümkün değil. Ama elimizde bir belge yok. IŞİD çetesinin petrolü hammadde olarak çıkarıp, özellikle Türkiye üzerinden transfer ettiğini, sattığı kişiler vasıtasıyla depolattığını hem de bir bölümünü merdiven altı bazı işletmelerde ayrıştırıp piyasaya sunulmasına zemin olduğunu ve böylelikle çok büyük bir gelir kaynağı elde ettiğini biz de düşünüyoruz.”