Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) küresel çapta en güçlü mali kaynaklara sahip terör örgütlerinden bir olarak biliniyor. IŞİD özellikle petrolden oldukça büyük bir gelir elde ediyor. Gazeteci-yazar Alptekin Dursunoğlu, Sptunik’e yaptığı açıklamada petrol ticareti yöntemlerinden birinin de Türkiye’ye uzanan boru hattı olduğunu ve konunun daha önce gündeme geldiğini söyledi.
Suriye’den Türkiye’ye çok ciddi miktarda petrol kaçırıldığını belirten Dursunoğlu “Türkiye’deki boru hatları, kaçakçıların kendilerinin döşediği Hatay’a ya da Türkiye sınırına gelen borular. Bu basına da yansımıştı, gazetelere de yansımıştı. Ancak bu doğrudan IŞİD’e ait midir, yoksa Türkiye’deki ılımlı diye nitelendirdikleri gruplara ait şeyler midir, kaynağı nedir bunu bilemiyorum ama Suriye’den Türkiye’ye çok ciddi miktarda petrol kaçakçılığı olduğu bir gerçek” dedi.
IŞİD’İN MERKEZİ KUZEY IRAK’TA
Dursunoğlu’nun aktardığı bilgilere göre, IŞİD’in petrol ticareti faaliyetleri merkezlerinden biri de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi. Bölgedeki işadamları ile IŞİD arasında, petrol karşılığında örgütün sıkça kullandığı Toyota araçların ticaretinin yapıldığı haberlerini anımsatan Dursunoğlu, konunun bölgede geçen yıl çok ciddi bir gündem olduğunu söyledi.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından yapılan operasyonlarda IŞİD’in petrol çıkardığı yerlerin vurulmadığı yönündeki bilgileri de değerlendiren Dursunoğlu, şöyle konuştu:
“Bu gerçekten büyük bir soru işareti. Obama’nın dört maddelik o meşhur IŞİD stratejisinin de maddelerinden biriydi, örgütün finansal kaynaklarının kurutulması. Şimdi bu finansal kaynakların en önemlilerinden birini petrol oluşturuyor. Bu örgütün kontrolündeki petrol kuyuları neden vurulmuyor?
ABD IŞİD’den petrol alıyor anlamında söylemiyorum ama yereldeki bir takım bağlantılar… Bunu şöyle ifade edeyim; Amerika’nın Irak’ı işgali sırasında Paul Bremer’ı Irak’a sivil yönetici olarak tayin etmişti. Paul Bremer’in yüz milyonlarca dolarlık yolsuzluğu daha sonra basına yansıdı. Şimdi bu doğrudan Amerika’nın kararı olmayabilir ama Amerika’nın bölgeye tayin ettiği bir komutanın, bir idarecinin yerelde geliştirdiği bir takım ilişkilerin sonucu da olabilir.”
‘ABD IŞİD’İN PETROL KUYULARINI VURMADI’
Dursunoğlu binlerce TIR’ın petrol taşıdığı bir ticaretin söz konusu olduğunu vurgulayarak, ABD insansız hava araçlarının bu çapta bir konvoyu neden tespit edemediğinin ya da neden vurmadığının soru işaretleri yarattığına dikkat çekti:
“İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani birkaç ay önce yaptığı bir konuşmada, doğrundan Amerikan başkanı Barack Obama’ya soruyordu. Diyor ki; ‘Burada petrol derken bir iki tankerden bahsetmiyoruz. Yüzlerce, binlerce tankerden bahsediyoruz. Bu kadar petrol nereye gidiyor ve sizin bütün insansız hava araçlarınız, uçaklarınız orada olmasına rağmen bu petrol satışı nasıl gerçekleşebiliyor? Şimdi burada anlaşıldığı kadarıyla, herkesin bildiği bir sır bu.”
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde görev yapan ve bir dönem CIA’de terörle mücadele bölümünde çalışan John Kiriakou, Sputnik’e yaptığı açıklamada IŞİD petrolünün Kürt toprakları üzerinden, Güney Erbil’den geçerek Batı’ya ulaştığını söyledi.
Kaçak bir boru hattının varlığına ilişkin iddialar daha önce Amerikan haber ajansı Associated Press (AP) tarafından da gündeme getirildi. AP, IŞİD’in boru hattı çektiği belirtilen Hatay’a bağlı Hacıpaşa köyüne giderek yerli halkla konuştu ve bazı kişilerin bu sayede gelirlerini bine katladıklarını yazdı.
Gazeteci Fehim Taştekin de Hacıpaşa ile sınırın diğer tarafındaki Ezmerin arasına döşenen borularla Suriye’den nasıl mazot elde edildiğini kaleme almıştı.
‘IŞİD’E ULUSLARARASI NAKİT YARDIMI’
Petrol ticareti IŞİD’in tek gelir kaynağı değil. 2012 yılında Suriye’de El Kaide olduğu gerçeğinin Türkiye tarafından kabul edilmediğini belirten Dursunoğlu, IŞİD ve El Kaide’nin bir süre öncesine kadar tek bir örgüt olduklarını hatırlatarak “Bu bir olan örgüt, El Kaide olarak da nitelendirilmiyordu, özellikle nitelendirilmiyordu. Buradan giden, Körfez’den, Türkiye’den, dünyanın her bir tarafından Suriye muhalefetine yardım veya destek adı altında giden paraların önemli bir kısmı bunlara da ulaşıyordu. Türkiye’den, Katar’dan, Suudi Arabistan’dan, Bahreyn’den, Kuveyt’ten çuvallarla para geliyordu. 2012’de görüştüğüm insani yardım kuruluşlarına partner olarak çalışan yereldeki insanların bana naklettiklerini aynen söylüyorum; ‘Paralar çantalarla, valizlerle geliyordu ve biz bunları taşıyorduk’ diyorlar. Çanta çanta, valiz valiz, torba torba, çuval çuval parayla geliyordu bu Körfez’deki insanlar” dedi.
İNSAN TİCARETİ VE YAĞMA
Dursunoğlu’na göre terör örgütünün en çok gelir elde ettiği kaynaklar, sırasıyla petrol ticareti, yağmalar, yerel çapta ‘zekât’ olarak topladığı paralar, tarihi eser kaçakçılığı ve insan ticareti ile dışarıdan gelen bağışlardan oluşuyor. IŞİD’in 2014 Haziran’ında Musul ve Tikrit’i ele geçirince tüm bankları ve kamu mallarını yağmaladığını hatırlatan Dursunoğlu, bu yağmadan yaklaşık 500 milyon dolar kazanan örgütün finansal kapasitesini olağanüstü düzeyde artırdığını belirtti.
Dursunoğlu’na göre, IŞİD’in Irak El Kaidesi olarak faaliyet gösterdiği 2003 yılında dışarından yapılan bağışlar ve Irak içerisinde halktan topladığı paralardan başka gelir kaynağı yoktu ancak Suriye’de Şam yönetimine karşı duran gruplara verilen uluslararası destek, kapasitesinin artmasına yol açtı.