410 milyon euro vermeye hazır olduğunu bildiren İngiltere dışında, daha önce Türkiye’ye yardım vaadinde bulunan AB ülkeleri, zirvede somut sözler vermekten kaçındı. Parasal yardımın belli bir miktarının AB bütçesinden ayrılması öngörülüyor. Fakat ayrılacak miktarın, Ankara'nın beklediğinin aksine 500 milyon euro’yu aşmayacağı söyleniyor.
AB ülkelerinin bu tutumu Türkiye’de nasıl değerlendiriliyor? 3 milyar euro’dan az bir para yardımı Ankara'yı tatmin edebilecek mi?
Konuyla ilgili RS FM'e konuşan Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı, eski milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin şunları söyledi:
"Bildiğiniz gibi, en az 4 yıldır yığınla mülteci Türkiye’ye sığındı. Biz onlara kamplar, hatta şehirler kurduk, okullar açtık, küçük evler hazırladık. Bu arada çok vazla para harcandı. Ne zaman ki Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye’yi ziyaret etti, bu konuşmalar biraz daha ciddi bir zemine oturdu. Avrupalılar dediler ki, ‘Biz durumu görüyoruz, siz şimdiye kadar bununla tek başına mücadele ettiniz, buradaki yapılanmaya biz de yardımcı olalım, size 3 milyar euro’luk destek veririz’. Şimdi Türkiye bir kere diyor ki, ben kendi topraklarım üstünde böyle yeni yeni şehirler kurmak istemiyorum. İkinci söylediği şey ise şu: Eğer biz bunları kuracaksak, sınırda yapalım, hatta Suriye tarafında yapalım. Onlar kendi toprakları içinde otursunlar ama bizim güvenlik şemsiyemiz altında olsunlar.
Bu sefer de Avrupalılar diyorlar ki, ‘aman bunlar bize gelmesinler’. Madem size gelmesinler, neden gidip onun yuvasını yıkıyorsun, işini mahvediyorsun, ülkesini perişan haline getiriyorsun? Niçin işin içine karışıyorsun? Madem, bir kere oldu, bu sefer yardım edeyim diyorsun. O halde neden bu kadar büyük masraf varken adeta komik kaçacak bir miktardan bahsediyorsun? Vicdan denen, adalet denen, eşitlik denen değerler nerede?
Dolayısıyla, Türkiye böyle bir durumu kabul etmez. Ne demek o 1 milyar euro? Onu alsınlar, kendileri ne yaparlarsa yapsınlar.
Bazı uzmanlar son günlerde AB-Türkiye ilişkilerinde yaşanan yakınlaşmadan söz ediyor. Hatta birtakım uzmanlara göre, bu yakınlaşma yeni bir döneme yol açabilir. Bu konuda Siz ne düşünüyorsunuz? Bundan sonra Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir sayfa, yeni bir dönem açılabilir mi?
Türkiye daha çok yıllar öncesi imzalamış olduğu Gümrük Birliği konusunda yenilikler yapmak istiyor. Yani mevcut durumun değişmesini istiyor. Çünkü bizim orada fazla bir kazancımız yok. Tam aksine, Avrupa’nın büyük kazancı var. Türkiye bunun daha adil bir seviyeye getirilmesini arzu ediyor. Zannediyorum, onu kabul ettiler. Belki de bu konuşmalar olacak.