AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker de Türkiye’ye verilmesi planlanan 3 milyar euro’nun 500 milyonunun kendileri tarafından karşılanmasını teklif etmiş, geriye kalan kısmı üye ülkelerin tamamlamasını istemişti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, sığınmacı krizinin Türkiye boyutunu RS FM'e değerlendirdi. ‘Günaydın Türkiye’ konuk olan Bağcı, İngiltere'nin attığı ödenek adımının önemli olduğunu, ancak bunun mülteci krizinin genel hatlarıyla çözüleceği anlamına gelmeyeceğini söyledi.
‘ELLERİNİ CEPLERİNE ATACAKLAR’
Türkiye'nin yükünün hafifletilmesi gerektiğini söyleyen Bağcı, "AB içinde monoblok bir duruş sorunu yaşandığını düşünüyor musunuz?" sorusuna Almanya örneğiyle yanıt verdi:
“AB içinde farklı görüşler var, özellikle Almanya'nın son dönemki mülteci politikası çok belirleyici… Geçen hafta Berlin'deydim, Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin konuşmasını da dinledim. Türkiye'ye yönelik demeçlerinde çok önemli mesajlar verdi. Bunun nedeni Türkiye'nin AB'yle bu alanda işbirliği yapması. Konu önümüzdeki günlerde G20 toplantılarında da gündeme gelecek. İngiltere başta olmak üzere Almanya ve Fransa krizin çözümü için deyim yerindeyse ellerini ceplerine atacak. Bunun başka bir yolu yok gibi gözüküyor.”
‘SIĞINMACI KRİZİ G20 ZİRVESİYLE KÜRESEL BOYUT ALACAK’
Almanya'nın, AB içinde bazı ülkelerin soruna karşı duyarsız kaldığına yönelik eleştirilerini de yorumlayan Bağcı, “Mülteci krizini AB'nin bir sorunu olarak görmek lazım, ancak konunun G20 platformuna taşınması krizin küresel boyut almasını sağlayacaktır" dedi.
‘TÜRKİYE VE YUNANİSTAN’IN ORTAK ÇÖZÜM GELİŞTİRMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
“Yunanistan ve Türkiye'nin sorunla ilgili ortak bir çözüm geliştirmesi mümkün değil. Türkiye'de kalmak istemeyenler Yunanistan üzerinden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine gitmek istiyor. İki ülke köprü vazifesi görüyor. Bu kriz güvenlik, siyasi ve ekonomik boyutları itibariyle artık hiç kimsenin gözünü kapayamayacağı bir noktaya geldi. Çözüm İçin Suriye'de yeni bir siyasi yapının ortaya çıkması gerekiyor ki, insanlar kendi topraklarına geri dönebilsinler.”