Türkiye ile ilgili yıllık İlerleme Raporu'nu gecikmeyle açıklayan ve insan hakları ile demokrasi alanında sert eleştiriler içeren, barış sürecinin yeniden başlamasını isteyen AB'ye siyasi partilerden yanıt geldi.
1 Kasım seçimlerinde yeniden tek başına iktidar olan AK Parti, AB'nin çifte standardı bir tarafa bırakmasını istedi ve Türkiye'yi yönetme yetkisinin AB'de olmadığını söyledi. MHP ise, AB'nin önce kendisine bakması gerektiğini vurguladı. HDP'ye göre de AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere Türkiye'nin ihtiyacı yok ama bunlar bir gerçekliğe tekabül ediyor.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, özgürlükler konusunda AK Parti iktidarları döneminde Türkiye'nin atmış olduğu adımların ortada olduğunu söyledi. Aydın, "Bu yadsınamaz, bu küçümsenemez. Bunu herkesin kabul etmesi lazım" dedi. AB'nin de çifte standardı bir tarafa bırakması gerektiğini kaydeden AK Partili Aydın, "Biz kendi üzerimize düşeni yapıyoruz, ev ödevlerimizi yerine getiriyoruz. Ama AB ülkelerinin de bu noktada samimi bir duruş göstermesi lazım, onların da üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım" diye konuştu.
‘GAZETECİLİKTEN MAHKÛM OLAN KİMSEYİ BİLMİYORUM'
Hiç kimsenin sadece gazetecilik mesleğinden dolayı basın özgürlüğünün ihlal edilmediğini savunan Ahmet Aydın, bir insanın herhangi bir mesleğe sahip olmasının suç işlemesini meşrulaştırmayacağını kaydetti. Aydın, her kim olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin hukuk kurallarına riayet etmek durumunda olduğunu söyledi. Aydın, "Hiç kimse sorumsuz değildir, kim bir suç işliyorsa bunun gereği de yapılabilir, yapılması da gerekiyor. Sadece ifade özgürlüğünden sadece gazetecilik mesleğinden dolayı, düşüncesini açıklamasından dolayı mahkum olan açıkçası ben kimseyi bilmiyorum" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Aydın, 13 yıllık iktidarları döneminde şiddete karşı yaptıklarının da ortada olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Ama şunu da söyleyelim ki, Türkiye bir hukuk devletidir, hukuk herkes için caridir, eğer terör varsa terörle sonuna kadar mücadele edilir. Kamu düzeninin ihdası kamu otoritesinin sağlanması noktasında alınması gereken ne tedbirler varsa bunlar alınır ama ülkenin 78 milyonun kardeşliği, birliği, beraberliği için de yine yapılması gerekenler de yapılır, yapılmaya da devam ediliyor. Biz bu ülkede 78 milyonu kucaklayan bir iktidarız. Kaldı ki bu seçimler 78 milyonun kazançlı çıktığı seçimlerdir. Türkiye'nin istikrarının yeniden tesisi ile birlikte geleceğe daha güvenle bakabildiği her kesimin daha rahat nefes alabildiği bir seçimdir. Evet, yüzde 49,5 oy aldık ama kurulacak olan iktidar yüzde yüzü kucaklayacak olan bir iktidardır, yüzde yüzün hükümetidir. Bu güne kadar ki uygulamalarımızla da biz bunu gösterdik. Bölgesel, etnik, dinsel siyaset yapmadık. Bu yeni dönemde de yeni anayasa başta olmak üzere pek çok alanda eğer temel haklar noktasında birtakım özgürlükleri sınırlandırıcı hususlar varsa bunlar oturulur konuşulur. Demokrasinin gereği neyse inşallah bu dönemde de yapmaya devam edeceğiz"
AK Partili Ahmet Aydın, çözüm sürecine geri dönülmesi ve görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda da, bundan sonraki sürecin milli birlik ve kardeşlik süreci olarak devam edeceğini söyledi. Bu sorunun sadece AK Parti'nin sorunu olmadığını ülkenin, milletin sorunu olduğunu, muhatabının da 78 milyon insan olduğunu anlatan Aydın, "Eğer muhataplarda bir sorun yaşanıyorsa ki, onların bu noktada samimi bir duruşlarını göremiyorsanız muhatabı değiştirme hakkınız vardır. Aslolan üzüm yemektir, bu ülkede birliği kardeşliği tesis etmektir. Bunun için halkımızla istişare ederiz. Biz silahtan beslenenlerle değil, terörden beslenenlerle değil gerçekten sözde değil özde barışı isteyenler özde kardeşliği isteyenler ve bu bağlamda elinin taşın altına atan her kim varsa herkesin bu kapsamda ciddi bir rol almasını bekliyoruz, düşünüyoruz" dedi.
AK PARTİLİ İYİMAYA: TÜRKİYE'Yİ YÖNETME YETKİSİ AB'NİN DEĞİL TÜRKİYE'NİN
AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya da, AB standartlarının gözetilmesi gereken standartlar olduğunu vurgulayarak, "Ama Türkiye'yi yönetme yetkisi ve otoritesi Avrupa'nın değil, Türkiye'nindir" dedi. Türkiye'nin geldiği noktanın kendiliğinden geldiği bir nokta olmadığını belirten İyimaya, "Birtakım ittifaklar Türkiye'yi bu noktaya getirdi. Ama millet bu oyunlara el koydu. Demokrasinin ve devlet aklını gereklerini Türkiye yerine getirir" diye konuştu. İymaya, AB'den gelen çözüm süreci ve görüşmelerin yeniden başlatılması önerilerini değerlendirirken de, "Terör Türkiye'den elini çekmedikçe, silahlar dışarıya taşınmadıkça, toprağa gömülmedikçe Türkiye'nin terörle mücadelesinin askıya alınması mümkün değildir" dedi. İyimaya, bunların müzakereler için ön koşul olduğunu da kaydetti.
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ise, AB'nin önce kendisinin şiddeti sonlandırması gerektiğini belirtti. Halaçoğlu, "Çünkü Ortadoğu'da bugüne kadar ölen insanların hepsinin vebali AB ülkeleri ile birlikte ABD'ye aittir. Orada insanları etnisetelerine ve mezheplerine ayırmak suretiyle büyük bir kargaşa ortamı ortaya çıkardılar ve bugün Ortadoğu kan gölüne dönmüş durumda. Bunun müsebbibi kim, bunun müsebbibi aslında AB ve ABD. Gizli bir haçlı seferi var ve bu gizli haçlı seferinde Irak'ta meydana gelen olaylar sonrasında Suriye'de de insanları birbirlerine düşürmek suretiyle, Müslümanları birbirlerine kırdırıyorlar. Dolayısıyla önce AB, bu bölgede barışısağlayacak tedbirleri kendisinin öncelikle alması lazım" dedi.
‘KÜRT SORUNU DEĞİL, PKK SORUNU VAR'
Türkiye'nin bir Kürt sorunu değil PKK sorunu olduğunu savunan MHP'li Halaçoğlu, PKK sorununu ortadan kaldırmanın da Türkiye'nin zaten boynunun borcu olduğunu söyledi. Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü terör örgütü olarak AB ülkeleri zaten kabul ediyor ABD ile birlikte. Ama onların bu bölgedeki kargaşadan dolayı silahlanmalarının müsebbibi de kendileri asılında. Bugün PKK'nın elinde olan roketatarlardan başlamak üzere bütün silahlar bu karışık ortamdan kaynaklanmaktır. Dolayısıyla AB kendi içinde şiddeti bir durdursun. Bizim kendi içimizde şiddet diye herhangi bir şey yok. PKK'nın askerlerimize, polislerimize saldırıları Güneydoğu'da özellikle kendi kurtarılmış bölgelerini kurma düşüncesi hakimiyetleri yatmaktadır. Haliyle onun siyasi uzantısı olan partinin öncelikle bu şiddeti durduracak kişiler olduğunu belirtmek istiyorum. Hayli AB'nin bu açıklamalarını yersiz buluyorum."
'ÖNCE KENDİLERİNE BAKSINLAR'
Milyonlarca insanın bugün Ortadoğu'da evini yurdunu terk ettiğini başka yerlerde süründüğünü ifade eden Halaçoğlu, "Türkiye'de de 2,5 milyondan fazla insan sürgün durumda. Bunun hangisi insan haklarına sığıyor hangisi demokrasiye sığıyor, hangisi bir şekilde barışa sığıyor. Dolayısıyla önce kendilerine baksınlar" dedi.
HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Gerçekten ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içinde kendi yapılarıyla kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir. Bu defalarca taraflarca deklere edilmiş bir şeydi. Uluslararası kamuoyu ve kurumların bu konudaki işaretleri bir gerçekliğe tekabül ediyor. Ama gerçekten imkân kendi ellerimizdedir ve bunun mutabakatı sağlanmış durumdaydı inkar edilene kadar" diye değerlendirdi.