Mukaveme Suriyyi (Suriye Direnişi) örgütünün lideri Mihraç Ural, Sputnik’e yaptığı açıklamanın ikinci bölümünde Rusya’nın hava operasyonlarını, Kürt güçlerinin pozisyonunu, siyasi çözümü ve olası bir erken seçimin sonuçlarını değerlendirdi. Suriye’nin kuzey sınırında görev yapan milislerin başındaki Ural, Rusya’nın hava operasyonlarının başlamasıyla birlikte cihatçıların sakallarını keserek kaçtığını iddia ederken, Suriye’nin kuzeyinde etkin olan YPG’ye dair ilginç tespitlerde de bulundu.
Ural, Suriye’deki Kürtlerin vatansever olduklarını savunurken, Kürt silahlı gücü YPG’nin küçük çaplı bazı çatışmalar dışında Suriye ordusuyla stratejik olarak hiçbir zaman çatışmadığını söyledi. “YPG’nin taktiksel olarak yaptığı bazı işbirlikleri gerekliydi” diyen Ural, ABD destekli ittifaklarda yer alan YPG’den bazı taleplerde bulunabileceğini kabul etse de ‘ABD’nin artık bölgede varlık gösteremeyeceği’ için bu taleplerin Kürtler üzerinde etkili olamayacağını belirtti.
Rusya’nın hava operasyonlarının, çatışmalara katılan kişilerin aktardıkları ve cihatçı grupların pozisyonları, üsleri, saklandıkları yerler gibi veriler içeren 4 yıllık birikimle yapıldığını da savunan Ural, kendilerinden de koordinat alındığını ifade etti.
Operasyonların rastgele yapılmadığına dikkat çeken Ural, 2 bin 600 sıcak noktanın bulunduğunu ve bu noktalardan bilgi aktarıldığını kaydetti. Ural’a göre Rusya’nın hava operasyonları bu nedenle Batılı koalisyon güçlerinin operasyonlarından daha başarılı:
“En azından on binlerce bilginin bir araya toplanması üzerine tespit edilen koordinatlar vuruldu. Bundan dolayı, bu vuruşların her biri Amerika’nın, İngiltere’nin ya da başka devletlerin DAEŞ’e (IŞİD) karşı saldırı yaptıkları iddiasından yüz bin kat daha gerçekçi. Terörle gerçek anlamda savaş, gerçek anlamda zafer kazanmak için yapılan vuruşlardır.”
Rusya’ya dönmeden önce teröristlerin vurulmasının bu ülkenin tek çıkarı olduğunu söyleyen Ural’a göre Moskova, Suriye halkının dostu olarak hiçbir karşılık beklemeden hava operasyonları düzenliyor.
Öte yandan Suriye’nin kuzey sınırında görev yapan milislerin başındaki Ural, Rusya’nın hava operasyonlarının başlamasıyla birlikte, bazı cihatçı grupların Türkiye’ye geçiş yapmaya başladıklarını aktardı:
“Sakallarını keserek Türkiye’ye kaçanlar oldu. Bu Çeçenler, bu teröristler Türkiye sınırına ulaşabilmek için, kendi birliklerinden kaçmak için ölümü bile göze aldılar. Çünkü birliğinden kaçanlar yakalanırsa öldürülür. Vuruşlar doğru ve isabetli olduğu için kaçmak zorunda kaldılar. Kendilerini Türkiye’ye, güvenli alanlara atıyorlar, oradan da artık kaçacakları yerlere ya da bumerang gibi Türkiye’yi vurmaya başlayacaklar. Son Ankara olaylarında olduğu gibi, Suruç’ta olduğu gibi…”
Rusya’nın operasyonlarını Batılı güçlerin müdahalesine benzetenlerin ve eleştirenlerin, Suriye ile Rusya’nın tarihini ve gerçeklerini bilmediklerini ileri süren Ural’a göre operasyonların iki amacı var:
“Birincisi kendi vatanını, kendi ülkesini, kendi ekonomisini savunmak. İkincisi de dostluğa ilkeli davranarak Suriye gibi uzun yıllara dayanan, kalıcı ilişkileri olan, yoğun bağları olan bir ülkeyi savunmaktır. Biraz tarih bilgisi olanlar bilirler ki Batılılar tarih boyunca Rusları boğmak istedi. Ruslara karşı Batı’nın geliştirdiği kıskaç politikası Sovyetler döneminde, ‘komünizmin yayılmasını engelleme cemiyetleri’ adında kendini ifade etti. Ünlü ‘Yeşil Kuşak’ projesi yani dünyanın bütün cinayet şebekelerini, El Kaide’yi toplayıp Ruslara yeşil bir kuşak oluşturmak, gelişmelerini engelleme çabası yine Batı’nın işi. Tarihin derinliklerinden bugüne, durmadan kuşatma altında boğulmak istenen, ekonomisi boğulmak istenen bir ülke olsanız ne yapardınız? Açılmak için dost arardınız. Yemek için, pazarını ele geçirmek için değil, sadece bu boğulmayı engellemek için. Bu emperyalist bir denge değil, bu bir savunma dengesidir. Bu bir yayılmacılık değil, bir saldırı değil, bir savunma refleksidir. 44 trilyon metreküp gazı olan Rusya’nın, bu gazı Avrupa’ya en uygun fiyatlarla satma çabasının önünü kesmek için Amerikan destekli meydan okuma çabalarını elbette Ruslar seyirci olarak izlemeyecekti.”
Diğer taraftan Ural, Rusya’nın hava operasyonlarının toplumun üzerinde de etkileri olduğu kanaatinde:
“Rusların müdahalesi toplum psikolojisini yönetim lehine, Suriye lehine büyük umutlarla, yeniden diri hale getirdi. Teşekkür ediyoruz Rusya’ya. Bu adım hepimiz için çok önemli bir adımdı. Bir dosttan beklediğimiz adımdı, sağ olsun, var olsun Rusya. Çok olumlu bir süreç başladı, dengeler değişti. Başkan Beşar Esad’ın Moskova gezisinin ardından bu çok çok daha olumlu bir yere geldi.”
‘SURİYE’DEKİ KÜRTLER VATANSEVERDİR’
Suriye’deki Kürtlerin vatansever olduklarını, siyasette yüksek kademelere geldiklerini kaydeden Ural, son dönemde Kürtlerin haklarını tanıyan bazı düzenlemelere rağmen, atılan adımların henüz yeterli olmadığı kanaatinde.
“Baasçı milliyetçilik, Baasçı aşiret milliyetçiliği, yayılmacılık dönemi bitmiştir. Suriye demokratik bir ülke olacaktır, laik bir ülke olacaktır. Herkes hakkını alacaktır ve birlikte yaşamanın demokratik koşulları, barış koşulları böylece yaratılacaktır” diyen Ural, bu koşulları Suriye’yi savunan güçlerin yaratabileceğini vurguladı.
Ural’ın aktardığı bilgilere göre, Kürt silahlı gücü YPG, küçük çaplı bazı çatışmalar dışında Suriye ordusuyla stratejik olarak hiçbir zaman çatışmadı ve YPG’nin taktiksel olarak yaptığı bazı işbirlikleri gerekliydi. Ural, Washington'ın ABD destekli ittifaklarda yer alan YPG’den bazı taleplerde bulunabileceğini kabul ediyor ancak ‘ABD artık bölgede varlık gösteremeyeceği için bunun etkisinin olmayacağı’ kanaatinde.
‘ALEVİ – SÜNNİ SAVAŞI YAŞANMIYOR’
Bu arada Ural’a göre, Esad’ın yenilmemesinin tek nedeni, arkasında halkının durması. Suriye’yi bütün insanlarıyla Esad’ın temsil ettiğini söyleyen Ural, eleştirmesi gereken siyasi kanaatler olursa, bunları dile getirmekten çekinmeyeceğini belirtti.
Ural, Suriye’de bir Alevi – Sünni savaşı da yaşanmadığını, çatışmaların derinliğinde emperyalist çıkarların bulunduğunu ifade etti: "Bu çıkarların elde edilebilmesinin yolu da Suriye’nin istila edilmesi ve laik Suriye’nin parçalanmasından geçiyor."
‘SAVAŞ ERKEN BİTMEYECEK’
Bunlarla birlikte savaşın uzun süreceği değerlendirmesinde bulunan Ural’a göre, çatışmaların devam etmesine yol açan dış destek kesilmeyecek:
“Savaş erken bitmeyecek. Henüz düşman kesimler, 80 ülkenin şer güçleri, bu savaşın böyle bir çırpıda bitmesini istemediği için yeni lojistik desteklerle, mali desteklerle bu savaşın daha da uzamasına yol açacak her şeyi sunacaklardır.”
Suriye’de verili koşullarda bir geçiş sürecinin mümkün olamayacağına, etkileri sınırlı çok sayıda oluşumu bir arada temsil edebilecek bir çatı kurulamadığına değinen Ural’a göre vekâlet savaşı yürütülen Suriye’de, silahla bazı bölgeleri işgal eden örgütleri de daha azına ikna etmek güç olabilir. “Siyasi çözüme evet demeleri kendi intiharları olur” diyen Ural, bu oluşumların tüm önerilere olumsuz yanıt vermelerinin, böylesi bir güce sahip olmamalarından kaynaklandığını söyledi.
Geçiş süresi olarak 6 ay öngörülmesinin de gerçekçi olmadığına değinen Ural “Bunun için 6 ay değil 6 yıl geçse bile koşullar hazır olmaz. Dev mali yatırımlarla, eğit- donat dâhil her şeyi yapan güçlerin en azından nispi bir etkinlik kazanamayacakları koşulda savaşa son verme gibi bir adım atmaları mümkün değil. Ülkenin coğrafi olarak bölünmesi bu sorunu derinleştiriyor. Gerçekçi geçiş süreci için, alınacak siyasi kararları pratikte, meydanda ikame edecek etkinlikte örgütsel, kitle etkisi olan muhalefetin olması gerekir. Muhalefetin gerçek temsilcileri, kendi alanlarının sözcüsü olarak alınan kararlara kitlesini uydurur" ifadelerini kullandı.
Siyasi çözümün en belirgin aktörünün meşru yönetim olduğunu belirten Ural, bunun olgunlaşabilmesi için dış güçlerin Suriye sahasından ellerini çekmelerinin şart olduğunu vurguluyor: “Zararlarını artık hiçbir zaferle telafi edemeyeceklerini anlamaları lazım.”
Ural, Esad’ın ülkeyi erken seçime götürmesi gerektiği yönündeki tartışmalar için ise “Ne erken seçim ne de başka bir seçim bir şeyi değiştirir. Erken seçim bir kez daha Esad’ın arkasında duran Suriye halkının kararlı iradesini gösterir. Bu da bir mesaj olur. Bu devletin çökmesini, parçalanmasını isteyenlerin seçim sonuçlarıyla ilgili olduklarını hiç sanmıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AKTİF SİYASETE ATILACAK MI?
Suriye’deki çatışmaların bitmesi durumunda aktif siyasete girmeyi planlayıp planlamadığı sorusunu yanıtlayan Ural, sadece gençlerin siyaset yapması için tecrübelerini aktaracağını söyledi.