'Mülteci meselesi, AB-Türkiye ilişkilerinde pazarlık konusu yapılıyor'

Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezgin Mercan, RS FM'de yayınlanan Dünya Panorama'da AB liderler zirvesinden çıkan sonuçları ve Türkiye-AB işbirliğini değerlendirdi.

'AB LİDERLERİ NİYET BEYANINDA BULUNDU'

Avrupa'da göçle ilgili bir gündemden, spesifik olarak mülteci sorununa doğru giden bir akış gözlendiğini belirten Sezgin Mercan, AB liderlerinin aslında ‘niyet' beyanı içerisinde bir tutum takındıklarını söyledi. Özellikle de üçüncü ülkelerle geniş çaplı işbirlikleri içerisinde Türkiye'ye yer verildiğini kaydeden Mercan, AB ile Türkiye arasındaki ikili veya kurumsal görüşmelerin, gidişatı daha da netleştireceğini ifade etti.

Avrupa ve Türkiye arasında daha pragmatik bir gidişat olduğunu belirten Sezgin Mercan, mülteci krizinin Türkiye-AB ilişkilerinin seyri konusunda bir pazarlık konusu yapıldığını savundu. Mercan, "Bu da, ağırlıklı bir nitelikli işbirliği zemininden, pragmatik ilişkilere dayalı bir zemin olduğunu gösteriyor" dedi.

'TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ KENDİNİ HİSSETTİRİYOR'

Benzer pragmatik yaklaşımın Avrupa Birliği ülkelerinde de olduğunu ifade eden Mercan, "Almanya'da, şu an Başbakan Merkel'in üzerinde mültecilere yönelik politikalarla ilgili olarak muhalif bir baskı var. Türkiye'nin de bu anlamda Almanya tarafından adeta bu pazarlık içerisinde yerleştirildiğini görüyoruz. Ancak Türkiye, adaylık statüsünde olan bir ülke olarak, üçüncü ülke konumunda görülmemeli" diye konuştu.

Mercan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa ülkelerini ve Türkiye'yi yakından ilgilendiren güncel bir sorun var. Artık mülteci akını hem güvenlik hem sosyal hem de ekonomik sorun halinde Avrupa'nın sınırlarında duruyor. Avrupa ülkeleri üzerinde 700 bin kişilik bir baskı var, yıl sonuna kadar da 1 milyona ulaşması bekleniyor. Bu koşullarda Türkiye'nin önemi, ciddi şekilde kendini hissettiriyor. "

'AB VE TÜRKİYE ARASINDA POLİTİK AYRIŞMALAR VAR'

AB Uzmanı Sezgin Mercan, AB ve Türkiye arasında inişli çıkışlı bir seyir, politik ortaklık anlamında da içten içe birbirinden uzaklaşan, bir ayrışma olduğuna dikkati çekti.

Dış politikadaki ve savunma-güvenlik politikalarındaki ayrışmaların görüşmelere de yansıdığının altını çizen Mercan, "Örneğin Türkiye'nin biraz daha vize serbestisini gibi bir spesifik konuya odaklandığını görüyoruz. Bu noktada aslında içinde büyük bir insani dramı da barındıran mülteci krizi üzerinde, biraz daha AB ile hem sorunu çözmeye hem de ikili ilişkileri daha da geliştirmeye yönelik bir tutum sergilenmesinde fayda var. Sadece birkaç başlıkta kalması, çok yeterli olmaz" diye konuştu.

'SURİYE SORUNU YERİNDE ÇÖZÜLMELİ'

Mercan, Türkiye'nin daha fazla mültecinin beraberinde getireceği ekonomik ve sosyal sorunlarla başa çıkmakta zorlanacağının altını çizdi.  
Mercan, şunları söyledi:

"İşin ciddi bir ekonomik boyutu var. Diğer yandan güvenlik sorunları da baş göstermeye başlıyor. Bu adeta toplum içerisinde kutuplaşma da yaratacak bir durum. Tabii ki aynı şey Avrupa için de önemli. Türkiye de, Avrupa da ekonomik ve sosyal potansiyeli anlamında bu yükü bir yere kadar kaldırabilir. Hem mülteciler açısından hem Türkiye açısından görünen bu sorunların aşılamayacağı."

"Asıl odaklanılması gereken meselenin sorunu yerinde çözmek" olduğuna dikkat çeken Mercan, "Suriye'de, yerinde çözüm mantığı ile hareket edip, koşulların iyileştirilmesi ve çözüm üretilmesi gerekiyor" dedi.