Afganistan kökenli Esedullah Oğuz, ilk kez bir komşu ülkede savaş yaşanması durumuyla karşı karşıya kalan ve uzun bir süredir PKK ile mücadele eden Türkiye’nin sağlam bir devlet yapısına sahip olması nedeniyle Afganistan ya da Pakistan’ın durumuna düşmediğini belirtti.
Türkiye’nin karşısında ilk kez “çökmüş” bir devlet bulunduğunu söyleyen Oğuz “Afganistan ve Pakistan uzun süredir bu çökmüş devlet sendromunu yaşıyor. Türkiye ilk defa Suriye olayında bu durumla karşılaşıyor ve karşısındaki ‘failed state’in (çökmüş devlet) yarattığı sorunlarla da nasıl baş edeceğini bilemiyor. Oradan gelen sorunlar Türkiye’yi Afganistan’ın veya Pakistan’ın durumuna sürükleyebilecek kadar güçlü değil” dedi.
‘ABD’NİN DESTEĞİ EL KAİDE VE IŞİD’İ YARATTI’
1980’li yıllarda Afganistan’dan Pakistan’a göç edenlerle birlikte İslamcı militanlığın yükseldiğini belirten Oğuz, dönemin iki kutuplu dünyasında ABD’nin durumu kullanmak istediğini anımsatarak “Suudi Arabistan, Pakistan, Mısır, diğer Batı kampındaki ülkeler yardım ettiler, Amerika’nın desteğiyle mücahitler örgütlendi ve orada bugünkü katı İslamcılığın tohumları atıldı. Sonunda El Kaide filizlendi biliyorsunuz, El Kaide’den sonra içinde IŞİD’in de olduğu örgütler ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Taliban’ın da bu tabloda Pakistan’ın desteğiyle örgütlenerek 90’lı yıllarda başarıya ulaştığını, durumun diğer İslamcı örgütlere de moral verdiğini ifade eden Oğuz “90’lı yıllarda Cezayir’de, Fas’ta bu tip şeyler ortaya çıktı, onlar mücadele etmeye başladılar ve bu büyük bir örnek oldu, büyük bir teşvik oldu diğer İslamcı örgütlere. El Kaide de orada üslendi ve onların faaliyetleri 11 Eylül’le sonuçlandı. Ancak 11 Eylül saldırılarından sonra dünya bu İslamcı örgütlerin yarattığı tehlikenin farkına varabildi” dedi.
‘SİYASAL İSLAM DESTEKLEYENİN BAŞINA BELA’
Oğuz, Afganistan’da bir dönem siyasal İslamcılığın olmadığı belirterek “80’li yıllarda CIA’in finanse etmesiyle Afganistan halkı, 5 —6 milyon Afgan mülteci ciddi bir siyasal İslam propagandasına maruz kaldı ve siyasal İslam ile tanıştılar. Siyasal İslam’ın Afganistan’ın içinde güçlendirilmesi tabii ki Afganistan için çok büyük bir tehdit oluşturdu. Siyasal İslam’ı destekleyip örgütleyen baş ülkelerden birisi Pakistan da, ciddi anlamda bu sorunla karşı karşıya kaldı. 2001’den sonra Tahrik-i Taliban Pakistan adıyla, Pakistan Taliban’ı ortaya çıktı. Siyasal İslam örgütleri, kim desteklemişse bir süre sonra onların başına bela olmaya başladı” dedi.
Geçmişte Afganistan’da radikal İslamcı grupları destekleyen ABD’ninyaşadığı gibi, şimdi de Suriye’de bazı örgütlere destek vermenin Türkiye’nin “başına bela” olacağını belirten Oğuz, “Zaten bela olmaya başladı ciddi anlamda. Türkiye Suriye olayında hazırlıksız yakalandı, zaten yanlış hesap yaptı ve şimdi bunun sıkıntısını yaşıyoruz. İlk başta Türkiye IŞİD adıyla ortaya çıkmadan önce oradaki İslamcılara sempati duyuyordu ve onları bir şekilde destekliyordu. Delilleri ortaya konmasa da bile herkesin bildiği, hemfikir olduğu bir görüş bu. Çabucak bu İslamcı örgütlerin Suriye rejimini devirip iktidara gelmesini bekliyordu ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Batı da aynı şekilde destekliyordu ama IŞİD’in katı yüzü ortaya çıkınca herkes yanıldığını anladı. Gerek Amerika gerekse Türkiye yanıldığını anlayana kadar o örgütler çoktan güçlenmiş ve kontrolden çıkmıştı. Türkiye’ye de dönmeye başladı IŞİD saldırıları. İlk başta aslında IŞİD Türk sınırının dibine kadar geldi ve orada Türkiye’nin sessiz kalmaması gerekiyordu ve belli bir mesafe koyması lazımdı. Şu anda her şey kontrolden çıkmış gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘AFGANİSTAN’DA HER ÜLKE TARAF OLUNCA SAVAŞ UZADI’
Oğuz Türkiye’nin Suriye’deki çatışmalarda taraf olduğunu anımsatarak şöyle konuştu:
“Türkiye tarafsızlığını yitirdi. Suriye rejimi ile bağlarını koparmadan, tarafsız pozisyonunu devam ettirebilseydi, iki tarafa da çok daha yardımcı olabilir ve tahribatı sınırlandırabilirdi. Şu anda bu pozisyonunu kaybetti ve taraflardan biri haline geldi. Afganistan’da her ülke belli bir grubu destekledi, her ülke taraf oldu ve savaş bir türlü sona ermedi. Ve o ülkeler de Afganistan’da bir şey yapamadı. Taraf olduğunuz zaman bir sorunda o zaman sizin arabulucu olma, soruna olumlu katkıda bulunma fonksiyonunuzu yitirmiş oluyorsunuz. Türkiye bunu yitirdi. Zararın neresinden dönersen kârdır diye bir söz var. Türkiye’nin artık savaşı sona erdirmek için bir takım eylemlerde bulunması lazım. Amerika bir bölgede bazı grupları destekleyebilir, ancak olaylar çığırından çıktığı zaman da orayı terk edip gidebiliyor ve geride kalan karışıklığı toparlama sorumluluğu orada bulunan ülkelere düşüyor. Suriye’de de mesela Amerika ilk başta İslamcıları destekledi ve şimdi ‘Esad kalabilir’ diye tavrını değiştirmeye başladı. Bir süre sonra bütün bu olayları karmakarışık şekilde bırakıp gidebilir ve burayı toparlamak da bölge ülkelerine düşecek. Türkiye’ye düşecek, Irak’a ya da diğer komşu ülkelere. O yüzden Türkiye’nin başka ülkelerin sözlerine güvenerek, düşünmeden bir takım şeylere atlamaması lazım diye düşünüyorum.”