Laçiner: Rusya tüm dengeleri altüst etti

Sputnik'e konuşan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (USAK) Başkanı Prof. Dr. Sedat Laçiner kararın oybirliğiyle alınmasının çok güçlü bir mutabakata işaret ettiğini ve Suriye'deki güç dengesini çarpıcı bir şekilde değiştireceğini söyledi.

Rusya'nın Suriye'ye tüm ağırlığını koyduğunun altını çizen Laçiner "Rusya'nın bu hamlesi ‘oyun değiştirici' dediğimiz bir hamle. Rusya anladığım kadarıyla Amerika'nın ve diğer devletler Suriye hava sahasında uçuş yapmamasını da talep ediyor. Buradaki varsayım şu:  Birleşmiş Milletler sistemi içerisinde tek resmi devlet Suriye devleti yani Şam'daki yönetim. Şam'daki yönetimin rızası dışında yapılacak her türlü askeri ya da diğer hareketler gayri resmi olarak görülüyor" dedi.

'IŞİD'E OPERASYON ARTACAK, ESAD GÜÇLENECEK'

Moskova yönetiminin Amerika ve Batılı müttefikleri IŞİD'e karşı içten mücadele etmemek ve bombalanması gereken bazı yerleri bombalamamakla suçladığını hatırlatan Laçiner, "Bundan sonra IŞİD'e karşı operasyon sayısında artış olacak ve Esad rejiminde çok ciddi bir güçlenme olacak. Ancak bunun Suriye'yi aşan etkileri olacak. Suriye ile İran ve Irak'ın da bu işin içerisine katıldığını görüyoruz. Rusya'nın bu hamlesi bölgedeki dengeyi altüst etmiş durumda ve bölgesel düzlemde özellikle Türkiye ve Suudi Arabistan şaşırmış durumda. Putin'in ve diğer Rus yetkililerin açıklamalarına bakılırsa şu an bağımsız bir Rus politikasından bahsetmemiz mümkün. Bu politikanın sadece Suriye ile sınırlı olmadığını, Irak ve İran'ı da kapsadığını, gelecekte muhtemel bir işbirliği ya da ittifaktan bahsetmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'NİN GELDİĞİ NOKTA TRAJİK'

Laçiner, Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin politikasının bu karardan nasıl etkileneceğine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son üç — dört yıldır Türkiye'nin izlediği Suriye politikası çok tutarlı değil, ciddi çelişkiler ve Türkiye'nin klasik dış politikasında sapma var. Türkiye, Suriye savaşında taraf oldu. Silah da gönderdi, lojistik destek de sağladı, belki para da gönderilmesine aracı oldu. Çok fena halde taraf oldu ve Esad'lı hiçbir çözümün yanında yer almayacağını söyledi. Çok büyük laflar edildi. Türkiye büyüklüğündeki ülkeler için bu cümleler naif değil. Küçük ya da orta büyüklükteki bir devletin küresel güç gibi davranması doğru olmaz. Türkiye'nin Suriye'de geldiği nokta trajik. Karşısına iki küresel gücü; hem Rusya'yı hem Amerika'yı aldı. Rusya, Baas'ın iş başında olduğu ve Şam merkezli bir yönetimi savunuyor. Bu Türkiye için çözüm değil, bir felaket. Türkiye ile Amerika arasında da çok büyük bir uçurum var: PYD konusu. Türkiye PKK'ya terörist diyor, Amerika Suriye'deki PKK'ya müttefikim diyor. Rusya da PYD'nin mücadelesine destek veriyor. Dolayısıyla Türkiye gerçekten çok trajik bir konumda, Suriye'de en yalnız kalmış ülke. Ama Türkiye toparlamaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin'in görüşmesinde, Rusya anladığım kadarıyla tavrını çok net bir şekilde ortaya koydu ve çıkışta Erdoğan çok kısa bir Esad'lı geçişten bahsetti.  

Türkiye'de Suriye politikasını değişen şartlara göre değiştirme sancısı var. Yaptıklarını, ettiklerini söylediği cümleleri yutarcasına nasıl dönülecek?  180 derecelik bir dönüş gerekiyor. Hem Amerika ile hem Rusya ile bu kadar görüş farkı, çıkar çatışması varken Türkiye'nin dış politikasını yürütmek çok zor ve maliyetli olur."

'RUSYA BURASI SURİYE'NİN HAVA SAHASI DİYOR'

Rusya'nın kararının, Ankara yönetiminin uçuşa yasak bölge kararına kapıların tamamen kapatıldığını gösterdiğini belirten Laçiner "Rusya ve Şam Türkiye'nin bu önerisine karşı da hamle yapıyor. Rusya şunu söylüyor: Burası Suriye'nin hava sahasıdır. Suriye toprakları Şam'dan yönetilmektedir, o da benim müttefikimdir. Bu hava sahasına keyfi olarak bir şey yapamazsınız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararıyla ancak başka devletlerinin uçakları burada uçabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ile Rusya'nın çıkarlarının pek çok yerde örtüştüğünü söyleyen Laçiner, Rusya'nın kararının iki ülke arasında gerilime yol açmasının beklenmediğini, yol açsa bile perde arkasında anlaşma yoluna gidileceğini belirtti.