Ağrı'nın Diyadin ilçesindeki Köy Garajı'nda partisince düzenlenen mitingde konuşan Selahattin Demirtaş, 7 Haziran'da seçime girmek üzere kampanya yürütürken, Türkiye'de provokasyonların tetiklendiği yerin Diyadin ilçesi olduğunu savundu.
'100 BİN KİŞİ DAHA ÖLDÜRSENİZ NE ELDE EDECEKSİNİZ?'
Silahları susturmak için her gün çağrılar yaptıklarına işaret eden Demirtaş, Ankara'dan 'operasyonlar sonuna kadar sürecek' cevaplarını aldıklarını belirtti.
"Hepsi ana, baba evladı ve hepsi candır. Bütün bunlar için değer mi? Konuşarak, tartışarak, müzakere ederek çözmek varken, silahta ısrar etmenin bi anlamı var mı? Kürtler, binlerce yıldır bu toprakların gerçeğidir. 1071'de Alparslan Malazgirt'e gelmeden önce de Kürtler burada vardı. O zamanlar da Kürt beyliklerinden destek alınarak Anadolu'nun kapıları açıldı. Kürtlerle ittifak yaparak bunu başardılar. Şimdi Türk halkı bu ittifakı, işbirliğini unutarak nasıl kardeşliği sağlayacak? 1920'lerde Kurtuluş Savaşı'nda, Çanakkale'de, Antep'te, Adana'da kim beraber savaştı? Kim göğsünü düşmana karşı beraber siper etti? Kürtler de Türkler de vardı. Madem vatanı ortak vatan yaptık. Madem beraber mücadele ettik, bu vatanın her karış toprağında bizler kanımızı ortak döktük, o halde eşit yaşamanın kime nasıl bir zararı olabilir."
'ASLA HİÇBİR GENÇ KARDEŞİM SİLAHA, ŞİDDETE BAŞVURMASIN'
Demirtaş, asla silahtan medet ummadıklarını ve kimseye silah kullanın demediklerini savunarak, hiçbir gencin silaha, şiddete başvurmamasını istedi.
Halkın barış istediğini, demokratik siyasetle zulmün üstesinden gelebileceklerini söyleyen Demirtaş, şunları kaydetti: "Biliyoruz, devlet zalimlik yapıyor. İşte çocuklar infaz ediliyor. Biz 'öz yönetim' derken, Diyadin'de seçilmişler iş başına olsun görev yetki onlarda olsun diyoruz. Kaymakamlıklar, valiler, Ankara'dan atanmış memurlardır. Yetkinin, bütçenin, paranın hepsi onlardadır. Peki sizin oy verip seçtikleriniz ne yapacak? İşte onlar da halkın iradesinin yanında durunca ya tutukluyorlar. Ya gözaltına alıyorlar, ya da çalışamaz hale getiriyorlar. Yetkileri yok paraları yok. Öz yönetim dediğimiz şey kaymakamlık, valilik olmasın. Buna gerek yok. Zaten seçmişsin bir belediye, onun başkanı var. Yok yine de valilik olsun diyorsan o da seçimle olsun. Gelsin vali adayları halkın huzuruna çıkılsın, sandığa gidilsin. Halk kimi seçiyorsa o vali, kaymakam olsun. Çünkü seçilmişi halk denetler. Ağrı Valisi hizmet yapmazsa,kim hesap sorabilir. Müffettiş mi, İçişleri Bakanı mı? İçişleri Bakanı Ağrı Valisinden beter. Hangisine hesap soracaksınız. İçişleri Bakanı kendisi şu anda atanmış bir memur. Geçici İçişleri Bakanı. Öbür bir bakan çıkmış seçilmemişler, atanmışlar, 'HDP'Li seçilmiş bakanlara istifa etsinler, ya da Başbakan onları azletsin diyorlar.' Niye, çünkü onlar Cizre'ye gitmiş, halkın yanında yer almışlar. İnsanda biraz utanma, sıkılma olur ya. Totodan bir bakanlık koltuğu çıkmış sana, sen kendini bir şey zannediyorsun. Utan, sıkıl ondan önce ya. Sen kimsin, senin haddinemidir. Halkın iradesi ile seçilmiş bir bakana Spor Toto'dan çıkmış bir bakan, hakaret ediyor. Halk iradesine bu kadar saygısızlar işte. İşte seçilmişler yönetirse hesap sormak kolaydır. Ama atanmışlar bazen böyle kudurmuş olabiliyorlar maalesef. Bizler atanmış yönetimini Türkiye'de bitirirsek demokrasiyi getiririz."