Türkiye'de Kürt sorunu başta olmak üzere demokrasi eksikliğinden kaynaklı bütün sorunların barışçıl yollardan çözülmesi için çaba gösterdiklerini kaydeden Demirtaş, halkın diyalog sürecini desteklediğini söyledi.
Demirtaş, silahların susması yönünde yaptıkları çağrının Türkiye toplumunun tamamına yakının talebi olduğunu belirterek, "Bu çağrının mutlaka ciddiyetle değerlendirilmesini bekliyoruz. Yaptığımız çağrılar gelişi güzel laf olsun torba dolsun diye yaptığımız çağrılar değil. Herkesin çağrılarımızı, olgunlaşmış halk düşüncesi olarak dikkate alması ve değerlendirmesi gerekir. Ankara'nın da Kandil'in de halkın bu beklentisini karşılayacak, bir tutum ortaya koymasını bekliyoruz" dedi.
'BİZLERİN İŞİ CENAZELERE ENGEL OLMAK'
"Biz miting yapmak için Silvan'a giderken maalesef orada olağanüstü bir durumla karşı karşıya kaldık. İşte bu koşullarda seçimi düşünmeyi bir kenara bırakın, insanların canını kurtarmaya çalışmak dışında hiç bir şey düşünemeyiz. Yüzbinlerce insanın yaşadığı Sur ilçesinde biz oradaki her canın kurtarılması için çaba sarf etmek için buradayız. Diyalog kapıları sonuna kadar zorlanmalıdır."
Demirtaş, Cizre'de ve Diyarbakır'da yaşanan sorunların mahallelerdeki birkaç silahlı gencin bulunmasından kaynaklanmadığını savunarak, "Onun adı Kürt sorunudur. Kürtlerin kültür, dil, eğitim ve kendi toprağında insanca yaşama sorunudur" ifadesini kullandı.
'BİR KİŞİNİN ÖLMESİNE İZİN VERMEYELİM’
Kürt’ün kalbini kırdıktan sonra iktidar olmanın anlam ifade etmeyeceğini aktaran Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Barış masası devrilmiş de olsa düzeltmek elimizdedir. Masanın her bir köşesinden birimiz tutalım, önce o barış masasını düzeltelim. Masaya, oturması gerekenler otursunlar ve bu işi konuşmaya başlayalım. Mevzu ne kadar konuştuğumuz değil, konuşalım ama burada çatışmaya izin vermeyelim. Bir yıl gerekirse konuşalım ama burada bir kişinin ölmesine izin vermeyelim. Konuşmak utanılacak bir şey değil. Sorunlarını müzakereyle çözmek ayıp bir şey değil. Arış çağrısı korkaklıktan kaynaklı değildir. Böyle ortamlarda, barış ve müzakere diyemeyen korkaktır. Hangi savaş barışla sonuçlanmamıştır."
'SURİYELİLEŞMEYE DOĞRU GİTTİĞİMIZİ HERKES GÖRSÜN'
Demirtaş, çözüm yolunun müzakere olduğunu, savaşı, çatışmayı kabul etmediklerini ve doğru bulmadıklarını söyledi:
"Yapılacak hiç bir şeyin olmadığına inansaydık, parlamentoda olmazdık. 'Çare yok' derdik, parlamentodan da çekilirdik. Mesajlarımızın dikkate alınması, ciddiyetle değerlendirilmesi ve ciddiyetle cevap verilmesi lazım. İfade ettiğim şey Demirtaş'ın görüşleri değil, milyonların görüşüdür. Bu görüşleri dikkate almayan herkes yanılır, politikasını yanlış çizgi üzerine oturtur. Kısa vadede kazansa bile orta ve uzun vadede büyük kayıplar yaratır, yaşatır. Bu şiddet politikalarıyla Suriyelileşmeye doğru gittiğimizi herkes görsün. Şu partiler arası rekabete kısa bir süre bile olsa bir ara verip, barış için masaya oturma konusunu ciddiyetle tartışalım. Çağrımız budur."
'DİYARBAKIR VALİSİ’NIN İYİ NİYETİNDEN ŞÜPHE DUYMUYORUZ’
Demirtaş, Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağının biran önce kaldırılmasını isteyerek, "Sokakta yaşanan sıkıntıları uzlaşmayla çözülmesi için partili yetkililerimiz görev başındadır. Elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Sayın Diyarbakır Valisi de bu konularda çaba sarf ediyor. Kendisini tanıyoruz, iyi niyetinden de şüphe duymuyoruz" dedi.