Bodrum'da 8'i çocuk 12 kişinin öldüğü umut yolculuğunda ikinci bottaki faciada eşi ile oğullarını yitiren, kendisi de bitkin halde sahile ulaşan acılı baba Abdullah Kurdi, Sputnik'e konuştu.
Suriye'nin Şam kentinde oturduğunu ve savaş başlayınca 2012 yılında Kobani'ye geldiğini belirten baba Kurdi, "Çocuklarımı Kobani'de bıraktım, ben de Türkiye'ye çalışmaya geldim. İstanbul'da inşaat işinde çalışıyordum. IŞİD geçen sene Kobani'ye saldırınca Kobani'ye gittim, çocuklarımı İstanbul'a getirdim. İstanbul'da çalışıyordum ama çok zor geçiniyorduk. Ablam İsviçre'de, abim de Kanada'da yaşıyor. Kardeşim, 'İsviçre'ye yanımıza gel, buralar güzel' dedi. Bende oraya gitmeye karar verdim" diye konuştu.
"İnsanları götüren birini buldum. O da bizi Bodrum'da bir Türk kaçakçıya götürdü" sözleriyle kaçış hikayesini anlatan Kurdi, şöyle devam etti:
'KOBANİ'DE YAŞAYACAĞIM'
"Çocuklarımın hesabını ondan soracağım. Gideceğimiz yolun tehlikeli olduğunu biliyordum ama çoğu insan Avrupa'ya sağlam varınca, bize de bir şey olmaz diye düşündüm. Cenazeyi aldık, memleketimiz olan Kobani'ye götürüp defnedeceğiz. Yarın sabah Kobani'de oluruz. Kobani'de çocuklarımın ve eşimin mezarını ziyaret ederek teselli olmaya çalışacağım."
'ARTIK DENİZ GÖRMEK İSTEMİYORUM'
"Çocuklarım benim için her şeydiler, onları canımdan çok seviyordum. Avrupa'da iyi bir yaşamları olsun diye bu yolculuğa çıktım. Artık deniz görmek istemiyorum, aklıma o kötü olay geliyor. Dünyadan isteğim, kaçak göçmen ölümlerine bir çare bulunması. Benim çocuklarım hayatını kaybetti ama başka çocuklar hayatını kaybetmesin. Dünya buna bir çare bulsun."