Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinde hiçbir partinin tek başına iktidar yetkisi almaması üzerine yapılan koalisyon müzakerelerinden sonuç çıkmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, hükümeti kurmakla görevlendirilen AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun görevi iade etmesinden sonra bir başka ismi görevlendirmedi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı kararı ve Meclis'teki dört siyasi partinin temsilcilerinin bulunabileceği geçici hükümetle seçime gidilmesi gündeme geldi. MHP ve CHP geçici hükümette yer almayacağını açıklarken, HDP hükümete girme kararı aldı.
'HDP İMZALAMAZSA' DİYE…
AK Parti hükümeti, 2 Ekim'de süresi dolacak olan Irak ve Suriye'ye yönelik sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkerenin yenilenmesine geçici hükümette yer alacak olan HDP'nin imza vermeyeceğini dikkate alarak harekete geçti. Söz konusu tezkerenin süresinin 2 Ekim'den itibaren bir yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkere hızla Meclis'e sevk edildi.
İŞTE TEZKERENİN TAM METNİ
TBMM'ye sunulan tezkerenin gerekçesinde ise PKK ve IŞİD'in Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği vurgulandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu imzası ile TBMM'ye gönderilen tezkerenin tam metni şöyle:
"Türkiye'nin güney kara sınırları boyunca ulusal güvenliğimize dönük risk ve tehditler artmaktadır. Irak'ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir. Suriye ve Irak'ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de önemli artış gözlenmektedir.
Nitekim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını teyit etmiş, bu ülkelerdeki terör faaliyetlerini kınamış, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunmuştur.
Komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğünün, millî birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, terör gruplarının Irak'taki mevcudiyetine ve bunun doğurduğu tehditlere karşı askeri, siyasi ve diplomatik tedbir ve girişimlerini artırarak sürdürmek durumundadır.
Diğer taraftan, Suriye'de rejimin, beşinci yılına giren şiddet politikalarının, terör gruplarına desteğinin ve halkının etnik ve mezhepsel farklılıklarını fiili çatışmaya dönüştürme siyasetinin insanı durum, bölgesel ve uluslar arası güvenlik ve istikrar bakımından yol açtığı risk ve tehditler devam etmektedir.
Bu çerçevede ilk olarak 2007 yılında kabul edilen ve altı defa uzatılan Irak tezkeresi ile 2012 yılında kabul edilen ve bir defa uzatılan Suriye tezkeresinin 2014 yılında tek bir metin halinde kabulünü zaruri hale getiren ve ulusal güvenliğimizi tehlikeye atabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslar arası hukuktan kaynaklanan haklarımız doğrultusunda gerekli önlemlerin ulusal düzeyde tespit edilerek hayata geçirilmeye devam olunması, bunun yanısıra DEAŞ ve benzeri terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslar arası koalisyon bünyesinde Türkiye'nin de iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi önem taşımaktadır.
"Bu mülahazalar ışığında, Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı, uluslar arası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terörist örgütlerden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı, ulusal güvenliğimizin idame ettirilmesine sağlamak, kriz süresince ve sonrasında hasıl olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratle ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe taktir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerektiği taktirde sınır ötesi hareket ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2/10/2014 tarihli ve 1071 sayılı TBMM kararıyla hükümete verilen bir yıllık izin süresinin, aynı kararda belirlenen ilke ve esaslar dahilinde 2/10/2015 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasını Anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim."
TBMM OLAĞANÜSTÜ TOPLANACAK
Tezkerenin görüşülmesi için TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılması da gündemde. AK Parti grubunun önümüzdeki günlerde Meclis'in olağanüstü toplanması için en az 110 milletvekili imzasıyla TBMM Başkanlığı'na başvurması bekleniyor.
GEÇEN YIL AK PARTİ VE MHP 'EVET' DEMİŞTİ
Geçen yıl yapılan tezkere görüşmelerinde AK Parti ile MHP, tezkerenin kabulü yönünde oy kullanmışlardı. CHP ve HDP'li ve bazı bağımsız milletvekilleri tezkereye ret oyu vermişlerdi. Yeni tezkere görüşmelerinde AK Parti'nin tek başına oyu yetmiyor. Bu yüzden diğer partilerden en az birinin de kabul yönünde oy vermesi gerekiyor. Kulislerde MHP'nin tavrını değiştirmeyeceği ve tezkerenin AK Parti-MHP oyları ile kabul edilebileceği belirtiliyor.