"Kalıcı barışın arifesine gelinen bir dönemde, 7 Haziran seçim sath-ı mahalline girilmesi ve AKP hükümetinin barış yerine iktidarı önceleyen bir siyasi tavır içerisine girmesi, gelmiş olduğumuz tarihi aşamayı maalesef farklı bir noktaya savurmuştur" denilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çözüm Süreci’ne ilişkin sözleri eleştirildi:
"Tam da bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'İzleme heyeti olmaz', 'Dolmabahçe Mutabakatı yanlış', 'taraf yok', 'masa yok', 'Kürt sorunu yok' demek suretiyle ortaya koyduğu iktidar perspektifi, Çözüm Süreci'ni durdurma pahasına milliyetçi tabanı kendi arkasına yığma arayışı olarak değerlendirilmelidir."
Seçim sürecinde yaşanan bombalı ve silahlı saldırıları da hatırlatan İmralı heyeti, bu saldırıların ‘sadece kalıcı barışa hizmet için yürütülen parti çalışmalarını değil, aynı zamanda barışa ulaşmak için yürütülen Çözüm Süreci'ni de takatsiz bırakacak şekilde kanattığı’ değerlendirmesinde bulundu.
Halkın 7 Haziran'da bütün sorunların çözüm adresi olarak Meclisi gösterdiği belirtilen açıklama şu ifadelerle devam etti: "Hal böyle iken, 7 Haziran'da tarihi bir hezimet yaşayan AKP hükümeti halkımızın verdiği mesajı doğru okuyup buna dair yeni politikalar oluşturmak yerine seçimden hemen sonra müzakere ve çözüm gündemini kaos ve çatışma gündemiyle değiştirme, barış taleplerini göz ardı etme yolunu tercih etmiştir."
"Böylesi ağır bir süreç yaşanırken ve Çözüm Süreci adeta adım adım agoniye doğru gönderilmeye çalışılırken, son dönemde AKP hükümetinin yetkilileri ve emrinde bulunan yandaş medya olumlu bazı gelişmelerin yaşandığına dair bir algı operasyonu yürütmek istemektedir" denilen açıklamada, heyetin İmralı’ya gidişinin engellendiği kaydedildi.
Abdullah Öcalan’ın tecrit altında tutulduğunun öne sürüldüğü açıklamada, “Bu savaş konseptinin devreden çıkması için askeri ve siyasi operasyonların durması, tarafların çatışmasızlık konumuna dönmeleri, ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması, müzakere mekanizmalarının yeniden kurulması gerekliliğini tüm duyarlılığımızla tarihi bir sorumluluk olarak bir kez daha yineliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Çözüm Süreci’nin devam etmesi için Abdullah Öcalan’ın belirlediği koşulların sağlanmasının gerekli olduğunun belirtildiği açıklamada, ‘Öcalan’ın müzakere statüsünü de belirleyecek şekilde bir yasal düzenleme ile güvence altına alınması barış açısından tarihi bir zorunluluk’ olduğu savunuldu.
İmralı heyeti tarafından yapılan açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı: “Bu anlamda, heyetimiz üzerinden yaratılmak istenen tüm yapay gündemlerin meselenin çözümünü gözden ırak tutma amaçlı olduğunu belirtir, tüm kamuoyunu ve halkımızı kalıcı barış yollarını, tarihi bir sorumluluk olarak, inşaya bir kez daha davet ederiz."