Demirtaş, Parti Meclisi Toplantısı'na ilişkin bir soru üzerine, "Bütün gelişmeleri değerlendirilip, söz konusu çatışmaların, savaşın önüne nasıl geçebiliriz, nasıl durdurabiliriz ve neler yapabiliriz? Ülkemizde barışı, huzuru tekrar nasıl sağlayabiliriz? Yaşanan bütün sorunların çözümü için parti olarak üzerimize düşen neler var, bunları nasıl yerine getirebiliriz? Teşkilatlarımızla tüm kurum ve yapılarımızla bunları masaya yatırıyoruz" diye konuştu.
Merkez yönetimi, teşkilatlar, Meclis grubu ve sivil toplum örgütleriyle yapılan tartışmaları değerlendirmelerinin neticesinde bir planlama çıkacağını dile getiren Demirtaş, her gün, her saat ülkenin bir yerinden acı haber geldiğini anımsattı.
'İKTİDAR UĞRUNA HER GÜN ANALARIN AĞLATILDIĞI BİR SÜRECİ YAŞATMAYA KİMSENİN HAKKI YOK'
Bir gazetecinin "bu sabah da şehit haberinin geldiği"ni hatırlatması üzerine Demirtaş, "Evet, maalesef her gün evlatlarımızı yitiriyoruz, her gün bu ülkenin anneleri ağlıyor. 'Analar ağlamasın' diye yola çıkılmış süreçte, bugün iktidar uğruna her gün anaların ağlatıldığı bir süreci yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Bu ülkeye, bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yok" ifadelerini kullandı.
"Bir an önce bu çatışmaların durması ve yeniden diyalog ve müzakere süreciyle sorunların kalıcı bir şekilde birbirini aldatmaya, kandırmaya değil, iktidar hırsına dayalı değil, samimi bir şekilde çözümü için gayret sarf ediyoruz" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
'AKP YANLISI ÇEVRELER TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR'
"Benim herkesten ricam şudur. Şu günlerde ısrarla AKP yanlısı çevreler toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Toplumda şiddet yanlısı olanlar bir de AKP gibi barış sevdalısı olanlar varmış gibi. Hayır. Türkiye toplumunun tamamı barış istiyor. Saray ve çevresi, onu iktidarda tutmak isteyenler dışında bu ülkede çatışma, savaş isteyen yok. O nedenle hiç kimse birbirine karşı asla düşmanlık, kin besleyecek duygularla yaklaşmamalıdır. Bugünler geçecek. Elbette bütün bu zorlu zahmetli, sıkıntılı günleri atlatacağı ve ülkemizde barışı hakim kılacağız. O nedenle asla kimse kimseye kinle öfkeyle yaklaşma konusunda tahriklere kapılmamalıdır ve bizler hep birlikte barış sesimizi yükseltirsek inanıyorum ki bütün bunların önüne geçeceğiz."
Terör örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlarda, bir köyde sivillerin öldüğüne ilişkin iddiaların sorulması üzerine Demirtaş, bugün akşam Merkez Yürütme Kurulu'nun toplanacağını, dün de PM'de, bu katliamın yaşandığı yere bir heyetin gönderilmesi konusunda öneri yapıldığını anlattı.
Sivillerin yaşamını yitirdiği iddia edilen köye ve bölgedeki duruma ilişkin somut bir raporla dönme amacıyla bir heyetin gönderileceğini aktaran Demirtaş, "Dışişleri Bakanlığı da biliyorsunuz olayı doğrulayan bir açıklama yaptı. Araştırılacağını belirtiyor ama sivillerin öldüğü aşikar. Dışişleri Bakanlığı da bunun farkında. Dolayısıyla bu sivil katliamların da sorumlularının hem ulusal hem uluslararası düzeyde yargı önüne çıkması için biz de elimizden geleni yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Bir basın mensubunun, "Parti kapatmalarına ilişkin bir açıklamanız oldu. Burhan Kuzu'nun ofisinde çalışmaların başlatıldığını söylediniz. Bu konjonktürde HDP'nin kapatılma ihtimali var mı sizce?" sorusuna karşılık Demirtaş, şöyle konuştu:
"Ben 'partimiz kapatılacak' demedim. 'Bunun çalışmasını yapıyorlar' dedim. Partimizin kapatılma ihtimali yüzde sıfırdır. Amaçları şu. 'Bir dava açtırabilirsek' diye düşünüyorlar. 'En azından HDP’yi hazine yardımından muaf tutacak bir ceza çıkarabiliriz oradan.' Amaç bu. Yoksa parti kapatılmayacağını kendileri de biliyor. Çünkü partimiz kapatılmayla ilgili en küçük bir suçlamayla, ithamla karşı karşıya kalamaz. Yok böyle bir şey. Varsa hakkında soruşturma açılacak parti, AKP'dir. Roboski'yi yapan onlardır, Gezi'yi yapan onlardır, 134 çocuğu sokakta gösterilerde katlettiren ve gurur duyan onlardır. Her gün yurtdışına yasadışı silah gönderen onlardır, IŞİD terör örgütünü besleyen onlardır. Varsa hakkında soruşturma açılması gereken bir parti, AKP'den başkası değildir. Yoksa ben 'partimiz kapatılacak vesaire' o anlamda bir şey ifade etmedim. Birileri heveslenmiş durumda soruşturma açtırmaya çalışıyor."
'YARGITAY'IN RESMİ SORUŞTURMASI HENÜZ YOK'
Demirtaş, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde partimizle ilgili başlatılmış resmi bir soruşturma da yoktur, bunu da öğrendik. Yargıtay'ın böyle bir resmi soruşturması henüz yok. Ama anladık ki AKP çevreleri soruşturmayı başlatmış, kendi özel bürolarında. Bunu bir resmi soruşturmaya dönüştürmek için de baskı yapıyorlar" ifadesini kullandı.
Bir başka gazetecinin, "Burhan Kuzu'nun da 'Ne bürom oldu geçmişte, ne de şimdi var' şeklinde karşı açıklaması oldu. Bir yandan da partinin kapatılması değil ama sorumluların cezalandırılması yönünde bir ifadesi var" şeklindeki soru üzerinde de Demirtaş, "Muhatap almayım en iyisi, müsaade ederseniz" karşılığını verdi.
"Operasyonların durdurulması çağrınızla ilgili yaptığınız açıklamalar iktidar cephesinde samimiyetsiz bulunuyor. İlk önce operasyonlar değil, şehit haberleri gelmeye başladı. Siz Kandil'le de görüştüğünüzü söylemiştiniz. Şehit haberleri neden hala gelmeye devam ediyor. Kandil'den size ne yanıt geldi?" sorusuna Demirtaş, şu yanıtı verdi:
"Görüşemedik. Türkiye'de biliyorsunuz bir müzakere yasası var. Bu yasa çerçevesinde taraflarla görüşme yapan kişilerin bu konuda yasal güvencesi var. Biz bugüne kadar yaptığımız bütün görüşmeleri bu yasa çerçevesinde yaptık. Yeniden yaparız, yine yaparız ama bu koşullarda. Kandil'de sivil insanların köylerinin bombalandığı bir koşullarda oraya heyetimizi nasıl göndereceğiz? Bu ciddi bir handikap. Ben çağrıyı tek taraflı falan yapmıyorum. Anında PKK silahları susturmalı, ellerini tetikten çekmelidir. Buna karşılık hükümet de operasyonları durdurduğunu, ölümlere yer vermeyecek bir yaklaşımla diyaloğa ön açtığını ifade etmelidir. Şunun altını çizerek ifade ediyorum. Çarpıtacak birileri… Ben, 'Devlet silah bıraksın' falan demiyorum. Devlet, silah bırakır mı? Silahsız devlet olmaz. Devlet kendini koruyacak, bir şey demiyoruz. Ama elini tetikten çekmek başka bir şeydir. Karşılıklı ateşkes durumundan, birbirine ateş etmeme durumundan söz ediyorum. Bu çağrı, aynı zamanda ve acil olarak PKK'yadır. Tabii ki ölümler geldiği her gün siyaseten konuşmak, çözüm aramak, giderek zorlaşır. Siyasetin alanını daraltan şey, silahtır, şiddettir. Hükümetin de buna bir şekilde hizmet eden bu politikalardan vazgeçmesi lazım. Bir yandan biz silahları susturmaya, durdurmaya çalışıyoruz. HDP olarak, sivil toplum örgütleriyle, barışseverlerle birlikte… Bir yandan hükümet, partimizi kapatmak, dokunulmazlıkları kaldırmakla bir şekilde baskı altına almak istiyor. Siz demokratik siyaset kanallarını tıkamaya çalışmak yerine, tam tersine demokratik siyaseti büyütecek, itibar kazandıracak bir yol izlemelisiniz ki şiddeti hep birlikte bertaraf edebilelim."
'ÖLEN İNSANLARIN HEPSİ, BİZİM EVLADIMIZ'
"Operasyonlar devam ediyor, her gün şehit haberleri geliyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan operasyonların devam edeceğini söylüyorlar. Ne zaman kırılma olur, ne zaman biter sizce bu saldırılar PKK tarafından?" sorusu üzerine de Demirtaş, bütün Türkiye toplumunun sesini yükseltmesi durumunda herkesin cevap vermek zorunda kalacağını söyledi. Demirtaş, herkesin barış istediğini yüksek sesle haykırması gerektiğini belirtti. Kendisinin neredeyse her gün çağrı yaptığını dile getiren Demirtaş, şunları söyledi:
'SIRRI BEY'İN TEK EVLADI VAR'
"Şehit haberleri gelirken, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in kızının düğününde eğlenildiği" yönünde sosyal medyada eleştirilerin olduğunun hatırlatılması üzerine Demirtaş, şunları kaydetti:
"Sırrı Bey'in tek evladı var. Uzun süredir bu mevzulardan dolayı ertelediği bir nikahtı. Biz de oraya eğlenmeye gitmedik. Nikah şahitliği yapmaya gittik. Şahitliğimizi yaptık. Allah mesut bahtiyar etsin. Şehit haberleri gelirken, cenazeler kalkarken orada eğlendiğimize dair tek bir görüntü göstersinler biz de özür dileyelim. Hayat devam ediyor. Ölümler de var, doğumlar da var, düğünler de var. Bu cenazeler gelirken paraları koyacak yer bulamayanlara sorsanız bu soruları daha iyi olur."