Bugün Genelkurmay Karargahı'nda başlayacak ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki terfi, emeklilik işlemleri ile disiplin cezalarının ele alınacağı YAŞ, 5 Ağustos'ta sona erecek.
Toplantıya Başbakan Davutoğlu’nun yanı sıra Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay ile diğer YAŞ üyesi komutanlar katılacak.
Şura kararları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayına sunulduktan sonra kamuoyuna açıklanacak.
RADİKAL DEĞİŞİKLİK BEKLENMİYOR
Son dönemde TSK, hem PKK hem de IŞİD ile mücadele kapsamında geniş çaplı operasyonlar yapıyor. Bu nedenle de komuta kademesinde gerçekleşecek olası değişiklikler büyük önem taşıyor. Kulislerde, söz konusu operasyonlar nedeniyle radikal değişikliklere gidilmeyeceği konuşuluyor.
GENELKURMAY BAŞKANI İLE KARA VE JANDARMA DA NÖBET DEĞİŞİMİ
Akar'ın ardından en kıdemli komutan konumunda bulunan Mendi'nin teamüller çerçevesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanabileceği de dile getiriliyor. Bu durumda da Jandarma Genel Komutanlığı’na, Çolak ya da Güler'in atanabileceği belirtiliyor. Ancak, kulislerde iki yıldır Genelkurmay 2. Başkanı olarak görev yapan Güler'in atanma olasılığının daha yüksek olduğu konuşuluyor.
DENİZ VE HAVA'DA UZATMA BEKLENİYOR
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün 2'şer yıllık görev süreleri dolmasına rağmen, TSK Personel Kanununda geçen yıl yapılan değişiklik uyarınca, görev sürelerinin bir yıl uzatılabilecek. Bu çerçevede her iki ismin de görev sürelerinin 1 yıl uzatılması da gündemde.
YAŞ toplantısında ele alınacak bir diğer konu da Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda tahliye edilen ve tayin/terfi sırasında yer alanların durumu. YAŞ bu davalardan beraat etmelerinin ardından cezaevinden tahliye olan 46 albayın tuğgeneralliğe terfi dosyalarını da değerlendirecek. Bu isimler terfi ettirilebileceği gibi, emekliye de ayrılabilecek.
Toplantıda ayrıca, paralel yapı ile mücadele konusu da görüşülecek.
‘TSK'DA SÜRPRİZLER BEKLEMİYORUM’
YAŞ toplantısını Sputnik'e değerlendiren TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) uzmanı Dr Nihat Ali Özcan komuta kademesinin şekillenmesinde çok büyük sürprizler beklemediğini söyledi. Özcan, “Hükümet düşündüğü tarzda bir komuta kademesi oluşturmak istiyorsa mevcut sınırlı seçenekler arasından istediği bir değerlendirme de yapabilir" dedi.
AK Parti hükümetleri döneminde yaşanan sürprizleri anımsatan Özcan, geçmiş yıllarda geleneksel ve profesyonel şekilde dizayn edilen terfilerin bir kısmıyla politik ya da ideolojik nedenlerle oynandığını kaydetti.
‘HÜKÜMETİN RADİKAL DEĞİŞİKLİK İÇİN ODAKLANDIĞI KONU YOK’
Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetin sınırsız bir özgürlüğü yok, var olanlar içerisinden bir seçim yapmak zorunda. Dolayısıyla da ben çok büyük, radikal bir değişiklik beklemiyorum. Son 7-8 yıldır Silahlı Kuvvetler’in yapısıyla, moral motivasyonunu yeterince olumsuz etkileyecek gelişmeler yaşandı zaten. Hükümetin böyle bir ortamda yine çok radikal kararlar alacağını pek sanmıyorum. Alırsa kendisi açısından da çok iyi bir durum olmaz."
‘ANAYASA VE YASALARA BAKIP HAREKET EDECEKLERDİR’
TSK'daki görev değişiklikleri Türkiye'nin sınırlarında yaşanan gerilimli bir dönemde gerçekleşiyor. Peki yeni komuta kademesinin, sınır ötesi operasyonlar ve PKK ile mücadele konusundaki tutumu nasıl olur?
Bu operasyonlar konusunda komuta kademesinin tutumunu belirleyen esas faktörün anayasa ve yasalar olduğunu belirten Özcan, "Artık Türkiye'de hiçbir generalin anayasa ve yasaları çok iyi analiz etmeden, kendi yorumlarıyla hareket edeceklerini sanmıyorum. Geçen dört yılda bazen hükümet tarafından gelen taleplerin bile Necdet Özel Paşa tarafından sık dokunup ince elendiğini de biliyoruz. Hükümet ile de zaman zaman bazı gerilimler yaşandığını biliyoruz kamuoyuna yansıdığı kadarıyla. Dolayısıyla bundan sonra herkes kanuna, kitaba, daha doğrusu anayasaya, yasalara bu işlere bakarak hareket edecektir" dedi.
‘TSK BU SÜREÇTE İHTİYATLI OLACAKTIR'
Geçmiş yıllarda Ergenekon ve Balyoz operasyonları kapsamında tutuklanarak yargılanan emekli muvazzaf askerleri hatırlatan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Olmaması da gerekiyor. Çünkü kendileri açısından da çok talihsiz bir tecrübe yaşandı geçmişte. Çok sayıda sorgulamalar, medya üzerinden suçlamalar yönetildi. Bunların bir çoğunluğu beraat etti bu suçlamalardan. Davaların bir kısmı düştü. Öyle olunca da bu konuda görev alacak, üstlenecek olanlar her şeyden önce bu duruma dikkat gösterecektir. Bu da iş yapabilme kapasitesini ciddi anlamda etkileyecektir. Mesela Uludere ile ilgili hadise önemli bir konu. TIR'lar mesesi, operasyonlar, tutuklamalar, bu bağlamda geçmişte Silahlı Kuvvetlere yönelik suçlayıcı bir takım operasyonlar… Bütün bunların etkisi isteseniz de istemeseniz de görülecek."
TSK'nın su süreçte daha ihtiyatlı olacağını söyleyen Özcan, "Ben geçmişteki kadar çok moral ve motivasyonlu olarak bu işi üstleneceklerini pek düşünmüyorum. Görevi yapmaktan çok, ‘bunu yaptığımız da ya da yapmadığımız da başımıza ne gelir’ diye ona bakacaklar, tereddütle davranacaklar" diye konuştu.
'TSK'NIN POZİSYONUNU HÜKÜMETİN STRATEJİSİ BELİRLER'
TSK'nın bu süreçteki rolünün hükümetin politikası ve stratejisine de bağlı olduğunu vurgulayan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümetin nasıl bir stratejik planı var, o planda Silahlı Kuvvetlere nasıl bir rol veriyor. Sonuçta Silahlı Kuvvetler mensupları yukarıdaki siyasetçiye güvenecek, aşağıdaki de kendi komutanına güvenecek. Siyasetçi güven telkin etmiyor ise o zaman o da kendine göre bir üslup geliştirecek. Dolayısıyla yüzde yüz hükümet ne derse onun istediğinden çok daha fazlasını yapar; bu işe arzulu istekli atlar, gider yapar demek biraz zor. Çünkü son 5-6 yıldır Türkiye ilginç bir süreçten geçti. Genelkurmay başkanlarından bir tanesi terör örgütü lideri olarak hapishanede yattı. Şimdi Genelkurmay Başkanı'nın terör örgütü lideri olarak hapishanede yattığı bir ordunun teğmeninden yukarıya kadar herkes kendine biri bir emir verdiğinde 10 dakika 20 dakika bir düşünecektir. En azından avukatına soracaktır, nedir bunun çerçevesi diye. İkincisi öbür Genelkurmay Başkanı da bu böyle yönetilmez diye çekip gitti. Aradan iki sene sonra da başka bir Genelkurmay Başkanı geldiğinde de 'bizi kandırmışlar' dedi. Dolayısıyla bu tablo, çok çabuk etkileri izole edilecek bir gelişme değil. Bunun da bir takım yansımalarını sahada göreceğiz diye düşünüyorum."