BBC'nin Newsday adlı radyo programına konuşan gazeteci Emily Feldman, "Bazı Ezidilerin IŞİD'in elinden kurtulduğunu biliyordum. Kürt basınında sürekli serbest kalanlarla ilgili haberler çıkıyordu. Oraya gidince, araştırmalarım beni iki ayrı gruba yönlendirdi" diyor ve yaşananları şöyle anlatıyor:
"Görüştüğüm ikinci grup ise kaçakçılardı. Bunlar IŞİD'in elindeki topraklarda çok eskiden beri tanıdıkları olan kişilerdi. Çoğu daha çatışma dönemi öncesinden beri oradan çay veya sigara kaçakçılığı yapan kişiler. Bunlar şüphe çekmeyen insanlar. Araplar ve IŞİD kontrolündeki topraklarda oturuyor, dışarıdan bakıldığında IŞİD'i destekliyor görünüyorlar. İşin esas yükünü onlar kaldırıyor."
'IŞİD ÜYESİ SÜSÜ VERİLİYOR'
Kaçakçıların IŞİD'in elinde köle muamelesi gören Ezidilere ulaşmaları ise daha çok Ezidilerin evde yalnız kaldıklarında ve bir cep telefonu bulduklarında, yakınlarına ya da doğrudan kaçakçılara bilgi ve resim göndermesi sayesinde oluyor. Ezidiler batılılar gibi fidye için kaçırılmıyor. Hatta IŞİD Ezidi kadınların fidye karşılığı serbest bırakılmasına izin vermiyor.
Kadınları savaş ganimeti gibi görüyor ve kendileri için alıyor, ya da diğer IŞİD militanlarına armağan ediyorlar. Bu nedenle de kadınları bırakmak istemiyorlar. Ancak kadınlar satılabiliyor ve bir kadına ücret teklif edilebiliyor.
Bu nedenle bazı kaçakçılar kendilerine IŞİD üyesi süsü vererek, kadınları satın alıyor. Peki Ezidileri satın almak için ödenen para IŞİD'e gitmiyor mu?
Emily Feldman, "Kürt yetkililer para IŞİD'e gitmiyor, kaçakçılara veriliyor diyorlar, kaçakçılara göre ise herşey olabiliyor" diyor.