Hürriyet’in haberine göre, Türkiye ve ABD ilişkilerindeki son durumu da değerlendirmesi istenen Erdoğan, “Türkiye’nin PYD konusundaki tavrına karşın ABD’nin PYD ile neredeyse stratejik müttefiklik ilişkisi kurduğu konuşuluyor. Bu durum Türkiye’nin PKK ile mücadelesine ve güvenlik anlayışına nasıl yansır?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu konu, Kobani’de DAİŞ’le (Irak Şam İslam Devleti) çatışmaların yaşandığı süreçte, ABD Başkanı Barack Obama’yla yaptığımız bir telefon görüşmesinde gündeme gelmişti. Obama, ‘Kobani 2 güne kalmaz düşebilir’ demişti. Ben de kendisine, 200 bine yakın Kobanilinin zaten bizim ülkemizde olduğunu hatırlatarak, orada sadece 3 bin civarında savaşçı bulunduğunu söylemiştim. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Peşmerge’nin desteğiyle Kobani’nin düşmesinin pekâlâ engellenebileceğini belirtmiştim. ‘Oraya indireceğiniz silahlar sadece PYD’ye değil DAİŞ’e de gidebilir’ demiştim. PYD’nin içinde PKK terör örgütünün unsurlarının da yer aldığından, PYD’nin adeta PKK’nın farklı bir yapılanması olduğunu anlatmıştım.
Ama bunu pek anlamak istemediler, o gece malum oraya silah da indirdiler. Ama süreç bizi haklı çıkardı. Müteakip süreçte de Türkiye’deki Kobanililerin yaklaşık 120 bini geriye döndü. Burada kalanların sayısı da 70-80 bin civarında. Bizim özellikle Kuzey Suriye’de terör yapılanmasına sıcak bakmamız mümkün değildir. NATO’daki müttefikimiz ve stratejik ortağımız olan ABD de söz konusu bölgede Türkiye’ye karşı oluşturulabilecek bir tehdide sıcak bakmayacaktır.”
'KOBANİ'NİN DÜŞMESİNİ ARZULAMIŞ DEĞİLİM'
Erdoğan kendi ‘Kobani düştü düşecek’ sözünün ise yanlış anlaşıldığını savundu:
“O ifadelerimi çarpıtanların kimler olduğu belli. Kobani’nin düşmesini arzulamamız asla söz konusu olmamıştır. Nitekim Kobani’nin düşmesini istemediğimiz için ÖSO ve Peşmerge’nin Kobani’nin imdadına koşmalarına imkân sağladık. O esnada, ABD’nin havadan yapmış olduğu harekâtı, karadan destekleyecek güç yoktu. O güç hangi güç olmuştur?”
Öte yandan Türkiye’nin bölgesel bir savaşa çekildiği iddialarının doğru olmadığını belirten Erdoğan, ‘IŞİD, PKK ve PYD’nin aynı anda Türkiye’ye karşı kullanılıyor olabileceği’ yorumlarına şu şekilde cevap verdi:
“Aralarında çıkar ilişkileri olduğunu göz önüne almak gerekir. Mesela Tel Abyad’da yaşananlar… DAİŞ önce işgal ediyor. Tel Abyad boşaldıktan sonra PYD ile DAİŞ arasında mücadele başlıyor. Bu defa da PYD giriyor… Yapılması gereken boşaltılan bu şehirlere Araplar, Türkmenler de dahil olmak üzere oraların asli sakinlerinin de tekrar dönebilmelerini sağlamaktır. Aynı şey Cerablus için de geçerli.”
'PUTİN, ESED'DEN VAZGEÇEBİLİR'
Erdoğan, "Suriye konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in tavrında değişiklik var mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Eskiye oranla çok daha olumlu. Artık 'Sonuna kadar Esed'in yanındayız' noktasında değil. Esed'den vazgeçebileceğine doğrusu inanıyorum."
Bu arada Erdoğan Çin’de Uygur Türkleriyle ilgili temaslarından da bahsetti. Çin’deki temel kaygının terörle alakalı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bazı Uygurların DAİŞ başta olmak üzere, terör örgütlerine katılmalarından, Çin’in bütünlüğüne kasteden faaliyetlerinden rahatsızlar. Bazı Uygurların DAİŞ’e katıldıklarını bizler de biliyoruz, açıkça söylemek durumundayım. Pekin’de Çin İslam Cemiyeti mensuplarıyla da bir görüşmem oldu. 'Bizde 35 bin cami, 40 bin de din görevlisi var' diyorlar. Ben de kendilerine ‘Çin, 10-15 sene sonra belki de dünyada birinci sıraya yükselecek. Sizler de bu halk içerisinde konumunuzu sağlamlaştırmaya önem vermelisiniz' dedim” diye konuştu.