Gazetede yayımlanan makalede, "Eğer 'özerk Kosova bölgesinin' kendi geleceğini belirleme hakkı varsa, o zaman 'özek Kırım cumhuriyetini' bu haktan mahrum bırakmak için hiçbir yasal gerekçe de olamaz" yorumunda bulunuldu.
'SEÇİLMİŞ BİR LİDERİN ŞİDDETLE DEVRİLMESİ DARBEDİR'
Hollanda basınının, Kırım konusunda Moskova karşıtı bir tavır benimsediği ve yarımadanın Rusya ile 'durduk yerde' birleşmediğini de anlayamadığı belirtilen yazıda şu ifadeler yer aldı: "Kırım'da, Kiev'deki kanlı protestoların ardından referandum düzenlendi. Batılı hükümetler Kiev'de yaşananları 'demokratik bir devrim' olarak niteledi. Oysa yaşananların demokratik bir tarafı yoktu. Ne de olsa seçilmiş bir devlet başkanının şiddetle devrilmesi 'darbe' yapıldığı anlamına gelir.''
'KIRIM'DAKİ TÜM AZINLIKLAR RUSYA İLE BİRLEŞMEYE EVET DEDİ'
Kırım'da Mart 2014'te yapılan referandumda yarımada sakinlerinin yüzde 96'sının Rusya'ya 'evet' dediği de hatırlatılan makalede, referandumda 'evet' oyu verenlerin sadece etnik Ruslar olmadığı, bölgedeki etnik azınlıkların da Rusya ile birleşmeye destek verdiği belirtildi.
'DİĞERLERİNİN KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEME HAKKI NEDEN REDDEDİLİYOR?'
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın 2010'da, Kosova'nın ilan ettiği bağımsızlık kararının meşru olduğu yönünde görüş bildirdiği anımsatılan makale, "Peki Batı neden Abhazya ve Güney Osetya, ya da Donetsk ve Lugansk'ta yaşayanların kendi geleceklerini belirleme hakkını reddediyor?" sorusuyla noktalandırıldı.