Başbakan Ahmet Davutoğlu 25 Temmuz akşamı İstanbul, Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisinde bazı gazetelerin genel yayın yönetmeleriyle buluştu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'KARA GÜCÜ SOKMAYIZ'
Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'ye kara gücü gönderme planı olmadığını söyledi. "ABD ile bazı yaklaşım farklılıklarımız vardı. Biz kapsamlı bir strateji ihtiyacına dikkat çekiyorduk. İkincisi, mülteciler için güvenli bölgeler oluşturulsun, üçüncüsü Suriye'nin geleceğinin belirlenmesinde ılımlı unsurlara yer verilsin. Ama görüş birliği içinde olduğumuz konular da vardı. Geldiğimiz noktada, yapılan anlaşma içinde bizim kaygılarımızı veya beklentilerimizi gideren unsurlar derç edildi belli ölçülerde. Bunun detayına girmem. Ama mesela air cover (hava koruma) önemli bir husus. DEAŞ'a karşı mücadele eden Özgür Suriye Ordusu veya ılımlı unsurların havadan korunması… Alana biz kara gücü sokmayacaksak —ki sokmayacağız- orada kara gücü olarak bizimle işbirliği yapan belli unsurların korunması. Bir de eğit-donat faaliyeti istenilen hızda olmasa da yapılır hale geldi. Burada nihayet şartların gerektirdiği, ihtiyaçların karşıladığı bir ortak zemin oluştu. İncirlik de dahil olmak üzere koalisyon ile işbirliği yapmak konusunda mutabık kalındı. Önümüzdeki günlerde gerekli adımlar atılacak."
'ÖNLEYİCİ SAVUNMA' SAFHASIYLA FARKLI BİR DÖNEME GİRİLDİ
Davutoğlu "Eminim gerek Türkiye'deki, gerek bölgedeki aktörler 23 Temmuz ile 25 Temmuz'un iki ayrı dönem olduğunu fark etmişlerdir" diye konuştu.
Toplantıya katılan Hürriyet Daily News Yayın Yönetmeni Murat Yekin'e göre "Başbakanın 'Bundan sonra böyle' demesi, ilk IŞİD harekatıyla telaffuz edilen "önleyici savunma" safhasıyla gerçekten farklı bir döneme girildiğine işaret ediyor.
Dört saate yakın süren toplantını detaylarını köşesine taşıyan Yetkin, Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanları paylaştı: "Suruç saldırısı ardından özel güvenlik toplantısı sırasında IŞİD'in Kilis'te Suriye tarafından ateş açarak bir astsubayı şehit ettiği haberi gelmiş. Bu haber ile operasyonu öne alma zorunluluğu ortaya çıkmış. Zaten bir gece önce İçişleri Bakanı telefon etmiş ve Ceylanpınar'da iki polisin evlerinde öldürülmüş olarak bulunduğu haberini vermiş. 23'ündeki o toplantıda PKK'nın eylemi üstlendiği ve aralarındaki telsiz konuşmalarında neler söylediklerinin de bilgisi Kilis ile birleşince, bir de İstanbul'da, Okmeydanı'ndaki DHKP-C cenaze yürüyüşünde tüfekli-maskeli resimler medyada çıkınca hemen müdahale kararı almışlar.
'DEVLET AÇISINDAN VAROLUŞSAL MESELEYDİ'
'HİÇBİR SUÇUN CEZASIZ KALMAYACAĞI GÖSTERİLDİ'
HAZİRAN 2013'TE NE TAAHHÜTLER VERİLDİ?
'SINIRIMIZDA DEAŞ GÖRMEK İSTEMİYORUZ'
"Sınırımızda DEAŞ görmek istemiyoruz " diyor Davutoğlu; "Ha nasıl yaparız? O bizde mahfuz. Hangi aşamalarda yaparız? Bizde mahfuz. Ama görmek istemiyoruz." Bu harekatın Türk hükümetinin DEAŞ'a yardımcı olduğunu, göz yumduğunu söyleyenlere, özellikle HDP'ye, keza PKK'ya müsamaha edildiğini söyleyen MHP'ye örnek olmasını istiyor.
'PYD TÜRKİYE'Yİ RAHATSIZ ETMEZSE YENİ SURİYE'DE YERİ OLABİLİR'
ABD, İNCİRLİK İÇİN ANKARA'NIN ŞARTLARINI YERİNE GETİRİLDİ Mİ?
Başbakan Davutoğlu şunları söyledi: "Tabii bizim birtakım yaklaşım farklılıkları var aramızda, vardı, bunu gidermeye çalışıyordu. Geldiğimiz noktada yapılan anlaşma içinde bizim kaygılarımızı veya beklentilerimizi gideren unsurlar derç edildi belli ölçülerde. Tabii bunun detaylarına girmem zor.
Ama mesela, alana biz kara gücü sokmayacaksak, ki sokmayacağız, orada kara gücü olarak bizimle işbirliği yapan unsurların Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve ılımlı güçlerin havadan korunması gerekiyor (burada Başbakan İngilizce "air cover" deyimini kullandı.) Yine neydi? Biz eğit-donat faaliyeti diyorduk. Onu da işte Mayıs ayından beri istenilen hızda olmasa da yapılır hale geldi. Yani burada nihayet şartların gerektirdiği ve ihtiyaçların karşılandığı bir ortak zemin oluştu onun içinde İncirlik Üssü de dahil olmak üzere koalisyonun içinde işbirliği yapma konusunda mutabık kalındı, Önümüzdeki günlerde gerektiği adımlar bu çerçevede atılacak."