Çin'e özgü bu "hastalığın" örnekleri ortada. Çin, dünyanın en büyük nüfusa, dolayısıyla en fazla milyoner kentlere de sahip. Elbette dünyanın en büyük nüfusa sahip ülke dünyanın en büyük kente de sahip olmalı.
Şu anda dünyanın en büyük bileşik kenti, Guangzhou bölgesinde Güney Çin Denizi'ne dökülen İnci Nehri'nin deltasında yer alıyor. 9 milyoner ve onlarca daha küçük kentten oluşan ve İnci Nehri Deltası adını alan mega şehrin nüfusu 42 milyon, yani Arjantin (41 milyon), Kanada (35 milyon) veya Avustralya (23 milyon) gibi ülkeleri geçmiş durumda. Bu milyonlar, yaklaşık 7 bin kilometrekarelik alanda yaşıyor. Kıyaslamak gerekirse İstanbul'un yüzölçümü yaklaşık 5,5 bin kilometrekare.
Çin yönetimi, İnci Nehri Deltası nüfusunun 2030 yılına kadar ikiye katlanarak 80 milyona ulaşmasını umuyor. İnci Nehri Deltası'nda önce, geçtiğimiz yüzyılda, birleşik tarım bölgesi meydana gelmişti. Kademeli kentleşme, 1990'lı yılların ilk yarısında, bölgeye binlerce işçisiyle birlikte büyük şirket ve işletmelerin taşınmasıyla başladı. Kentler yığını, 2003'ten itibaren hızla mega şehre dönüşmeye başladı.
İnci Nehri Deltası'nın gezegenin en büyük kenti tacını ne kadar daha takabileceği bilinmiyor.
Çin yönetimi, Pekin merkezli yeni bir mega şehir planını duyurdu. Pekin'in nüfusu şu anda 20 milyon kişi. Jing-Jin-Ji adını alan yeni mega şehir, 205 bin kilometrekarelik alanda yer alacak, yani yüzölçümü Türkiye'nin yaklaşık üçte biri kadar olacak. Nüfusu ise 130 milyon kişi olacak.
ALTYAPI SORUNU
Çinliler, büyüklük tutkusunun büyük harcamalara yol açacağını yavaş yavaş anlamaya başlıyor. Milyonlarca vatandaşı mega şehre taşımak yeterli değil, onlar için altyapıyı hazırlamak gerekiyor, bu konuda ise ciddi sorunlar var. Altyapı sorunları şu anda özellikle Pekin yakınlarındaki Yanjiang'da görülüyor. Bu kentte nüfus artışı, sağlık ocakları, okul, mağaza ve ulaşım altyapısının inşaat hızını çok çok geride bıraktı.
Ülke yönetimi, lojistik sorunları hızlı trenler sayesinde çözme niyetinde. Pekin'den, mega şehre dahil olacak Tianjin'e trenle 3 saatte gidiliyor. Ancak birkaç yıl sonra hızlı trenler Pekin ile Tianjin arasındaki 140 kilometrelik mesafeyi yarım saatte geçecek.
Elbette Çinlilerin büyüklük eğilimi sadece kentlerle sınırlı değil. Örneğin geçtiğimiz günlerde, dünyanın en büyük güneş enerjisi santralinin inşa edileceği duyuruldu. Santralin inşaatı, Gobi Çölü'nde 25 bin 500 kilometrekarelik alanda başladı. Santralin kapasitesi, 200 megavat olacak. Yani 1 milyon evi ışıklandırmaya yetecek bir enerji üretilecek.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SANTRALİ
Dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali aynı zamanda devlete ait olmayan Çin'in ilk büyük santrali olacak. İnşaatını Qinghai Solar-Thermal Power Group şirketi yürütüyor. Güneş enerjisi santrali, kule tipi olacak. Merkezinde, 20-30 metrelik yüksek bir kule bulunacak. Kulenin tepesinde ise su rezervuarı bulunacak. Güneş ışınlarını emmek için kule siyaha boyanacak. Kuledeki pompa, buharı turbo jeneratöre ulaştıracak. Kuleye belli bir mesafede ise birkaç metrekarelik aynalar yerleştirilecek.
Aynalardan yansıyan güneş ışını suya düşecek. Böylece su 700 dereceye kadar ısıtılabilecek. Benzer kapasiteye sahip kömür enerjisi santrali, yılda 4,26 milyon ton kömür yakıyor. Kömür yakıldığında yaklaşık 900 bin ton karbon dioksit ve 8080 ton kükürt dioksit oluşuyor.
Atmosferi kirlettiği için son yıllarda sert eleştirilere maruz kalan Çin, çevreyi korumak için şimdi ciddi çabalar harcıyor. Örneğin, çevre açısından temiz güneş enerjisinin üretimi, 2005 yılına göre 400 kat artarak 28,05 gigavata ulaştı. Ülke yönetimi, bu rakamı 2020 yılına kadar 100 gigavata ulaştırmayı planlıyor.