ABD Kongresi'nden de anlaşmanın kongreden geçirilmeyeceği tehditleri yükseliyor. Senato'nun Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Bob Corker, anlaşmanın İran'ın nükleer silah üretmesini engellenmesini sağlayacağına dair şüpheleri olduğunu belirtti. 2016 Kasım'ında yapılacak ABD başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'den adaylığını koyan Scott Walker da anlaşmayı 'ABD'nin en kötü diplomatik hatası' olarak niteledi. Daha önce ABD Senatosu'nda çoğunluk lideri Mitch McConnell ve diğer vekiller de anlaşmanın kongrede onaylanmaması için çaba göstereceklerini söylemişlerdi.
Peki, İran ve P5+1 ülkelerinin uzun bir sürecin ardından imzaladığı anlaşmanın uygulanması tehlikede mi? İsrail ve ABD Kongresi, bunu engelleyebilir mi?
'TÜM TARAFLAR EN İYİ ANLAŞMA İÇİN ÇOK ÇALIŞTI'
Sputnik'e konuşan Carnegie Endowment düşünce kuruluşunun nükleer politika uzmanlarından Mark Hibbs, ABD Kongresi'nin anlaşmayı engelleyeceğine inanmadığını belirterek şu yorumu yaptı:
"ABD dışındaki diğer müzakereci ülkeler, anlaşmanın Amerikan Kongresi'nden geçmeme ihtimalini bildikleri için en iyi uzlaşı şartlarına ulaşmak için çabaladılar.
İsrail'in tutumunu değerlendiren Berlin merkezli düşünce kuruluşu CARPO'dan İranlı politika uzmanı Adnan Tabatabai ise, Başbakan Netanyahu'nun anlaşmaya yönelik eleştirilerinin ülkenin istihbarat ve güvenlik yetkililerinin tamamı tarafından desteklenmediğine dikkat çekerek, Tel Aviv yönetimi ve İsrail lobisinin anlaşmanın hayata geçirilmesi için bir tehlike teşkil etmediğini ifade etti.
Tabatabai, "Netanyahu'nun anlaşmaya yaklaşımı ve İran'ın ülkesi için ‘varoluş tehdidi' yarattığı fikri, bazı İsrailli istihbarat ve emniyet uzmanları tarafından desteklenmiyor. Ben Netanyahu'nun sert söylemine rağmen, İsrail hükümetinin ve yurt dışındaki lobi kollarının anlaşmanın hayata geçirilmesini engelleyebileceğine inanmıyorum. Böyle bir tehlike yok." diye konuştu.
Mark Hibbs'e göre İsrail'in 'tarihi bir hata' olarak nitelediği anlaşmaya ilişkin duyduğu kaygıların nedenleri şunlar:
"İsrail'in endişeleri, en başından beri müzakere masasında olmamasından kaynaklanıyor. En büyük müttefiki ABD'nin bu anlaşma temelinde İran ile ilişkilerini ilerletmesi ihtimali de Tel Aviv için kötü senaryolardan biri. Zira bu durumun Ortadoğu'da dengeleri dramatik bir şekilde değiştirebileceğini düşünüyor. Şu ana kadar ABD, İsrail ve Körfez ülkeleri Ortadoğu'da istikrarın garantörü olarak hizmet ettiler. Şimdi ise bu durum anlaşma ile bir anlamda zora girdi. Çünkü gelişme, tam da bölgede IŞİD sorunu yaşanırken ortaya çıktı ve şimdi bu anlaşma sonrasında İran ile ABD, IŞİD'e karşı işbirliği yapabilir. Yani bölge değişimden geçiyor ve İran ile imzalanan anlaşma —en azından teoride- gelecekte bu değişimlerin dramatik olabileceği sinyali veriyor. Bununla beraber ABD'nin bu değişimlerin kendi Ortadoğu politikasında radikal bir revizyona yol açmayacağı ve İran ile ilişkilerini ihtiyatlı sürdüreceği konusunda İsrail'e teminat vereceğinden emin olabiliriz."