Böylece İran petrol, doğal gaz ve bazı ürünlerini doğrudan diğer ülkelere satabilecek, ayrıca finans, havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarında yıllardır süren yaptırımların kalkmasıyla ekonomisini geliştirme imkanı bulacak. Ancak BM'nin silah ambargosu 5 yıl, füze yaptırımı da 8 yıl daha yürürlükte kalacak. İran anlaşmayı ihlal ederse yaptırımlar 65 gün içinde yeniden devreye girecek.
Sputnik'e konuşan Berlin merkezli düşünce kuruluşu CARPO'dan İranlı politika uzmanı Adnan Tabatabai'ye göre anlaşma, her şeyden önce diplomasinin işe yaradığını kanıtlıyor. Uzman, "Tüm taraflar tam 23 ay boyunca, İran ile doğrudan askeri çatışmaya dahi yol açabilecek 12 yıllık bu siyasi krizi çözmek için istikrarlı bir kararlılık ve özveri gösteriler. Bu nedenle, anlaşma bir barış anlaşmasıdır ve diplomasi zaferidir" diyor.
'ORTADOĞU'DA BİR KRİZİN EKSİLMESİ HERKES İÇİN KAZANIMDIR'
'ANLAŞMA İLE İRAN TEST EDİLECEK'
Carnegie Endowment düşünce kuruluşunun nükleer politika uzmanlarından Mark Hibbs de anlaşmayı 2002'den beri uluslararası krize neden olan gerilimin tamamen dinmesi için bir fırsat olarak görüyor ve krizin tekrar patlak vermemesinin İran'a bağlı olduğunun altını çiziyor:
'TAHRAN İLE İŞBİRLİĞİNİN ÖNÜNDE ARTIK ENGEL YOK'
İran ve P5+1 ülkelerinin nükleer program konusunda uzlaşmasını, 'İran ile Batı arasındaki demir perdenin ortadan kalkmasının başlangıcı' olarak değerlendirenler de var. İranlı uzman Adnan Tabatabai, anlaşma çerçevesinde artık İran ile işbirliği yapmanın ve terör gibi bölgesel tehdit konularında Tahran ile ortak hareket edilmesinin önünde hiçbir engel kalmadığını belirtiyor.
Sürece paralel olarak Ankara-Tahran ilişkilerinin gelişmesi potansiyelinin de kuvvetlendiğini kaydeden Tabatabai, şu yorumu yapıyor: "Artık İran ile her türlü ilişki ve işbirliğine gitmek daha kolay. Ayrıca Suriye krizinde de görüldüğü gibi siyasi gerilimler, Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ilişkileri ciddi ölçüde olumsuz etkilemedi. Bu nedenle bence anlaşma ile birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin kapsamı büyüyecek."
'TAHRAN-WASHİNGTON İLİŞKİLERİNDE BÜYÜK DEĞİŞİM OLMAZ'
Yıllardır birbirlerine karşı 'terörizm sponsoru' ve 'büyük şeytan' gibi suçlamalar yönelten İran ve ABD gibi iki zıt ülkenin müzakere masasında uzlaşıya varması, "Tahran-Washington ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlayacak?" sorusunu da gündeme getirdi.
Mark Hibbs, anlaşmayı yaklaşık 40 yıldır ikili ilişkilere sahip olmayan İran ve ABD arasında 'ikili ilişkileri tesis eden bir adım' olarak yorumlarken, Adnan Tabatabai, İran-ABD ilişkilerinde büyük bir değişim yaşanacağı görüşünde değil. Uzman, "İki ülke kısa vadede normal diplomatik ilişkilere sahip olmayacak. Tabii ki, güvenlik alanında IŞİD'le ortak mücadele gibi bazı işbirliği girişimleri ortaya çıkabilir. Fakat bunun dışında, güçler ilişkisinde önemli değişiklikler olmaz" diyor.
Uzmanların da belirttiği gibi, Ortadoğu coğrafyası ve küresel güvenlik politikaları açısından en kilit sorunlardan biri sayılan İran'ın nükleer programı meselesinin tarafların anlaşmasıyla 'tatlıya bağlanması', öngörülemeyecek sonuçlara gebe yeni bir askeri çatışma ihtimalini ortadan kaldırmış gibi gözüküyor. Ayrıca, İran'ın ekonomisini ve bölgesel-uluslararası konumunu güçlendirmesine zemin teşkil ediyor.