Ha'aretz gazetesine göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ile Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Roma’da “uzlaşma sağlamak üzere” gizlice görüştüler.
Gazetede, bu görüşmede Türkiye’de İsrailli yetkililer hakkında yürüyen davanın TBMM’nin çıkaracağı bir kanunla sona erdirilmesi ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda da anlaşmaya varıldığı iddia ediliyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iddiayı doğrularken, görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi vermedi.
Peki İsraillilere karşı açılan davanın sona erdirilmesi ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin yakın zamanda normalleşmesi mümkün mü?
Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Mavi Marmara baskınında yaralanan aktivist, İHH İnsani Yardım Vakfı İnsani Diplomasiden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"5 yıldır bu tip görüşmeleri iki taraftan birileri sürekli yapmaya çalışıyor. Ama bu görüşenler, karar mekanizmasında yer alan isimler değiller. Gazze’de ambargo devam ettiği müddetçe, oradaki Filistinliler, bu sıkıntıları çekmeye devam ettikleri müddetçe İsrail ile Türkiye arasındaki hiçbir görüşmenin karşılığı olmadığını başından beri söylüyoruz. Gazze ambargosu kalkmak zorunda. Bu, görüşmelerin başlaması için bir ön şart olmalı.
Burada (Mavi Marmara baskını) hayatını kaybeden on kişi ve aileleri var. Çok ağır yaralananların yanında, filonun içerisindeki ben de dahil, 700 kişi bir şekilde yaralandı, hapsedildi, denizin ortasında kaçırıldı. Bunu yapanların cezalandırılmasına yönelik, hem Türkiye’de hem de uluslararası mahkemelerde davalar devam ediyor.
Bunun Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde hiçbir karşılığı yok. Bu, kişilere karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye’deki davada da Türkiye-İsrail ilişkileri değil, Türk vatandaşlarına karşı gemide işlenmiş olan suçlar yargılanıyor. Dolayısıyla, ne Meclis’in, ne Türkiye’yi idare edenlerin, ‘biz şöyle yaparak bunları affedeceğiz’ deme hakkı yok. Böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Bu, Türkiye toplumu tarafından da kesinlikle kabul edilmeyecektir. Hiçbir vicdan böyle birşeyi kabul etmez."