Küresel dengeleri kökten etkileyebilecek olan İsrail-Suudi Arabistan işbirliği iddiası ve Büyük Kürdistan projesini, uzmanlar Sputnik'e değerlendirdi.
'RİYAD, TÜRKİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANA'
'SADECE IRAK'TA 'MİNİ BİR KÜRT DEVLETİ' KURULABİLİR'
Alani, 4 ülkeye yayılmış bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulabileceğine inanmadığının altını çizerken, Irak'ta 'mini bir Kürt devleti' kurulabileceğini yadsımıyor:
"Bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulabileceğine inanmıyorum. Sadece Irak'ta mini bir Kürt devleti kurulabilir. Çünkü Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, ekonomi ve siyasi yapısıyla çok gelişmiş bir noktaya geldi. Ancak Irak'taki Kürt devleti yapısının diğer bölgelere yayılabileceğini ve Türkiye ile İran'ı da kapsayabileceğini sanmıyorum. Belki Suriye'de de böyle bir oluşum ile karşılaşabiliriz ama İran ve Türkiye için böyle bir ihtimal yok."
Uludağ Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı ise Büyük Kürdistan projesinin özellikle İsrail açısından çok arzu edildiğini savundu. Büyük Kürdistan devleti kurma düşüncesinin 90'lı yıllarda da sık sık gündeme geldiğini hatırlatan Tayyar Arı, Suriye'deki gelişmelerle beraber pratiğe geçirme imkanının artmış olduğu için yeniden 'orijinal' bulunmaya başladığını söyledi:
"90'lar öncesinde de Suriye, Irak, İran ve Türkiye'yi içine alacak birleşik bir Kürt devleti kurma arzusu hep gündeme getiriliyordu. Ama normalde hiçbir konuda anlaşamadıkları halde, bu konuda uzlaşan bu dört devletin mukavemetine takıldığı için, pratiğe aktarılma imkanı yoktu. Fakat Saddam'ın devrilmesi ve Irak'ın parçalanmasından sonra Kuzey Irak'ta ortaya çıkan yapıyla beraber, bu fikrin daha fazla olasılık düzeyine geldiğini söyleyebiliriz."
'PYD BİR ANDA MEŞRU AKTÖR OLARAK BÖLGEYE HAKİM OLDU'
"Bu bölgeler, her ne kadar nüfus olarak homojen olmasa da, yekpare hale getirilmiş durumda. Biz demografik yapının buna engel olacağını düşünüyorduk ama enteresan bir proje işletiliyor. Çünkü IŞİD bölgeye saldırıyor, IŞİD'e koalisyon güçleri saldırıyor. Onun sağladığı meşruiyet alanını PYD kullanıyor. Böylece PYD bir anda meşru aktör olarak bölgeye hakim olmaya başlıyor. Bir proje çerçevesinde bölge, diğer etnik unsurlardan temizlenerek ya da temizlenmeden PYD'ye bırakılıyor. Dolayısıyla bu bir tezgah gibi gözüküyor. Bu da tabii ki Türkiye'yi bir açmaza sokuyor. Bölgede Türkmenler ile birlikte başka unsurlar var ve bir çaresizlik söz konusu. Türkiye bölgede kendi aleyhine oluşturulması planlanan projeye bir yerde müdahil olacak. Ama nerede müdahil olacak, onu kestirmek şu an için çok zor."
'ARTIK KİMSE OSMANLI'YI CANLANDIRAMAZ'
"Öncelikle artık Osmanlı İmparatorluğu yok ve hiç kimse Osmanlı'yı yeniden canlandıramaz. Suudi Arabistan da Türkiye'yi bir imparatorluk olarak değil; devlet olarak algılıyor. Riyad'da 'Türkiye'nin yayılmacı hevesler içinde olduğu ya da Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden kurmayı hayal ettiği' yönünde herhangi bir endişe ya da şüphe olduğunu sanmıyorum. Üstelik son zamanlarda Riyad-Ankara ilişkilerinin geliştiğine tanık oluyoruz. Irak'taki durum ve İran ile yürütülen nükleer müzakereler, Suudi Arabistan ve Türkiye'yi birbirine daha da yaklaştırıyor."
'TÜRKİYE'YE BÖYLE BİR ŞEY ATFETMEK, İSRAİL'İN ÇIKARINA HİZMET EDER'
Prof. Dr. Tayyar Arı da Mustafa Alani ile hemfikir:
"Yeni bir Osmanlı İmparatorluğu falan yok ortada; demokratik Türkiye Cumhuriyeti devleti var ve modern bir parlamenter sistemle yönetiliyor. Ayrıca Türkiye'nin hiçbir zaman başka ülkelerin toprağında gözü olmadı, hiçbir ülkeyi işgal etmedi. Onun için 'Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu gibi fetih anlayışıyla bölgeye girecek' gibi değerlendirmeler bence abartılı. Günümüzde artık bir sürü araç, enstrüman var. Türkiye daha çok ticari ilişkilerini geliştirerek, karşılıklı bağımlılık çerçevesinde bölgeyi bir 'barış adası' haline getirmeyi amaçlamıştı. Ama Arap Baharı, Türkiye'nin bu iradesinin gerçekleşmesini engelledi. Eninde sonunda Irak ve Suriye normalleşecek ve Türkiye yeniden bölgede önemli roller üstlenecektir. Ama bu Osmanlı İmparatorluğu gibi bölgeyi fethedeceği, askeri anlamda bölgeyi işgal edeceği anlamına gelmez. Bu imkansız bir şey, Türkiye'nin böyle bir siyasal kültürü yok. Türkiye anlaşmalara saygılı davranıyor, ahde vefa ilkesine çok önem veriyor ve uluslararası meşruiyetten ayrılmamaya özen gösteriyor. Onun için Türkiye'ye böyle bir şey atfetmek başka amaçlara, belki İsrail'e hizmet eder. Dolayısıyla ben bunun Suudi Arabistan'dan ziyade, bir İsrail projesi olduğunu ve Riyad'ı buna ikna etmeye çalıştığını düşünüyorum."