Enerji Bakanı Yıldız: Türk Akımı'nda koordinatlar geldi, izin süreci başladı

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'ni (TÜREB) kabulünde Sputnik'in sorular üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de gerçekleştirdikleri görüşmeyi değerlendirdi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'a refakat ettiğini anımsatan Yıldız, Bakü'deki  görüşmelerin son derece verimli geçtiğini vurguladı. Yıldız, Rusya Federasyonu ile yapılan görüşmede, gerek nükleer güç santralleri gerekse Türk Akımı'na ilişkin son gelişmelerin değerlendirildiğini ifade etti.

'KOORDİNATLAR GAZPROM'DAN GELDİ'

Türk Akımı'nda Türkiye'nin beklediği koordinatların Rusya'dan geldiğini ve izin sürecinin başladığını ifade eden Yıldız,  bu hafta içerisinde gelişmeler olabileceğini söyledi. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dışişleri Bakanlığımız olarak koordinat beklediğimizi söylemiştik. Geçtiğimiz hafta içerisinde koordinatlar Gazprom'dan geldi. Tabi bundan sonra fizibilite raporuyla alakalı ön izinlerin alınması gerekiyor. Bizim bu izinleri vermemiz sürecin devamıyla alakalı bir konudur. Bu hafta içerisinde bununla alakalı gelişmeler olabilir. Türk Akımı'nda yalnız konu ettiğimiz başlık dört boru hattından ibaret değildir, şu anda bir boru hattıyla alakalı konulardır. Yani 63 bcm Türk Akımı'nın hedeflediği rakam şu anda güncel olarak 15 milyar 750 milyon metreküp üzerinde yaklaşık 16 bcm üzerinde yürümektedir. Vereceğimiz izinlere veya konuşacağımız bütün müzakere başlıkları tek boru hattıyla alakalı olacaktır. O gün orada Sayın Putin ile Sayın Cumhurbaşkanımızın konuştuğu başlık bu noktadadır."

'AP RAPORU SUBJEKTİF, KENDİNİ İNKAR'
Bakan Yıldız, "Avrupa Parlamentosu Türkiye İlerleme Rapor'unda Akkuyu Nükleer Santrali'nin komşu ülkelere tehdit oluşturduğu gerekçesiyle yapımının durdurulması, bundan sonraki adımlara da Yunanistan ile birlikte Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin de katılması gerektiğini belirtti. Siz nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine  "Katılmıyorum" dedi:

"İlerleme raporundaki bu noktaların son derece sübjektif hazırlandığı hatta kendini inkar eden yönde gerçekleştiğine inanıyorum.  Niçin? Fransa gibi bir ülkede, Belçika gibi bir ülkede yüzde 80'ler civarında nükleer güç santralleriyle o ülkelerin ihtiyaçlarının karşılandığı bir nokta var. Almanya 17 tane nükleer güç santralinden bahsediyoruz. Bununla alakalı 22 milyar dolarlık yapılacak yatırımın depremselliği göz ardı edilecek şekilde gerçekleşmeyeceğini hep bilmemiz lazım. Bırakın böyle olmasını biz desek ki, ‘lütfen gelin bu nükleer güç santralını şufay hattının üzerine yapın' desek razı olmazlar. Yani siz gelip de o kadar parayı riske edilecek bir noktaya yatırır mısınız? Yani bunu siz yatırmazsınız da Rusya yatırır mı? O yüzden komşularla alakalı görüşlerin alınmasında Metsamor santraliyle alakalı bizim görüşümüz son derece nettir. Eğer Avrupa Birliği objektif bir yorumda bulunuyorsa bunu dikkate alsın. Biz Metsamor santralinin 30 kilometre ilerde Türkiye için bir risk oluşturduğuna inanıyoruz ve bunu da doğru bulmuyoruz."

Türkiye'de kurulacak güç santralleri hiç şüphesiz ki Türkiye'nin en sağlam yapılarından bir olacağını kaydeden Taner Yıldız, "Yaklaşık 6 kilometre kareye 22 milyar dolarlık yatırımla Türkiye'nin yatırımı en yoğun bölgesi olacaktır. O yüzden bu sübjektif ve AB'nin hatta kendini inkar edecek şekilde İlerleme Raporu'na Türkiye'nin nükleer güç santrallerini derç etmiş olmasını gerçekten, gerçeklerle bağdaşmayan bir yorum olarak görüyorum. Biz yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.

'SURİYE'DE ALTERNATİF GÜZERGAH GERÇEKLEŞEMEZ'

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye-Suriye sınırında son günlerde yaşanan gerilimin anımsatılarak, PYD'nin bu bölgede Türk petrolüne alternatif bir güzergah oluşturmaya çalıştığı iddialarının sorulması üzerine; Tel Abyad'taki gelişmelerin kaygı verici olduğunu özellikle oradaki Türkmenlerin ve Arapların ayrıştırılmaya çalışılmasının son derce önemli olduğunu söyledi. Yıldız, şöyle konuştu:

"Ben enerji sektörüyle ve ham petrol boru hattıyla alakalı şunları söylemek isterim: Bu yeni bir şey değildir. Saddam Hüseyin zamanında dahi 5 ayrı projeyle gerek Akdeniz'e gerekse Irak'ın ihracatıyla alakalı proje dizaynları yapılmıştır, ama Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattının henüz dolmadan, bununla alakalı kapasiteler karşılanmadan böyle bir proje ihtiyacının olacağını düşünmüyorum. Ayrıca  bu projenin de gerçekleşebileceğini düşünmüyorum. Enerji sektörüyle alakalı güzergahlar, boru hatları istikrarın en fazla olduğu bölgeden gider. Bu bir cazibe kuralıdır. O yüzden ben hala DAİŞ'in (IŞİD) hala istikrarsızlığın en önemli noktalarından, coğrafyalarından birisi olan Suriye'de böyle bir projenin gerçekleşebileceğini düşünmüyorum. Ama böyle bir düşüncenin olduğunu, bugünden değil çok öncelerden olduğunu tabi ki takip ediyoruz."

'ULUSLARARASI PROJELER KESİNTİYE UĞRAMAMALI'

Bakan Yıldız, yeni hükümet çalışmaları ve erken seçim beklentilerine ilişkin sorular üzerine de, koalisyonlar konusundaki bütün hukuki sürecin tamamlanmasından yana olduklarını söyledi. Türkiye'nin istikrarından mesul olan partinin yine AK Parti olduğunu kaydeden Yıldız, "AK Parti'nin istikrarı, Türkiye'nin istikrarıyla eş anlamlı olduğu için önemlidir. AK Parti onuncu seçiminde birinci parti olarak  çıktı. Bunun farklı şekilde tercüme edilmeye çalışılmasını doğru bulmuyorum. Tabi ki her partide olduğu gibi AK Parti'nin de 7 Haziran seçimlerinden çıkaracağı sonuçlar ve alacağı mesajlar vardır. Bu son derece tabi ve doğrudur. Ama bu Türkiye'nin hala yüzde 41 civarında oy alan ve birinci parti olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Biz hukuki süreçte koalisyonla alakalı bütün girişimlerimizi yapacağız. Sonuç alınabilir veya alınmayabilir. Diğer partiler buna eşlik edebilir veya etmeyebilir. Ondan sonra yine anayasa ve kanunların verdiği süreç neyse o süreç tamamlanır. Burada AK Parti'nin samimiyetini zaman zaman tartışılıyor hale getiriyor olması doğru bir yaklaşım değil. Uluslararası projeler var, devam etmesi gereken bir çok projemiz var, bunun şu veya bu şekilde kesintiye uğruyor olması tabi ki kabul edilemez durumdur. Türkiye hangi iktidar tarafından olursa olsun büyütülmeye mecbur olan bir ülkedir. Mutlaka Türkiye'yi büyütmemiz ve geliştirmemiz gerekmektedir. O yüzden koalisyonun oluşmasıyla alakalı girişimlerimizin samimiyetinin tartışılıyor olmasını Türkiye'nin geleceği açısından doğru bulmam. AK Parti üzerine düşeni mutlaka yapacaktır" diye konuştu.