Irak, Suriye ve Libya'da kanlı işgal eylemlerine devam eden terör örgütü IŞİD, bu kez kimyasal silah tehdidi ile gündemde. Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, IŞİD'in zehirli klorin gazı kullandığını doğruladı. Örgütün kimyasal silah kapasitesini geliştirmek için üst düzey teknisyenleri saflarına kattığını belirten Bishop, IŞİD'in nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar elde etme ihtimalinin endişe verici olduğunu söyledi.
Kimyasal silahların kullanımı, üretimi ve depolanması, Kimyasal Silahlar Konvansiyonu'na (CWC) imza atan 190 ülke tarafından yasaklanmış durumda. Kimyasal silahlar, askeri silah olarak kullanılamıyor ancak terör silahı olarak ‘büyük değere' sahipler.
IŞİD, KİMYASAL SİLAHLARA 3 YOLDAN ULAŞABİLİR
IŞİD'in Irak'taki askeri saldırılarında klorin ve daha zehirli olan sarin gazı kullandığının kesin olduğunu belirten Walker'a göre, kitle imha silahı elde etmek istediğini açıkça belirten IŞİD kimyasal silahlara 3 yoldan ulaşabilir. Paul F. Walker, bu tehlikeli 3 senaryoyu şöyle anlatıyor:
SURİYE'NİN KİMYASAL SİLAH DEPOLARI
FELLUCE'DEKİ SADDAM ZAMANINDAN KALMA KİMYASALLAR
İkinci olasılık: IŞİD, Saddam Hüseyin'in kimyasal silah üretim tesisinin bulunduğu Felluce'yi geçen yıl ele geçirdi. Felluce'nin Al Muthanna bölgesindeki iki büyük gizli sığınakta eski ve bozulmuş kimyasal silah parçaları vardı. Bu sığınaklar- yaklaşık 20 yıl önce BM müfettişleri tarafından beton ve demir parmaklıklarla kapatıldı. Irak yönetimi de uzun süredir OPCW himayesi altında, bu noktaları ve kimyasal silahları, en iyi şekilde imha etme seçeneklerini araştırıyordu. Maalesef IŞİD, Al Muthanna'da Irak yönetimi tarafından yapılan yeni laboratuvarları ve bilim insanlarının konaklama yerlerini yağmaladı. Sığınakların bugün kimin kontrolünde olduğundan emin değilim ancak; her ne kadar çok tehlikeli bir operasyon olsa da IŞİD sığınaklara ulaşmış ve bir miktar kimyasal madde ele geçirmiş olabilir.
Üçüncü olasılık: Klorin, çok yaygın bir çift amaçlı kimyasal maddedir. IŞİD, Irak ve/veya Suriye'de sanayi depolarına yakın yerlere konuşlanmış ve klorin gazını Suriye'de olduğu gibi varil bombası şeklinde kullanmış olabilir."
‘SİVİLLERİ KORUMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER SINIRLI'
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bölgesel güvenlik uzmanı Theodore Karasik ise IŞİD'in kimyasal silahları askeri eylemleri sırasında ele geçirmiş olabileceğini ya da kara borsadan kimyasal maddeler bulmuş olabileceğini düşünüyor. IŞİD'in şu anda klorin gazı ile daha küçük çaplı zehirli saldırılar düzenleme kapasitesine sahip olduğunu vurgulayan Karasik, sivilleri bu saldırılardan korumak için yapılabileceklerinin sınırlı olduğunu söylüyor.
‘Green Cross' Başkanı Paul F. Walker, Ortadoğu'da şiddet sarmalını artıran IŞİD'in olası kimyasal silah potansiyeline tüm bölge ülkelerinin karşı durması gerektiğini vurguluyor.
"Körfez ülkeleri dahil tüm ülkeler IŞİD'e karşı durmalı. Neyse ki, (İsrail ve Mısır hariç) tüm Ortadoğu ülkeleri, Kimyasal Silahlar Konvansiyonu'na üye ve OPCW denetimine tabi durumda. Bu ülkelerin hiçbiri çift kullanımlı kimyasalları, konvansiyona üye olmayan ülkelere satamaz."
IŞİD'in klorin gazı kullandığı iddialarını, ilk kez Irak Kürt Bölgesel Yönetimi dile getirmişti. Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi, IŞİD militanlarının Ocak ayında Peşmerge güçlerine karşı kimyasal silah kullandığı yönünde kanıtlar olduğunu bildirmişti. Bir İŞİD intihar bombacısının Tikrit'te peşbergelere klorin gazı yüklü bir kamyon ile saldırı düzenlediği belirtilmişti.