Türk Akımı projesinin Yunanistan'a ilerletilmesinin son derece önemli olduğunun altını çizen Abramov, şunları kaydetti:
"Yunanistan'daki ortaklarımızın da bu projeye büyük destek verdiklerini belirtmeliyim. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras Avrupa'ya olan doğalgaz tedarikinin çeşitlendirilmesi gerektiğini belirtti. Rusya'dan Türkiye'ye uzanacak bu boru hattı Avrupa'nın enerji güvenliğini büyük oranda artıracak."
'FOSİL YAKITLARA ALTERNATİF GETİRİLMESİ, RUSYA İÇİN TEHDİT'
Lambert Enerji Danışmanlık Üst Yöneticisi Philip Lambert ise G7 Zirvesi'nde ABD Başkanı Barack Obama ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in fosil yakıtlara alternatif oluşturmak konusunda anlaşmaya varmış olmalarının, Rusya için tehdit oluşturduğunu öne sürdü.
Rusya'nın özellikle enerji alanındaki uluslararası ortaklıklarının Batı medyası tarafından anlatılmadığını savunan Lambert, şu görüşleri ifade etti:
"90'lı yılların başında Rusya'da özelleştirmenin adı bile telaffuz edilmiyordu. 1990 yılından itibaren Batı da bizim kullandığımız metotları kullanmaya başladı. Rusya aslında Batı medyasında gösterilenin aksine enerji sektöründe uluslararası ortaklıkları sahiplendi. Rusya'nın enerji üretiminin yaklaşık yüzde 10'u halihazırda yabancı şirketlerin sahipliğindedir."
YAPTIRIMLAR, RUSYA-ÇİN ENERJİ İŞBİRLİĞİNİ ARTTIRDI
İngiltere'nin başkenti Londra'da gerçekleştirilen Rus Enerji Forumu'nda konuşan Moynihan, son dönemde Rusya ve Çin arasında çok büyük hacimli enerji anlaşmalarına imza atıldığını vurguladı.
Rusya'nın Avrupa ile ilişkilerinin son 40 yıl içerisinde oldukça gerilimli bir şekilde devam ettiğini belirten Moynihan, ekonomik büyümesini destekleyebilmek için enerji talebi hızla artan Çin'in güvenilir bir ortak olarak ön plana çıktığına işaret etti.
Moynihan, "Rusya uzun yıllardır Çin'le enerji ilişkilerini artırmaya çalışıyor. Yaptırımların, bu süreci hızlandırıcı etki ettiğini söyleyebiliriz. Sadece Sibirya üzerinden Çin'e ulaşacak tek bir boru hattı için 30 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. Geçen yıl mayıs ayında Çin ve Rusya arasında 400 milyar dolarlık bir enerji anlaşmasıyla karşılaştık" şeklinde konuştu.
Çin'in büyümesini desteklemek için enerji kaynaklarını hızla güvence altına alması gerektiğine dikkati çeken Moynihan, "Çin'in Rusya'nın doğalgazına ve petrolüne ihtiyacı var. Doğalgazın batıda Avrupa'ya, doğuda Çin'e satılabiliyor olması Rusya'ya fiyat müzakerelerinde avantaj sağlayacaktır. Batı Sibirya boru hattının 2020 yılında faaliyete geçmesini bekliyoruz" dedi.
Moynihan, Rusya'nın Çin'le enerji anlaşmalarına dair ödemelerini kendi para birimleri üzerinden gerçekleştirmesinin iki ülke ekonomisi için faydalı olacağını belirterek, "Ruslar halihazırda üretim maliyetlerini kur ayarlamaları yoluyla düşürmek konusunda oldukça avantajlı durumdalar. Örneğin eğer enerji ödemeleri yuan üzerinden yapılırsa, Rusya bu geliri yine Çin'den ürün almak için kullanabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Çin'in Londra Konsolosu Shao Zheng de Çin ve Rusya'nın tüm alanlardaki ticari ortaklıklarının büyük ivme kazandığını vurgulayarak, "2000 yılında Çin'in Rusya'ya olan ticareti 8 milyar dolardı. Fakat geçen yıl bu rakam 100 milyara ulaştı. İki ülke arasındaki ticarette büyük artış yaşıyoruz" dedi.
İki ülke arasında ticari potansiyelin son derece yüksek olduğunun altını çizen Zheng, "İki ülke arasındaki ticaret hızla artıyor. Bu sadece buz dağının görünen kısmı" şeklinde konuştu.