KEİB Rusya Ulusal Konseyi Türkiye Temsilcisi Erdoğan Gündüz Polat, Türk-Rus ilişkilerinde gelinen noktayı ve mevcut işbirliği seviyesinin artırılması için yapılması gerekenleri Sputnik'e değerlendirdi.
Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelişiminde iki ülke liderlerinin çok önemli rol oynadığını ifade eden KEİB yetkilisi, "Putin-Erdoğan arasında psikolojik bir anlaşma noktası var. Bu nokta, dünya çapında ülkeler arasında yeni bir model yarattı. İki farklı karakterdeki lider, iki farklı yapıdaki ülkeyi harekete geçirdi ve ilişkilerimiz en üst düzeye çıktı" dedi.
‘EN TEMEL EKSİKLİK LOBİ'
İlişkilerde en büyük eksikliğin ise lobi faaliyetleri olduğuna dikkat çeken Polat, "Türkiye'de okulları, gazetecileri, ekonomik partnerleri ve şirketleriyle Batılı ülkelerin lobisi var. Alman, Fransız, İngiliz, Avusturya, İspanyol, İtalyan enstitüleri bulunuyor. Fakat Rusya ile 500 yıllık ilişkimiz olmasına rağmen benzer durum gerçekleşmemiş. Bir okullaşma, düşünce kuruluşu inşa etme durumu yok. Dolayısıyla Türklerle Ruslar arasındaki ilişki ya hep bürokratik nitelikte kalmıştır ya da Rusya'daki ihalelerin Türk şirketler tarafından alınıp, yapılması ile sonuçlanmıştır" ifadelerini kullandı.
Rusya gibi dünya kültürü ve siyasetinde önemli bir toplumun, Türkiye gibi imparatorluk geçmişi olan bir coğrafyada lobisini tesis edecek bir kuruma sahip olmamasını ‘temel problem' olarak gören Erdoğan Gündüz Polat, İstanbul'da ‘Rus Enstitüsü' kurulması gerektiğini söyledi.
‘LOBİ İÇİN OPERASYONEL MİSYON ŞİRKETLERİ LAZIM'
Batı ve ABD'den dolayı dünyada ekonomi, sanat, spor dahil birçok alanın siyasileştiğine işaret eden KEİB yetkilisi, "Bize gösterilen bir Batı parlamentarizmi var. Sadece onların kurallarının geçerli olduğu bir sistem var. Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeleri bu konseptin dışına itiyorlar. Bunu da misyon şirketleri üzerinden yapıyorlar. Dolayısıyla biz de önce kendi şirketlerimizi oluşturmalıyız. Rusya'nın ekonomik lobisini yapacak Rus şirketlerin Türkiye'de operasyonel hale gelmesi gerek. Türk lobisini Rusya'da yapacak olan misyon şirketlerinin de oluşturulması lazım" dedi.
‘RUSYA İLE BİREBİR İLİŞKİLERE İHTİYACIMIZ VAR'
Türkiye'nin Ruslarla olan ilişkilerini ya Avrasya ya da Türk cumhuriyetleri üzerinden kurduğuna dikkat çeken KEİB Rusya Ulusal Konseyi Türkiye Temsilcisi Polat, iki ülkenin birebir ilişkilere ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "Rusya ile kendi ilişkimizin formatını bir türlü kuramadık. İki ülke arasında her yıl düzenlenen bir forum yok. Alman-Rus Forumu var ama Türkiye ile ilgili yok. Türkiye'deki stratejistleri, medyayı, şirketleri ciddi anlamda bir araya getiren bir forum olması lazım" diye konuştu.
KARADENİZ KIYISINDAKİ TÜRK-RUS ŞEHİRLERİ İÇİN YENİ PROJE
Karadeniz Ekonomik Topluluğu Rusya Ulusal Konseyi olarak yeni bir proje hazırladıklarını açıklayan Polat, bu proje çerçevesinde Karadeniz'in iki kıyısındaki Türk ve Rus şehirleri arasında ticaret, ekonomi, sanat, kültür ve komşuluk ilişkilerini geliştirmek istediklerini belirtti. Yaratılacak olan bu ilişki modelinin sadece Rusya ve Türkiye arasında kalması gerektiğinin altını çizen yetkili, şu yorumda bulundu: "Çünkü bu bölgenin iki önemli gücü Rusya ve Türkiye'dir. Romanya, Moldovya, Bulgaristan ve Gürcistan'ın Karadeniz ekonomisi ve kültürünü yaratmaya yetecek güçleri yok. SSCB dağıldıktan sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği Topluluğu içindeki bazı ülkeler AB üyesi oldu. AB topluluktaki hareket alanını genişletince, bu yapıyı etkisiz hale getirmeye başladı. O nedenle ben bu yapıya alternatif olmayan ama sadece Rusya ile Türkiye arasında kalacak yeni bir konsept geliştirelim diyorum."
‘BATI BİZİ OYALIYOR'
Avrupa Birliği'nin (AB) Moskova ve Ankara'ya yönelik tutumunun benzer şekilde ‘oyalayıcı' nitelikte olduğunu ifade eden Polat, iki ülkenin kendi yönetim sistemlerini ve konseptlerini oluşturması gerektiğini kaydetti: "Batı Rusya ile de Türkiye ile de oynuyor. Putin'in dediği gibi AB, bugün ‘evet', yarın ‘hayır' diyor. Bize de aynı şekilde davranıyor. Dolayısıyla Batı'nın düşünce sistemi ve çalışma tarzı bizim gibi imparatorluk geçmişi olan ülkelere uygun değil. Bundan kurtulmamız lazım. Rusların ve Türklerin kendi yönetim sistemlerini ve konseptlerini oluşturmaları lazım. Yoksa Rusya dünyanın en büyük 2. gücü olmasına rağmen böyle yaptırımlarla karşı karşıya kalır. Biz de yaptırımlar ve krizlerle karşı karşıya kalırız, ülkemizde birtakım provokasyonlara maruz kalırız."
Ukrayna krizine de değinen Erdoğan Gündüz Polat, Kiev'deki Maydan protestolarında uygulanan plan ile Gezi olayları sırasında İstanbul'da uygulanan planın aynı olduğunu söyleyerek "Burada amaç Türkiye'yi vurmak ve Ukrayna'yı parçalamaktı. Batı, Ukrayna'da seçimle iş başına gelmiş devlet başkanını terörle devirdi. Aynı şekilde bizim seçilmiş başbakanımızı da terörle devirmeye çalıştılar. Plan aynı" diye konuştu.
‘YAPTIRIMLAR RUSYA'YA YARADI'
Rusya'nın Ukrayna krizi nedeniyle maruz kaldığı yaptırımlardan güçlenerek çıktığını dile getiren yetkili, şu tespitlerde bulundu: "Ruslar satrancı çok iyi bilirler. Heyecanlarını dışarı yansıtmadan uzun bir süre sakince bekler. Şu anda bütün dünya saldırırken Rusya sakin bir şekilde bekliyor. Moskova bir yandan Batı ile olan krizini bilinçli bir şekilde derinleştirirken diğer yandan BRICS ülkelerini bir araya getirdi. IMF'ye alternatif 100 milyar dolarlık BRICS Bankası kurdu. Şangay İşbirliği Örgütü'nü aktif hale getirdi. Avrasya'da dinamizmi artırdı. Yaptırımlarla birlikte kendi içine döndü, Putin'e destek yüzde 84 civarında şu anda. Bu yaptırımlar Rusya'ya yaramıştır."