'HEDEF, BİRLEŞİK SÜNNİ ARAP DEVLETİ'
Ortadoğu ve Kürt sorunu uzmanı Vadim Makarenko, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"IŞİD, Suriye ve Irak'ın Sünni topraklarını ele geçirdi. Bu topraklarda, Osmanlı dağıldıktan sonra Haşimi Krallığı'nın kurulması planlanıyordu ama I. Faysal bunu başaramadı. Cemal Nasır, Saddam Hüseyin ve Hafız Esad da Sünni toprakları Baas Konfederasyonu altında birleştirmeye çabalamıştı ama tüm girişimleri kağıt üzerinde kaldı.
'IŞİD KALICI'
IŞİD, bugün Suriye ve Irak'ın neredeyse yarısını kontrol altına tutuyor. Irak'ın başkenti Bağdat, bir yıldan fazla bir süredir tehdit altında yaşıyor. IŞİD ciddi bir şekilde Ürdün'ü de tehdit ediyor. Ele geçirilen topraklarda bir tür devlet kuruldu bile. Bu devlet, hava saldırılarına rağmen bu toprakları yönetiyor. En önemlisi de bu toprakların ve diğer ülkelerin, Sünni nüfusu tarafından destek görmesi. Diğer ülkelerden radikal eğilimli Sünni gençler, IŞİD saflarına katılmak için can atıyor.
IŞİD lehine çalışan bir diğer faktör, halen devam eden, Irak'ın parçalanması süreci. Başbakan Haydar İbadi de bu parçalanmayı durduramadı. Kürdistan'ın bağımsızlığı, sadece uluslararası konsensüs meselesi haline gelirken Irak yönetiminin, IŞİD'in kontrolünde bulunmayan Sünni Araplarla anlaşması da zor görünüyor.
IŞİD'i sadece iki dış güç bozguna uğratabilir: Türkiye ve İran. Ancak hiçbirisi bu görevi üstlenmeyecek. Bölgenin diğer ülkeleri de bunu istemiyor.
'30 YILDA TAM BİR DEVLET OLUR'
Ortadoğu uzmanı, Rusya-İslam Dünyası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Şamil Sultanov, IŞİD'in Ortadoğu politikasının en güçlü faktörlerden biri haline geldiğini belirterek, öneminin gelecekte artmaya devam edeceğinden emin olduğunu ifade etti. Sultanov konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
"Uzun vadede, yani önümüzdeki 30-40 yıl içinde, IŞİD'in tam anlamıyla bir devlet haline gelme olasılığını yüzde 95 olarak görüyorum. Kısa vadede, yani önümüzdeki 5-7 yıl içinde, IŞİD geçici olarak toprak kaybı yaşayabilir, şu anda sahip olduğu kalelerini kaybedebilir ancak bu durumda bile Ortadoğu sahnesinde bir oyuncu olarak kalacak ve önemli bir bileşen olacak. Örneğin son bir yıla bakalım; Ortadoğu'daki durumu en çok kim etkiledi, IŞİD mi yoksa mesela Ürdün mü, diye sorarsanız yanıt kesinlikle IŞİD olur. Ürdün kralının İngiliz vatandaşı olması ve İngiltere'nin bu bölgede konumunun oldukça güçlü olmasına rağmen… Ortadoğu'da uzun veya orta vadeli eğilimlere kim daha fazla etki yaptı, İŞİD mi Kuveyt mi, IŞİD mi Birleşik Emirlikleri mi, IŞİD mi Yemen mi veya Tunus mu, diye sorarsak herkes hiç düşünmeden IŞİD der. Yani bu örgüt, çok büyük faktöre dönüştü ve prensipte yeni bir olgu olduğunu kanıtladı. Burada mevcut uzun vadeli eğilimlerin hepsi, bu fenomenin lehine işliyor."
Hiç şüphesiz dünya, en azından belli bir süre için Ortadoğu'nun askeri ve siyasi alanında önemli faktör haline gelecek yeni bir fenomenle karşı karşıya. Ve herkes, bölgesel ve küresel oyuncular, mevcut ve uzun vadeli politikalarında bu faktörü dikkate almak zorunda olacak.