RİA Novosti’ye konuşan Kırımlı bir güvenlik yetkilisine göre, Romanya’nın Köstence limanından ayrılan DDG-71 borda numaralı füze güdümlü savaş gemisi USS Ross, Rusya karasularına yaklaşmaya başladı:
“Gemi mürettebatı provokatif ve saldırgan bir tavır sergiledi. Bu da istasyonları ve Karadeniz Filosu’na ait gemileri denetleyen operatörlerin alarma geçmesine yol açtı. Hızlı davranan Su-24 jetleri sınır ihlalinin önüne geçmek ve ülkenin çıkarlarını korumak için hazır beklediğini gösterdi. Belli ki ABD’liler Nisan 2014’te neler olduğunu unutmamış. Yine bir Su-24, füze savar sistem ekipmanı taşıyan USS Donald Cook savaş gemisinin üstünden uçarak uzaklaşması mesajı vermişti.
Olayın, eski Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki Odessa bölgesine vali atanmasından bir gün sonra yaşanması ise dikkatlerden kaçmadı.
Aynı gün Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Anatoliy Antonov, Singapur’da katıldığı bür güvenlik forumunda, Rusya sınırları yakınlarında ilerleyen ABD gemilerinin stratejik istikrara tehlike teşkil ettiğini söylemişti.
Diğer taraftan ABD tarafından yapılan açıklamada gemi mürettebatının agresif ve saldırgan davranmadığı savunulurken, SU-24’ün gemi yakınlarındaki uçuşunu da ‘rutin denetleme uçuşu’ olarak niteledi. Ancak Rus kaynak, jetlerin devriye sebebiyle değil, emir üzerine oraya gittiklerini söylemişti. Ayrıca açıklamada jet üsse döndükten sonra geminin ‘misyonuna’ devam ettiği belirtildi. ABD’nin askeri terminolojisinde, misyonların belli bir operasyon kapsamında düzenlenen aktiviteler olduğu biliniyor.
Pentagon Sözcüsü Eileen Lainez de USS Ross’un ‘uluslararası sularda her zaman için kurallara uygun davrandığını’ ve geminin Karadeniz’e gönderildiğinin günler öncesinden açıklandığını söyledi.
ABD 6. Filosu, USS Ross'un Karadeniz'e gönderilmesindeki amacın ‘bölgedeki barış ve istikrarın teşvik edilmesi olduğunu’ açıklamıştı.
USS Ross, 13 Kasım 2014'te Karadeniz'de yapılan NATO tatbikatı dönüşünde, İstanbul Sarayburnu'nda bağlı bulunduğu sırada karaya inen askerlerinin başına, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri tarafından çuval geçirilmesiyle daha önceden Türkiye'nin gündemine gelmişti.