Kazakistan’ın başkenti Astana’da Suriyeli muhalif grupları aynı masada buluşturan görüşmeler yapıldı. Suriye Ulusal Konseyi üyelerinden Muhammed Bassam İmadi, görüşmelerde ciddi görüş ayrılıklarının yaşanmadığını söyledi.
Astana’daki buluşmada taraflar, Suriye krizinin çözümü için aşamalı bir sürecin tercih edildiğini ve sürecin insani boyuttan başlaması gerektiğini söylediler.
Peki, çok sayıda Suriyeli mültecinin bulunduğu ülkelerden biri olan Türkiye’de bu yaklaşım hakkında ne düşünülüyor?
Konuyla ilgili, Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı ve ESAM Uzmanı, TBMM 21. Dönem Ankara milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin, şunları söyledi:
Suriye’deki son gelişmelere baktığımız zaman, böyle bir teklifin ilerleme getirebileceğini düşünebiliriz. Bu nedenle onlara bir-iki hafta vermeliyiz; Bakalım, ölümler duracak mı? Ama ben şüpheliyim.
Astana görüşmelerinde Suriye krizini çözmek maksadıyla aşamalı bir süreç tercih edildiğini görüyoruz. Bu sürecin insani boyuttan başlatılması öngörülmekte. Bu yaklaşım, milyonlarca Suriyeli mülteciyi barındıran Türkiye’nin yararına olabilir mi?
Sürecin insani yönden başlatılması çok isabetli olur. Çünkü bu insanlar, inanılmaz boyutta felakete uğradılar. 3-4 yılı geçen bir süre zarfında her gün bombalar ve ölümle birlikte yaşadı bu insanlar. Dolayısıyla, böyle bir başlangıç, mültecileri alan bütün ülkelere de yarar.. Ama ben yine de birkaç hafta geçmeden emin olamayacağımızı düşünüyorum. Çünkü tam 'barış geldi' diyoruz, bir bakıyoruz saldırılar oluyor. Her şeyden önce insanların huzura kavuşturulmaları lazım. Ama bu yaklaşımın gerçekçi olup olmadığı konusunda tereddütlerim var.