The Sunday Times'ın haberi, İran ve Batılı ülkelerin Tahran'ın nükleer programı konusunda görüşmelerin devam ettiği bir dönemde yayımlandı. Suudi Arabistan, İran'la varılması beklenen nükleer anlaşmaya temkinli yaklaşıyor. Nitekim Suudi Arabistan'ın eski istihbarat başkanı Turki bin Faysal da, 'böyle bir anlaşmanın bölgedeki nükleer üretimin birden çoğalmasına neden olabileceği' uyarısında bulunmuştu.
Konuyu Sputnik’e değerlendiren Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden (International Institute for Strategic Studies — IISS) Mark Fitzpatrick ise ‘Sunday Times’ın iddiasının güvenilirliğinin az olduğu’ yorumunu yaptı.
'PAKİSTAN’IN SUUDİ ARABİSTAN’A GÖNDERMEK ÜZERE ‘RAFTA HAZIRDA BEKLEYEN’ NÜKLEER SİLAHLARI YOK'
Fitzpatrick şunları söyledi: “Pakistan’ın Suudi Arabistan’a göndermek üzere ‘rafta hazırda bekleyen’ nükleer silahları yok. Pakistan’ın nükleer cephaneliği tamamen Hindistan’a odaklanmış durumda. Pakistan, nükleer silahlarını kendine saklaması yönünde, stratejik, siyasi ve ekonomik açıdan güçlü teşvik ve saiklere sahip. Suudi Arabistan – İran kavgasına müdahil olarak batısında ikinci bir cephe açması Pakistan açısından stratejik hata olur. Pakistanlılar, tıpkı Yemen müdahalesine savaş uçakları ve kara birlikleri ile destek vermesi yönündeki talebini kararlı bir biçimde reddettikleri gibi Suudi Arabistan’ın nükleer silah transferi talebini de geri çevirecektir.”
Öte yandan BBC de 2013'te 'Suudi Arabistan'ın Pakistan'dan istediği her an nükleer silah alabileceğini' yazmıştı. Suudi Arabistan'ın, Pakistan'ın 1970'li yıllarda başlatılan nükleer programına yatırım yaptığı düşünülüyor. Ancak Pakistanlı yetkililer, Suudi Arabistan'a, ülkenin nükleer teknolojilerine erişim izni verildiğini reddediyor.