'ESNEK' GEREKÇELER
Rusya Strateji ve Teknoloji Analizi Merkezi uzmanlarından Vasiliy Kaşin, tasarının, Asya Pasifik bölgesinin 21. yüzyılda kademeli olarak büyük ülkeler arasındaki mücadelenin temel arenasına dönüşmesiyle ilgili uzun ama kaçınılmaz sürecin başlangıcı olduğu kanısında:
JAPONLAR NASIL BAKIYOR?
PEKİN, TOKYO'YU ENDİŞELENDİRİYOR
Tokyo'nun kısıtlı bir seçimle karşı karşıya olduğunu da kaydedelim. Çin'in askeri ve siyasi gücünün büyümesiyle birlikte Japonya'nın endişeleri de büyüyor. Doğu Asya'nın büyük ülkelerinin, bu sürece tepki konusunda iki seçeneği var.
Birincisi, Çin ile stratejik anlaşmaların imzalanması. Böylece Çin'in bölgedeki özel rolünü kabul ederek, kendi çıkarlarını garanti altına alabilirler. Bu yaklaşımın örneğini Rusya sergiliyor. Örneğin, Şi Cinping'in geçtiğimiz günlerdeki Moskova ziyareti sırasında yapılan ortak açıklamada, Rusya, Çin'in büyük İpekyolu projesine desteğini ifade etti. Ancak karşılığında Rusya, kurduğu Avrasya Birliği'nin çıkarlarına saygı duyulacağına ve atılan adımların koordine edileceğine dair Çin'in güvencesini aldı.
ABD ETKİSİ
Japonya'nın büyük önemi dikkate alındığında Pekin, Tokyo ile de benzer stratejik anlaşmanın yapılmasına ilgi duyabilir ve muhtemelen önemli tavizlere hazır olabilir. Ancak Japonya'nın ABD faktörünün de etkisiyle dış siyasetinde yeterince bağımsız olmaması nedeniyle bu tür anlaşmalara giden yol, Japonya için kapalı.
KÖTÜ ZAMANLAMA
Bu nedenlerle, Tokyo'ya sadece ABD'nin Çin'i önleme stratejisine dahil olmak ve ortak çabalarla Çin'in Asya Pasifik bölgesinde kendi kurallarını formüle etmesine izin vermemek kalıyor. Japonya'nın ABD-Çin rekabetinin içine dalma süreci, hiç de uygun olmayan bir dönemde yaşanıyor. ABD'nin küresel liderliği zayıflıyor, dünyanın diğer bölgelerindeki krizler de ABD'nin temel askeri gücünü Pasifik'te yoğunlaştırma planlarını bozuyor. Ukrayna krizi, Çin'in Rusya ile daha da yakınlaşmasına yol açtı. Bu arada Çin'in dış politikasında, daha fazla sertliğe ve etkinliğe yönlenme gözlemleniyor.
Sonuçta, dış politikada bağımlı kalmasına rağmen Japonya'nın Çin'i hem siyasi hem de askeri açıdan durdurma çabalarında daha aktif rol üstlenmesi gerekecek. Japonya Anayasası'nın gözden geçirilmesi ihtiyacı, Sovyetler Birliği'ne karşı soğuk savaş yıllarında bile yoktu. Bu ihtiyaç şimdi doğdu. Bunun sebebi, Çin'in askeri güç konusunda Sovyetler Birliği'nin düzeyine ulaşması değil, ABD'nin Soğuk Savaş yıllarında bölgede sahip olduğu güç ve otoriteden çok uzak olması…"