Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından yapılan basın toplantısında, NATO’nun genişlemesinden yana olduklarını açıkladı.
Şu anda Bosna Hersek, Karadağ, Makedonya ve Gürcistan olmak üzere 4 aday ülke olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, 2016’da yapılacak olan NATO zirvesinin bir ‘genişleme zirvesi’ olmasını istediğini ifade etti.
Bu dört ülkenin, özellikle Gürcistan’ın NATO’ya katılmasıyla bölgedeki güç dengesi nasıl değişecek? Gelişmeler, Türkiye’nin bölge ve NATO’daki konumunu nasıl etkileyecek?
Konuyla ilgili, Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Bilkent Üniversitesi’nden askeri uzman Koray Gürbüz, şu değerlendirmelerde bulundu:
'GÜRCİSTAN'IN NATO ÜYELİĞİ, BÖLGE GÜVENLİĞİNE TEHDİT'
"Gürcistan’ın olası NATO’ya üyeliği, Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu zayıflatacağı gibi, bölge güvenliğini de tehdit etmektedir. NATO, Amerika’nın çıkarlarına göre hareket ettiği için, Gürcistan’ın NATO’ya katılması, yeni Soğuk Savaş'ın başlangıcı olacaktır. Gürcistan’ın üyeliği, Rusya’ya yönelik bir tehdittir. Bu, NATO’nun Gürcistan’a kurulacak olan askeri üslerle, füze savunma ve radar sistemleriyle Rusya’ya karşı bir operasyon hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor ve son derece yanlıştır. Bu tutum, dünya barışını etkilemektedir ve yeni bir dünya savaşına yol açabilir. NATO, Amerika’nın ve İngiltere’nin çıkarlarını korumak amacıyla Türk askerlerini kullanmaya devam ediyor. NATO’nun genişlemesi konusunda bölge ülkelerinin görüşü alınmalıdır. Çünkü Türkiye, hem Rusya, hem de İran’a enerji konusunda bağımlıdır. İleride bununla ilgili olarak bir sorun olursa, Türkiye çok zor bir duruma düşebilir. Yani Türkiye, NATO’nun genişlemesi konusunda kendi çıkarlarını gözetmelidir."
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya’daki NATO Toplantısı'nda yaptıkları açıklamaları değerlendiren TBMM Dışişleri, İçişleri ve Güvenlik ve İstihbarat Komisyonlarının Üyesi Ali Haydar Öner, konuyla igili şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan’ın Dışişleri Bakanlığı’ndan bu yana uluslararası politikada öngörülerinin zayıf olduğu biliniyor. Daha çok iç politikaya yönelik mesajlar veriyor. O bakımdan, sayın Başbakan’ın söylemleri seçim arefesinde fazla bir değer taşımıyor. Seçim ortamında sayın Başbakan, Dışişleri Bakanlığı’ndan bu yana devam edegelen yanlış söylemlerini sürdürmektedir. Bunun Türkiye’ye ve NATO’ya bir yararı yok. O bakımdan Davutoğlu’nun söylemlerinden ziyade uzmanların ve stratejik kuruluşların yaklaşımları dikkate alınmalıdır."