Avrupa Komisyonu'nun, sığınmacıları üye ülkelere daha adil dağıtmak için kota sistemi getirme planının, birçok Avrupa başkentinde endişeyle karşılandığı bir dönemde, Associated Press haber ajansına dün bir röportaj veren Leggeri, "Yunanistan'daki durumdan kaygı duyuyoruz. Bu sebeple de o bölgedeki faaliyetlerimizi ve Yunan yetkililerine desteğimizi artıracağız" ifadelerini kullandı.
Leggeri durumu şöyle değerlendirdi: "Türkiye'den deniz ve karayoluyla ayrılan göçmenlerin sayısı arttıkça çıktıkça, Orta Akdeniz'den Doğu Akdeniz'e doğru bir kayma yaşanıyor. Göçmenler çok hızlı hareket ediyorlar. Bu yüzden biz de esnek olmak zorundayız."
Son haftalarda 10 bin aşkın insan, denize açılmaya uygun olmayan fazlasıyla kalabalık botlarla Libya üzerinden Avrupa'ya geçmek için orta Akdeniz'den yola çıktı. Uluslararası Göç Örgütü'ne göre, bu sene ilk 6 ayda 1.830 göçmen Akdeniz'i geçmeye çalışırken hayatını kaybetti. Geçen sene aynı dönem için bu rakam sadece 207 idi.
Geçen yıl Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya 219 bin kaçak göçmen ulaşmış, 3 bin 500 kişi ise denizde hayatını kaybetmişti. Avrupa'ya en çok göçmen gönderen ülkeler arasında ilk dört sırada Suriye, Afganistan, Eritre ve Somali yer aldı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda 29 Nisan'da yapılan oylamada, Akdeniz'deki kaçak göçmen krizi ve iltica politikalarıyla ilgili üye ülkelerin daha fazla maddi katkı sağlamasını ve insan kaçakçılarına karşı mücadeleyi arttırmasını öngören karar tasarısı kabul edilmişti.
AB'nin Akdeniz'deki göçmen gemilerine karşı sınır operasyonları Triton ve Poseidon'un bütçesini üç katına çıkartılması kararı da alınmıştı.
İtalya'nın göçmen gemisi gözetim ve göçmen kurtarma operasyonu Mare Nostrum'un devre dışı bırakılmasının ‘büyük bir hata' itiraf eden Juncker, "Bütün üye ülkeler AB sınır operasyonlarının bütçesine katkıda bulunmalı" demişti.
AB'DE GÖRECE AZ SIĞINMACI KABUL EDEN ÜLKELER KOTALARA KARŞI
Öte yandan AB Komisyonu'nun önerdiği kota sistemine, nüfuslarına oranla görece az göçmen alan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra İngiltere itiraz ederken, Slovakya Başbakanı Robert Fico, göçmen kotasına tümden karşı olduklarını söyledi.
Fico, "Macaristan Kosova'dan on binlerce göçmen akınına maruz kaldığında kimse kotadan bahsetti mi? Diğer ülkeler benzer durumlarla karşılaştığında kotadan bahseden oldu mu? Her ülkenin bazı avantaj ve dezavantajları vardır. AB içinde çok zorlu bir mızrak dövüşü olacaktır" dedi.
POLONYA: AB LİDERLERİNİN DAHA ÖNCEKİ KARARLARIYLA ÇELİŞİYOR
Çek Cumhuriyeti Başbakanı Bohuslav Sobotka, kota sisteminin kabul edilmesini ülkesi için bir risk olarak gördüğünü belirtirken, Polonya'nın Avrupa İşleri Bakanı Rafal Trzaskowski, sığınmacıların AB üyeleri arasında yeniden dağıtılmasının, gönüllülük esasına dayanması gerektiğini söyledi. Trzaskowski, " Juncker'in böyle bir karar vermesi (kota sistemi) garip. Bu, AB liderlerinin daha önceki kararlarıyla çelişiyor" dedi.
Macaristan Başbakanlık Müsteşarı Janos Lazar, kota sistemini hiçbir şartla kabul etmeyeceklerini ifade ederek, "Macar hükümeti bunu engellemek için elinden geleni yapacaktır" diye konuştu.
İNGİLTERE ‘EKONOMİK MENFAAT PEŞİNDEKİ' GÖÇMENLERİ ÖZENDİRECEĞİ İÇİN KOTA SİSTEMİNE KARŞI
İçişleriyle ilgili konularda egemenliğini muhafaza ettiği için kota sisteminden sadece AB dışından insani nedenlerle getirilecek 20 bin sığınmacıdan payına sadece 2 bin 309 kişi düşen İngiltere de buna rağmen ekonomik menfaat peşinde koşan göçmenleri özendireceği gerekçesiyle kota sistemi getirilmesine karşı çıkıyor.
Kota sistemine İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya, Romanya, Portekiz, İrlanda ve Baltık ülkelerinin itiraz etmesi bekleniyor.
Öte yandan Fransa, İsveç, Almanya ve Avusturya gibi ülkeler kota sisteminden yana tavır alıyor.
Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner, kota sistemini desteklediklerini ve bu planın yürürlüğe girmesi halinde Avusturya'nın ilticacı barındırmada, AB üyeleri arasında hala yüzde 5 olan payının, yarıya yakın azalarak yüzde 2,6'ya gerileyeceğini açıkladı.
ALMANYA: TÜM ÜYELER MÜLTECİLERİ KABUL KONUSUNDA ORTAK SORUMLULUK TAŞIYOR
Almanya İçişleri Bakanı Thomas Maiziere ise uzun süredir çaba gösterdikleri bir konuda AB Komisyonu'nun adım atmasını memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayarak, "Tüm üye ülkeler, mültecileri kabul etme konusunda ortak sorumluluk taşıyor" dedi.
Maiziere, kota sisteminde üye ülkeler için belirlenen payların müzakere edilebileceğini savundu.
AB Komisyonu'nun kota sisteminin yürürlüğe girebilmesi için üye ülkelerin ve Avrupa Parlamentosunun onayı gerekiyor. Hollanda ve Belçika'nın da destekleyebileceği kota sisteminin üye ülkeler arasında çetin pazarlıklara sahne olması bekleniyor.
Komisyon, sığınmacıları paylaşmakta isteksiz davranan üye ülkeleri kota sistemiyle göçmen almaya zorlamak için yönetmelik hazırlamıştı.
AB Komisyonu'nun korunmaya ihtiyaç duyan göçmenleri üye ülkeler arasında yeniden dağıtma planında Almanya'nın kotası yüzde 18,4, Fransa'nın kotası yüzde 14,2 ve İtalya'nın kotası yüzde 11,8 olarak hesaplanmıştı. Sığınmacıların yeniden dağıtılmasında bu üç büyük ülkenin toplam payı yüzde 45'e yaklaşıyor.
AB üyelerine yapılan iltica başvurularında Almanya ve İsveç başı çekerken, bazı üye ülkeler neredeyse hiç sığınmacı kabul etmiyor.
Yasa dışı yollarla Avrupa'ya ulaşan göçmenlerin, mülteci statüsü verme ihtimali en yüksek ve barınma koşulları en iyi ülkelere yöneldiği biliniyor.
Yoğun sığınmacı alan Almanya, İsveç ve Avusturya'nın yanı sıra, düzensiz göçmenlerin en çok ayak bastığı İtalya ve Malta gibi ülkeler AB içinde daha adil bir dağılım istiyor.