"Arap ülkelerinden farklı olarak Türkiye'nin, ekonomik açıdan Irak Kürt Bölgesi'ne ilgi duyduğunun altını çizmek isterim. Türkiye, yatırımlar ve ticaret için bu bölgenin olanaklarından yararlanıyor. Türkiye’nin, ABD’nin yakın müttefiki olması askeri ve siyasi anlamda önemli. Bu dikkate alındığında Erbil-Ankara-Washington hattı, gelişmeler ne olursa olsun Irak Kürt Bölgesi’nin istikrarını sağlamada en önemli unsur. Bu durum, söz konusu üçlünün bölgenin diğer ülkeleriyle, özellikle de İran, Arap ülkeleri ve Rusya ile özel ilişkilere sahip olacağını dışlamıyor, aksine öngörüyor. Ancak aralarındaki ilişkiler temel bir özelliğe sahip ve bu ilişkilerde sıkı hiyerarşi var. ABD ordusu Irak’tan çekildikten sonra Irak Kürt Bölgesi günlük yaşam mücadelesinde Türkiye’ye bağımlı hale geldi. Bu yüzden her adımını Ankara ile koordine etmesi gerekir, ancak son sözün Washington’a ait olduğunu da anlamalı. IKBY’nin Türk ve Amerikan ortaklarıyla düzenli istişareleri de bu yüzden önemli."
"KÜRT BÖLGESİ TÜRKİYE İÇİN TEHDİT DEĞİL, FIRSAT"
"Kürtler, mevcut durumun üstesinden en iyi şekilde geliyor. Türkiye şu anda Irak Kürt Bölgesi’nin en önemli stratejik ortağı. Türkiye ile ortaklık ilişkileri olmadan Irak Kürt Bölgesi hayatta kalamaz. Irak Kürt Bölgesi’nin petrolünü çok ucuza satması, Ortadoğu bölgesindeki stratejik değişiklikler ve Suriye’deki olaylar, bu ilişkilerin kurulmasına neden oldu. Ayrıca Irak Şiileri, Türkiye’yi bir nevi rakip görüyor. Bu bir. İkincisi, Türkiye’nin kendisi de şimdi PKK ile barış arayışı içinde. Üçüncüsü de Suriye’nin Kürt bölgesindeki olaylar. Türkler, Suriyeli Kürtlere karşı IŞİD’i kullanmaya çalıştı ama hiçbir şey başaramadı. Bu yüzden şimdi Kürtleri kullanıyorlar, örneğin Süleyman Şah türbesini sınırlarına daha yakın çekmek için. Tablo çok karmaşık, hiç de siyah beyaz değil. Türkiye’den, şu veya bu şekilde Irak Kürt Bölgesi'nin bağımsızlığının desteklendiğine ilişkin açıklamalar olmuştu. Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da bazı açıklamalar yapmıştı. Bunların stratejik mi yoksa taktik adımlar mı olduğunu bilmiyorum, ancak Türkiye’nin duruşunda büyük değişiklik var. 2008’de savaşa yaklaşmışlardı. Şimdiyse neredeyse her gün ya Neçirvan Barzani ya da Mesud Barzani Türkiye’ye geliyor. Türkiye’den bazı isimler Irak Kürt Bölgesi’ni ziyaret ediyor. Biliyorsunuz bu bambaşka bir hikaye. Şu anda önemli olan Türkiye’nin değil ABD’nin ne söyleyeceği. Türkiye’nin tavrı değişti. Bundan 10 yıl önce sorsaydınız, şu anda söylediklerimi söylemezdim, ancak durum değişiyor. Bu, kimsenin dikkate almadığı bir şey. Değişim, stratejik nitelik taşıyor. Ortadoğu bölgesinde de temel değişimler yaşanıyor. Görünüşe bakılırsa Türkiye, Şii Irak ile yakın işbirliği yapamayacağı sonucuna vardı. Kürt Bölgesi, Türkiye için tehdit değil, bir fırsat. Elbette bu bir oyun. Her iki Barzani de Türk hükümetiyle o denli akıllıca çalışıyor ki, zaman zaman Türk tarafının çeşitli açıklamalarını duyuyoruz. Artık Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı olduklarını açıklamıyorlar. Eskiden Irak’ın toprak bütünlüğünden, korunması gerektiğinden bahsederlerdi ancak şimdi böyle açıklamalar yok. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Çanakkale Savaşı’nın 100. yıldönümü anma törenlerine katılmak üzere Türkiye’yi ziyaret etti. Bu çok önemli, zira Türkler ve Kürtler o savaşlarda omuz omuza savaşmışlardı."