Ermenistan, bu olayları soykırım olarak sınıflandırıyor, Türkiye ise Ermenilerin yanı sıra diğer halkların da bu dönemde ölümüne sebep olarak Jön Türklerin hatalı politikasını gösteriyor. Avrupa Parlamentosu, geçen hafta Türkiye'yi Ermeni soykırımını tanımaya çağırdı.
Peki mevcut durumdan bir çıkış yolu var mı? Taraflar uzlaşabilir mi? Batı ülkeleri Türkiye’yi, Ermeni soykırımını tanımaya çağırma hakkına sahip mi?
Radyo Sputnik'e konuşan MHP Milletvekili Atilla Kaya, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:
Ermenistan Anayasası ve Ermenistan’ın bağımsızlık belgesine baktığımız zaman, Türkiye ile Ermenistan’ın sınırlarını belirleyen 1920 Kars Anlaşması'nı kabul etmediğini görüyorsunuz. Aynı zamanda Ermenistan’ın Bağımsızlık Beyannamesi'nin on birinci maddesinde, Türkiye’nin doğu Anadolu topraklarından Batı Ermenistan diye bahsedilmiştir. Yani Ermenistan, Türkiye’nin sınırlarını tanımıyor.
Ermenistan, diasporasıyla beraber asılsız Ermeni soykırımı iddialarını dünya çapında Türkiye’ye karşı kullanan bir ülke. Bir de bütün bunların yanında komşu olan Azerbaycan’ın topraklarını, Dağlık Karabağ’da işgal altında tutuyor. Dolayısıyla önce Ermenistan’ın bu yayılmacı, işgalci ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımayan, sınırlarını tanımayan politikasından, anlayışından vazgeçmesi lazım. Ondan sonra ilişkiler normalleşsin. Şu an nasıl bir normal ilişki kurulabilir?
Batı ülkelerinin Türkiye’yi soykırımı tanımaya çağırma hakkı var mı?
Bu Avrupa Parlamentosu’nun görevi değil. Her zaman söylediğimiz gibi, bu konuyla ilgili Rus arşivleri var, Ermenistan’ın arşivleri var. Tarihçiler otursun, araştırsın, incelesin. Eğer gerçekten bir şey varsa ortaya çıkarsınlar. Avrupa Parlamentosu ve Batı, öncelikle kendi tarihine baksın. Batının tarihi emperyalizm tarihidir. Afrika’yı, Amerika kıtasını uzun yıllar sömürgeleştirmiş, orada türlü katliamlar, soykırımlar yapmış. Onlar ikili ilişkilere karışmazsa bu sorunlar daha rahat çözülebilir.
"SORUN BAŞBAŞA ÇÖZÜLMELİ"
Ermenistan Anayasası yazarlarından siyaset uzmanı Stepan Grigoryan, Radyo Sputnik'e açıklamasında, Türkiye ve Ermenistan arasında ikili ilişkilerin normalleşmesini ve Ermenistan Anayasası’nda Türkiye’ye yönelik toprak iddialarının bulunduğuna ilişkin Türk siyasetçilerin yaptığı açıklamayı yorumladı. Grigoryan şöyle dedi:
İkili ilişkilerin normalleşmesi konusunda şunu itiraf etmek gerekir ki, en iyisi uluslararası yardıma başvurmamak, sorunu Türkiye ile baş başa çözmek. Ancak Ankara bu yolu kendisi seçti. Bugün ilişkilerin normalleşmesi sorununu çözmek için elbette Türkiye’den Ermeni soykırımını tanımasını talep etmek şart değil. Türk toplumunun buna hazır olmadığını anlıyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun verdiği mesaj şimdilik yeterli. Şimdi Türkiye ile ikili ilişkilerin normalleşmesi için ya sınırların açılması ya da 2009’da imzalanan protokollerin onaylanması gerekiyor. Ermenistan, Türkiye’nin ardından protokolleri onaylar.
Ermenistan Anayasası’nda Türkiye’ye yönelik toprak iddialarının bulunduğuna dair Türk tarafının açıklamaları için ne diyorsunuz?
Ermenistan Anayasası’nın yazarlarından biri olarak tüm sorumlulukla diyebilirim ki, Türk tarafının yaptığı bu açıklamalar hatalı. Anayasa’da Batı Ermenistan ve tarihi adaletin onarımı hakkında hiçbir söz yok. Bağımsızlık ilan etmeden bir yıl önce kabul ettiğimiz Bağımsızlık Bildirgesi var. Bu bildirgede gerçekten de, “halkımızın geçmişinden ve tarihi mirasından sorumluyuz” ifadesi yer alıyor. Yani Türkiye’de yaşayan Ermenilerin kaderinden manevi sorumluluk taşıyoruz. Toprak ve hukuki hiçbir iddiamız yok.