Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında, asırlardır barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşamış farklı etnik ve dini kökenden pek çok Osmanlı vatandaşının hafızalarda derin izler bırakan büyük acılar yaşadığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Birinci Dünya Savaşı koşullarında bu acıları yaşayan, farklı etnik ve dini kökene mensup milletlerin torunları olarak yaşananları anlıyor, hayatını kaybeden masum Osmanlı Ermenilerini saygıyla anıyor, torunlarına taziyelerimizi sunuyoruz. Osmanlı Ermenilerinin hatırasına ve Ermeni kültürel mirasına sahip çıkmak Türkiye için tarihi ve insani bir görevdir. Bu anlayışla, bu yıl 24 Nisan günü Ermeni Patrikhanesince düzenlenecek dini bir törenle, Osmanlı Ermenileri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de anılacaktır."
'AYRIM GÖZETMEDEN, SAYGIYLA ANIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl Başbakanlığı döneminde yayınladığı mesajında belirttiği gibi "Türkiye ve Ermenistan'ın, birlikte, kendilerine yakışır bir törenle" Osmanlı Ermenilerini anmalarının çok daha anlamlı olacağını vurgulayan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Tarih siyasete alet edilmediğinde, bu olgun ve erdemli duruşun gerçekleştirileceğine inanıyoruz. Kadim Anadolu medeniyeti tarihimize sahip çıkmayı, sevincimizi ve acımızı birlikte anmayı, yaralarımızı birlikte sarmayı ve geleceğe birlikte bakmayı öğretmiştir. Hrant Dink'in ölüm yıl dönümü vesilesiyle 20 Ocak 2015'te yayınladığım mesajda ifade ettiğim üzere 'iki kadim halkın birbirini anlama ve birlikte geleceğe bakma olgunluğuna ulaşmaları mümkündür.' Bugün de tarihi sorumluluğumuzun ve insani görevimizin bir gereği olarak, acılar arasında ayırım gözetmeden yüzyıl önce yaşanan olaylarda hayatını kaybedenleri saygıyla hatırlıyoruz. Öte yandan, acılarımızın hafiflemesi için hayatını kaybedenleri hatırlamak kadar, geçmişle dürüstçe yüzleşmenin de önemli olduğuna inanıyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nda yaşananların nedenlerini ve sorumlularını tespit etmek mümkündür. Ne var ki, her şeyi tek bir kelimeye indirgeyerek, sorumluluğu genellemeler yoluyla sadece Türk milletine yüklemek, hatta bunu bir nefret söylemiyle birleştirmek vicdanen de hukuken de sorunludur."