AK Parti seçim beyannamesini yeniledi. 15 Nisan'da açıklanan beyannamede olmayan "Çözüm Süreci" bölümü eklendi.
Beyannameye eklenen bölümlerde demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasının yeni Anayasa ile güvence altına alınacağı belirtildi. Beyannamede, terörün sona erdirilmesi ile ilgili çıkarılan 6551 sayılı kanun hatırlatılarak, bu kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirlerin alınacağı kaydedildi.
AK Parti demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile taahhüt altına almayı vaadetti, çözüm sürecinin "dönemsel bir mesele olmadığı" vurgulandı:
"AK Parti olarak, 7 Haziran'dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız Çözüm Sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz."
'SİLAH TAMAMEN GÜNDEMDEN ÇIKACAK'
"Çözüm Sürecini güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız "6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız."
ERDOĞAN'IN DİYARBAKIR KONUŞMASINA VURGU
Beyannamede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında başbakanken Diyarbakır'da yaptığı konuşmanın Kürt sorununun dönüm noktası olduğu belirtildi:
"Cumhuriyet tarihinin temel sorunlarından biri olan Kürt sorununun dönüm noktası Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan olarak, 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma olmuştur. Bu konuşma ile tabular yıkılmış, soruna demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağı dile getirilmiştir. İlk kez bir hükümet, sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir. AK Parti'nin bu cesur adımı, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemler ile sekteye uğratılmaya çalışılmış, buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir."
AK Parti'nin terörün sona erdirilmesi ve demokratikleşme süreçlerini bir arada yürütme kararlılığıyla hayata geçirilen düzenlemeler sıralandı. Bu düzenlemelerle "Eski Türkiye'nin ağır maliyet üretmiş olan sorunlu devlet-vatandaş ilişkilerinin tamir edildiği, mağduriyet üreten bir çok anti-demokratik uygulamanın ortadan kaldırıldığı vurgulandı. "AK Parti olarak, eski Türkiye'de telaffuz bile edilmeye çekinilen sorunlarla açık bir şekilde yüzleşerek demokrasimizin derinleşmesini sağladık. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarına son verdik" denildi.
'VATANDAŞ ÇÖZÜM SÜRECİ'Nİ SAHİPLENMİŞTİR'
AK Parti beyannamesinde çözüm süreciyle ilgili adımlar atılırken tüm partilerden destek istendiği, Meclis çatısı altında bir toplumsal sözleşme için çağrıda bulunulduğu hatırlatıldı. Sürecin siyasi partiler tarafından değil vatandaş tarafından sahiplenildiği belirtildi:
"Partimiz, demokratik adımlar için anayasal değişimin şart olduğunun altını çizmiş, Meclis çatısı altında, yeni bir toplumsal sözleşme için çağrıda bulunmuştur. Muhalefet partileri bu çağrılara kulak tıkamasına rağmen, AK Parti olarak anayasa değişikliği gerektirmeyen demokratikleşme adımlarının kahir ekseriyetini atmaktan geri durmadık. Vatandaşlarımız bu adımlara büyük bir teveccüh göstererek, Çözüm Süreci'ni güçlü bir şekilde sahiplenmiştir."
'BÖLGEDEKİ HUZURUN DA REÇETESİ'
AK Parti, çözüm sürecinin sadece Türkiye için değil bölgedeki huzur ve barış için da şart olduğunu vurguladı:
"20. yüzyıl Türkiye'sinin en maliyetli sorununun Türkiye'nin 21. Yüzyılını da esir alarak milletimizin ağır faturalar ödemesine müsaade etmeyeceğimizi Çözüm Süreci'yle açık bir şekilde ilan ettik. Gelinen noktada Çözüm Süreci, sadece ülkemizde değil, bölgemizdeki huzur ve barış ortamının da reçetesi haline gelmiştir. Bölgemizde ‘kanlı süreçlerin' derinleştiği bir dönemde, ülkemizin ‘barış süreçleriyle' anılmasını sağladık. Bu yönüyle Çözüm Süreci, sadece Türkiye'nin demokratikleşmesi ve acıların dinmesi için değil, bölgemiz için de birlik ve kardeşlik modelidir."